Bayram röportajı

Akşam saatleri.. Kendime kahve yaptım. Tek şekerli Türk Kahvesi. İnşallah uykumu kaçırmaz kahve. Gerçi yarın işe gitmeyeceğim. O nedenle, çok da önemli değil. Bir yandan da uyku düzenimi bozmak istemiyorum.

Yarın neden işe gitmeyeceğim?

İşyerinden üç gün izin aldım. Bayram tatilini birleştirdim ve on gün izne hak kazandım.

Şimdiye kadar tatil nasıl geçti?

İyi geçti, dinlendim.

Şehir dışına çıktın mı?

Hayır, çıkmadım. Yazlığa gidilecekti belki. Gitmek istemediğimi beyan ettim. 1993’ten beri gidiliyor. Bu yaz iki defa gidildi. Tekrar gitmek istemedim. Bir yandan trafik çilesi yaşanacaktı.

Bayramda kurban kestiniz mi?

Hayır, kesmedik.

Pazartesi günü iznin bitiyor ve işbaşı yapıyorsun. Bu konu hakkında görüşlerini öğrenebilir miyim?

Çok acımasız bir soru oldu bu. Hiç beklemiyordum. Yapılacak şey belli. Tilki, kürkçü dükkanına geri döner. Ayrıca işsiz olmamak iyi bir şey. Dışarıda iş arayan, çaresiz hisseden çok sayıda insan var. İşyerinde sorunlar olmuyor mu? Elbette yaşanıyor. Ama avantajları daha fazla. Her ay eline para geçiyor. Bu para ile harcamalarını karşılıyorsun. Sabah kalktığında bir amacın oluyor. Sosyal bir ortam. İşyerine gittiğinde selamlaştığın, sohbet ettiğin insanlar oluyor. Kısacası artıları var, eksileri var.

Gelecek beş yılda kendini nerede görüyorsun?

Orasını Allah bilir. Biraz mülakat sorusu gibi oldu. Daha yaratıcı bir soru beklerdim. Belki yükselirim işyerinde, uzman olurum. Belki maaşım artar. Belki daha iyi olur. Belki işsiz kalırım. Belli değil yani. İş hayatını bir kenara bırakıp hayatımın geneli hakkında konuşursak evlenme, çocuk sahibi olma durumu sözkonusu olabilir.  

Bir konu daha var…

Üzgünüm, daha fazla soru kabul edemeyeceğim. Çünkü beni içeriden, yan odadan çağırıyorlar. Kendinize iyi bakın.