- Kategori
- Güncel
Bayrak Şiiri'ne farklı bir bakış
Arif Nihat Asya’nın Bayrak şiirini bilmeyenimiz yoktur herhalde. Hatta birçoğumuz bu şiiri okul yıllarımızda bir topluluk önünde okumuşuzdur. Hoş benzetmelerle süslü, insanın damarlarında dolaşan ırki duygularını okşayan etkileyici bir şiirdir. Şiirinin bu kadar popüler ve vazgeçilmez olmasının tek sebebi bu özellikleri değildir muhakkak.
Yeni kurulmuş Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine hitap eden, yeni rejimin dinamiklerini besleyen bir şiir olduğundan özellikle resmi bakış bu şiiri yaymak ve okutmak gibi bir misyon edinmiştir. Ve adeta bir gelenek gibi okullarda okunup, okutula gelmiştir.
Şiir, bayrağımıza bir methiye niteliğinde… Bayrağımızın kutsallığını ve bizim için ifade ettiklerini kaliteli bir edebi üslupla sunuyor. Her şey güzel ve yerinde… Fakat bir kıta haricinde… Ne zaman bu şiirin o kıtasını duysam, rahatsız olurum. İçime bir şeyler sinmez. O kıta şudur:
Sana benim gözümle bakmayanın
mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
yuvasını bozacağım.
Beni rahatsız eden, bu kıtada hissettiğim şovenist söylem… İçinde barındırdığı şiddet nüveleri… Özellikle bu şiirin çocuklara sunulduğunu düşünürsek, hissettiklerim bir kat daha kaygı verici oluyor. “Mezarını kazmak”, “yuvasını bozmak” ifadeleri çocukların bilinçaltına nasıl yerleşiyor acaba?
Bayrağına saygı gösterdiklerimizin bayrağımıza saygı göstermesini bekleyebiliriz. Bu bizim hakkımızdır. Fakat hiç kimse bizim bayrağımıza bizim gözümüzle bakamaz. Bu bize kimsenin mezarını kazma veya yuvasını bozma hakkını da vermez. Ki inancımızda kuş yuvası asla bozulmaz. Kuş yuvası bozanın ise yuvası bozulur diye bir inanış vardır.
Şiiri, bu kıtası hariç genel olarak beğenirim. Fakat bu kıtanın içinde barındırdığı şovenist, duygusal, saldırgan ve tehditkâr bir üsluba gerek var mıdır? Hele de şu kıtanın güzel ve naif üslubunun yanında…
Ey, mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
NOT: Bu yazıyı yazdıktan sonra internette biraz araştırma yaptığımda, benimle aynı rahatsızlığı duyan MEB, bu şiiri okul kitaplarından çıkardığını öğrendim. Buna rağmen bu yazıyı yayınlamayı uygun gördüm.