Beden dilinin gücü

Yüz hatlarınızın görünümü, giyim biçiminiz, ses tonunuz, iletişim anındaki mimik ve jestleriniz, konuşurken kullandığınız sözcükler, yürüyüşünüz, sizin hakkınızda çok önemli bilgiler verir.

Uykunuzu yeterince almazsanız, dengeli beslenmezseniz, egzersiz (spor) yapmazsanız yüzünüzün şekli olumsuz bir görüntü arz eder. Kaba tabirle şakülünüz kayar. Saçı sakalı karışmış, dişleri sararmış, yorgun gözlü bir kişi karşısındakilere negatif enerji yayar. Toplumun çoğunluğu bu tür yüze sahip bir insan ile iletişim kurmak istemez.

Giysilerinizin renklerinin uyumu, bedene uygunluğu, temizliği, mevsime uygun olması DA çok önemlidir. Herkes içinde yaşadığı toplumun ortalama değer yargılarına uygun giyinirse Kabul görür. Örneğin mini eteğin hiç giyilmediği bir toplumda bunu giyen kişi “kötü” olarak damgalanır.

Ses tonunuz, aksanınız, konuşma hızınız DA çok önem taşır. İnsanlar kendi konuşma biçimine benzemeyen, çok yavaş ya DA çok hızlı konuşan insanları itici bulurlar.

Bireye ya DA topluma hitap ederken el, kol, yüz, baş hareketleriniz, zamansız sırıtmanız DA sizin yanlış imaj vermenize neden olur. Topluluğa hitap ederken sürekli kağıda bakmak, oturarak konuşmak mesajınızın ulaşma yüzdesini düşürür. Monoton bir ses tonuyla, hiç vurgulamaya, nükteye yer vermeden yapılan konuşma etkili olmaz. Bir insan bilmediği (uzman olmadığı) konuda konuşurken de etkili olamaz.

Konuşurken kullandığınız sözcüklerin anlaşılır, güncel olması DA çok önemlidir. Arapça’yı, İngilizce’yi, Fransızca’yı herkes sizin gibi bilemiyor olabilir. O nedenle lafların arasına sürekli çok bilinmeyen sözcükleri karıştırmanız iticiliğinizi artırmaktan öte bir yarar sağlamaz.

Yürürken ezik, bezgin, cansız ya DA paldır küldür giderseniz “uyuşuk, kıro, ayı vb.” gibi damgalar yemekten kurtulamazsınız.

Yukarıda kısaca açıklamaya çalıştığım hususlar bireyin yaşam mücadelesindeki kalitesinde son derece önemlidir. Başarılı, aranılan, değer verilen bir insan olmak için beden dilini, etkili iletişimi, etkili konuşmayı bilmemiz gerekir.

Sürekli olarak insanlarla iletişim halinde olan öğretmenler, hukukçular, gazeteciler, hekimler, bankacılar hitap ettikleri kitlelerin ortalama değer yargılarına göre davranırlarsa Kabul görürler.

Ben istediğim gibi yaşarım, rasgele konuşurum, çevreyi takmam diyenler kaybetmeye mahkum olurlar.

www.aliozdemir.net