Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '13

 
Kategori
Deneme
 

Bayramın adı Kurbanın tadı

Bayramın adı Kurbanın tadı
 

asırlardır bir cehalet-i müpdela hasıl olmuş memleket-i dergaha
her kim sakladıysa, ifşa edilmiyor hakikatler; lal olmuş diller,
sanki yemin etmişler de sırra ermiş hüsn-ü beyler
kimdir bu saffet içinde dolanıp lütfu gaflet içinde arayan eller?
hadi şimdi de bir "böyle gelmiş böyle gider"cilik peydalandı ataletle
insanımız yeis ve sıkıntıyı böyle muayyen bir cevapla geçiştiriyor
ah ne yazık ki onlara, kendilerini nasıl da tecelli ediyorlar..

Etki gücümün sınırlarını zorlayan bir dil yerleşti üslubuma, son zamanlarda tüm kitaplarını elimden geçirdiğim Sabahattin Ali üstadımın bana eseri; eski Türkçe'yi kazandırmak oldu. Tabi ki gönlüm isterdi daha böyle bir dille devam edeyim düşüncelerimi dökmeye lakin yeni nesil okuyucuların anlamakta güçlük çekebileceğini düşünerek, günümüz Türkçesiyle devam ediyorum gözümün önünden akan zamanı ifşa etmeye.. ;)

Bugün; Tanrı'ya adanılan adakların ruhlarını Tanrı'ya gönderme ayininin ikinci günü.. ilk defa bu bayram et yemedim; alınan canlardan uzakta bihaber, kendi iç dünyamda tevekküldeydim.. sevgilimle halvet olmaktı benim için ayinlerin en kutsalı, bayramların en mübareği, kutlamaların en coşkulusu.. şükürler olsun ki O'na, herkesle zıtlaştığım ve düşüncelerimin, duygularımın, inatlı kararlılığımın dikine gittiğim için haklı çıkarmıştı beni, haklı gurura ermiş, muvaffak olmuştum. güvenimi boşa çıkarmadı; O'na olan inancım da böylece sonsuz uzayın her geçen gün daha da derinleştiği gibi iyice derinleşti, içimde açtığı yeni kara deliğin içinde kaybolup gittim ben de..

Sabaha müthiş bir izzetle uyandım; batından sesler geliyordu, rahatlıyordu, gevşiyordu.. büyülü bir fener aydınlatıyordu denizimi; üzeri durgun ve ak, dibi berraktı. taze oksijeni çekiyordum ciğerlerime, beynime giden temiz kan, ruhumu uyuşturuyordu. Herkes yağmurun bense ıhlamurun kokusunu duyuyordum, farklıydık diğer tüm insanlarla nedense, algılarım ne yöne bakıyordu bilmiyorum ama kıbleye bakmadığından gayet emindim.

Son zamanlarda, etrafımda dönen ılımlı havanın inkişafını izlemekle yetiniyorum; tatlı bir nehir akıyor içime, durgunlaşıyor ve yosun tutmaya başlıyor orada; ilk canlılık su ve toprağın buluşmasıyla gerçekleşiyor, ardından karaya yayılan bu mucizevi kudret yeni canlılar ortaya çıkarıyor; bi nevi dna kombinasyonu aslında..

Velhasıl kelam;
İçmek güzeldir, bayramı seyranı bahane edip ritüelleri gerçekleştirmek de güzel, muhafazakar güruhu pohpohlayıp etinden sütünden istifade etmek de pek güzeldir, el öpmekle dudak kararmaz nasılsa, okumakla da alim olunmaz ama, ne ekersen onu belki biçersin, yürü be koçum anca gidersin, sen benim gibisini nah! seversin, bir berber bir berbere gel beraber bu akşam bize gidelim içelim demiş, kırk yıllık kani olur mu yani?, İçmek güzeldir hele de kırmızı etle; "hey hancı, bana et ve şarap getir.."

 HALİKARNAS ŞARAPÇISI

http://ulastuzak.blogspot.com/2013/10/bayramn-ad-kurbann-tad.html

 
Toplam blog
: 149
: 284
Kayıt tarihi
: 03.05.11
 
 

1987 Bandırma'da doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi İstatistik Bölümünden mezun oldu. Araştırma, Ban..