Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '07

 
Kategori
Siyaset
 

Beklenen oldu! Halk ezici bir çoğunlukla AKP dedi.

Beklenen oldu! Halk ezici bir çoğunlukla AKP dedi.
 

Resmi olmayan rakamlara göre halkın % 46 sı AKP dedi. Bundan sonra ne olur ne biter tartışmalarına girmeden önce AKP’yi ve AKP’lileri tebrik eder, sonuçların tüm Türkiye halkı için hayırlı, uğurlu olmasını temenni ederim.

Sonuçların belli olmasından hemen sonra ekranlara çıkan ve kendine oy veren vermeyen herkese teşekkür eden Erdoğan: “Halk bize yola devam dedi. Seçim kazanmak önemli değildir. Halkımızın bizim omzumuza yüklediği yükün farkındayız. Bu yük iki katına çıkmıştır ve biz bu yükün bilinciyle hareket edeceğiz. Bilakis bizim için asıl sınav şimdi başladı, biz zafer sarhoşu olmayacak, sevincimizi başkalarının üzüntüsü üzerine inşa etmeyeceğiz.” dedi. Oldukça zekice hazırlanmış ve ince psikolojik savaş argümanlarıyla bezenmiş bu taktik konuşma eminim ki birçok CHP linin bile takdirini kazanmıştır.

Bana göre bu tablonun ortaya koyduğu en önemli gösterge, “bundan böyle elinde sağlam argümanlar olmadan, kuru gürültülerle, sataşmalarla, iddialı konuşmalarla politika yapılamaz” arkadaştı. Seçime katılan her iki seçmenden biri AKP demişti. Bu gerçeğe rağmen bu başarıyı yadsımak, basit cümlelerle ve kelimelerle açıklamaya çalışmak kolaycılık olur. Umarım yıllardır politikanın içinde olduğu halde istikrarlı bir biçimde aynı başarısızlığı sergileme hünerini gösteren CHP’liler, bu defa olsun gerçeği görürler ve resmi doğru okurlar.

Onca iddialı konuşmadan sonra ortalıkta görünmeyen Deniz Baykal’ın Tayip Erdoğan’dan önce meydana çıkıp; öncelikle yarışın galibi Erdoğan’ı tebrik etmesini ve ardından kendi seçmeninden ve tüm Türkiye’den özür dilemesini beklerdim, açıkçası.

Şöyle bir konuşma yapabilirdi mesela. “Öncelikle bana güvenen, güvenmeyen, oy veren, vermeyen tüm Türk halkına teşekkür ederim. Bu bir yarıştı ve ben kaybettim. Bu güne değin gerçekleri değil, gönlümde yatan aslanı gördüm ve yalnızca onun homurtularını dinledim. Fakat asıl önemli olan sizin gönlünüzde yatandı. Ben bu gerçeği kavrayamadım. Anladım ki sizlerle ben aynı dili konuşmuyoruz. Bundan böyle yıllardır göndere çekemediğim bu bayrağı gerçek sahiplerine teslim eder, hezimete uğrattığım tüm Türk solundan ve solcusundan özür dilerim” demeliydi. Böylelikle hem kendi seçmeninin, hem de tüm Türk halkının gözünde, hiç olmazsa sahip olduğu değeri korur, kendisine partisine daha fazla zarar vermemiş olurdu. Ama demedi, diyemedi.

Burada da Erdoğan yine Baykal’dan önce davranarak, Baykal’ı bir kez daha hezimete uğratmış, sergilediği tavır ve davranışla Baykal’a oy verenlerin bile takdirini kazanmıştır.

Eğer siz halkın nabzını iyi tutamaz; kalkar da toprağı okumayı sanat haline getirmiş köylü memet ağaya, internette google’la nasıl arama yapılacağını tarif etmeye, işadamının karşısına da şalvarla çıkarak, organik tarım nasıl yapılırdan söz etmeye kalkarsanız her iki tarafa da ulaşamamış olursunuz. Ve herkesin bildiği ama açık yüreklilikle kendine bile itiraf etmekten çekindiği malum hazin sonla karşılaşırsınız.

Sizin sorununuz ne biliyor musunuz Sayın Baykal? Siz hiçbir zaman gerçekleri göremediniz, görmek istemediniz. Söylemlerinizle olsun, davranışlarınızla olsun bırakın halkın yanında veya içinde yer almayı, alabilmeyi, üstüne üstlük bir de onları küçümsediniz. Onların serzenişlerine kulak asıp onlarla aynı dili konuşmak yerine, onlara hazır olmadıkları kendi doğrularınızı ve anlamadıkları bir sürü zırvalığı dikte etmeye, ettirmeye çalıştınız. Kötü bir amacınız yoktu belki ama kazın ayağı öyle değildi işte. Ne yaparsın? Sizin yaptığınız en önemli şey neydi biliyor musunuz ? Yıllardır istikrarlı bir biçimde başarı grafiğinizi aynı seviyede tutmak! Siz doğru gözlem yapmayı, doğru argümanlarla hedefe ulaşmayı beceremediniz.

Ah Baykal ve ekibi ahhh! Ne demiş atalarımız; “Hatice’ye değil neticeye bak. Konuyu bir de Hatça örneğiyle açıklayacak olursak: Siz yıllardır Hatçanın kemerli burnuyla uğraşmaktan, hatçanın aslında çok güzel olan gözlerini, ellerini ve bir de ciğerlerini saran tümörünü görmeyi beceremediniz. Eğer Hatçanın herkes tarafından zaten görülebilen kemerli burnuyla uğraşmayı bırakıp doğru teknolojiyi kullanarak Hatçanın ciğerlerini saran tümörü de görme yetisine sahip olsaydınız, tümörü tam zamanında keşfedip doğru teşhis ve tedavi yöntemini de geliştirmiş olurdunuz.

Umarım bundan böyle, öncelikle; resmin tamamını görüp, tamamı üzerinden değerlendirme yaparak doğru sonuca ulaşmayı başarırsınız. Resmin tamamı, sizin artık; “ evet; ben başarısız oldum ve sahayı terk ediyorum demenizi gerektiriyor. Türk solu ve Türk halkı için bir daha dönmemek üzere siyaseti bırakıyorum demenizi gerektiriyor.” Umarım bu özveriyi gösterecek cesaretiniz vardır Sayın Baykal. Olmayınca olmuyor işte. Kabul edin artık. Saygılarımla…

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..