Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bedenimle barışığım.! Saçlarım rengarenk !

Bedenimle barışığım.! Saçlarım rengarenk !
 

Uzun süredir çevremdeki insanları gözlüyorum. Gözlemim sonunda bu yazıya karar verdim. Bedenimle barışığım diye başladım. Evet, bedenimle ve ruhumla barışığım. Bir anımla devam edeyim. Yaklaşık 40-45 yıl önce  kepçe kulaklarımdan dolayı çocukların” tavşan, tavşan” diye alay ettiklerini bilirim. Yaklaşık 14-15 yaşlarına kadar saçlarımı imkan dahilinde uzatabileceğim en fazla şekilde uzatır, kulaklarımı kapatırdım. Çünkü kepçeleri mi  örtmeli idim. Çocukluk işte. Tabi birde uzun saça karşı baba faktörü var. Yazın Bursa’ya nur içinde yatsın”nene”min yanına gelirdik.  O yaz yine nenemdeydik (anneannne). Babam yoktu saçları babam gelene kadar uzatayım dedim.
Ne mi oldu. Babam beklemediğimiz bir anda geldi. Şöyle bir baktı. “Ne lan bu saçlar ” dedi. “Koş kestir” dedi. Durabilir misin, gittik berbere oturduk koltuğa. Cama yakın koltuk. Saçlar kesiliyor. Kısa bir süre sonra babam ve annem kol kola berberin önünden geçtiler. “Eyvah” dedim.  Sonra bir “oh” babam görmedi dedim. 15-20 saniye sonra aynadan baktım ki kimi göreyim. Babam arkamda.  Kafaya berberde bir tokat”, berbere “adam gibi kes bunun saçlarını” dedi ve berberden çıktı. Asker adam. O an birazcık bozulu verdim.

Şimdi mi. Gözlerimden hafif, hafif akan yaşlar. O gün bozulmuştum. Lakin ondan sonra başta kepçelerim ile olmak üzere bedenimle hep barışık oldum. ” Nur içinde yat babam. Çok şeyi öğrettin. Ama o tokatla bedenimle barışmayı öğrettin. Mekanın cennet olsun.”  Bugün rahatlıkla” benim kepçelerim var, sizin var mı”diyebilecek kadar  bedenimle barışığım.

Geldik saçlarımın rengarenk olmasına. Yaş geçiyor. Kırktan sonra başta sakal ve bıyıkta olmak üzere beyazlar başladı. Bugün kısmen saçlarda şakaklara da geldi. Kısaca siyah, gri ve beyazlarla dolu saçlarım ve bıyıklarım. Olabilir diyeceksiniz. Doğru. Her yaşın kendine has bir güzelliği var. Bundan dolayı sorunum yok. Şükürler olsun Allah(c.c) a  bugünlere sağlık içinde geldim.

Pekiyi bu yazdıran konu ne diye sorarsanız işte önemli nokta. Çevreme baktığımda insanlar 15 yaşlarından başlıyorlar 60-70 yaşına kadar herkes saç boyatma derdinde. Eskiden bu sıklıkla saçlar boyanmazdı. Bugün erkeği ve kadını boyayla yatıyor ve  boyayla kalkıyor. Bu konuda çok büyük araştırmalar yok. Lakin kimyasal maddeler saçlara sürekli değiyor. Günümüzde  ”tek dişi kalmış” canavar medeniyet kanser oranlarını arttırdı. Kanser günümüzde ölümlerin bir kısmını oluşturur hale geldi. Kansere yakalanma yaşları giderek erken yaşlara indi. Aklıma gelmiyor değil bu saç boyaları uzun vadede saçlı deri ki kanlanması fazla olan bir deridir, kimyasal maddeler yaşamımızda olumsuz bir faktör olabilir diye düşünüyorum.  İnsanlar benim gibi bedenleri ile barışık oldukları taktirde bu boyalar daha az kullanılabilir ve ileride oluşturabileceği olumsuz faktörlerden uzak kalmış oluruz  ” Ne dersiniz” Saygı ve sevgilerle.

 
Toplam blog
: 81
: 1191
Kayıt tarihi
: 13.02.11
 
 

Ben kimim? Ben 55 yaşında hekimlik sanatını icra eden bir kişiyim. Adım Selçuk Şensöz. Bugün için..