Belge sahte! Peki, şimdi ne olacak?

Belge spekülasyonunda son noktayı Genel Kurmay koydu. Askeri mahkemenin verdiği karara göre ortalıkta dolaşan belgenin “sahte” olduğu kanaatine ve sonucuna varıldı. Hatırlanacağı üzere Genel Kurmay Başkanı “Belge sahte çıkarsa, ne yapacağımızı göreceksiniz” demişti. Belgenin sahte olduğu belirtildiğine göre, bunu belirten de askeri mahkeme ise şimdi ne olacak? Birincisi, hala bu konu sorgulanmalı mı? İkincisi Genel Kurmay bundan sonra ne yapacak? Bundan sonraki adım ne olacak acaba?

Fakat gelinen bu noktada, belli ki, bazı kesimler hala tatmin olamamış. Kimileri, askeri mahkemeye nasıl güvenilir derken, kimileri de “askerin açıklaması inandırıcı değil” diyor. E, doğrusu ne ? Doğrusunu kim açıklayacak? Eğer sivil mahkemeler de aynı kararı verirse, o zaman ne denecek? Konu bir üst mahkemeye mi taşınacak yoksa asker toplum nezdinde küçük düşürülmeye devam edecek mi ?

Bu son soru ilginç değil mi? Ben birilerinin askeri refüze etmeye, tamamen duruma getirmeye ve Türk milleti nezdinde korumasız, güvensiz ve kendi içinde çelişkili, kapalı kapılar ardında da, erin hesaplar yapan, bir kadar da sert, gri bir darbe meraklısı bir kurum olarak lanse etmeye ve askeri kurumu yıpratmaya çalıştığı kanaatindeyim.

Bu konuda ardı ardına da 3 yazı yazarak, bir izdüşümü yapmaya çalışmıştım. Aynı görüşümü sürdürüyorum. Bununla ilgili sağlam kanıtlarım yok ama bu kadar da her şey tesadüf olamaz. Nedense bu tür olaylar hep belli basın kurumları üzerinden yapılıyor. Bakın bundan kısa bir zaman önce “DTP’yi bitirme planı diye bir plan yada rapordan” bahsedildi. Bu belge de yine aynı basın kurumu üzerinden duyuruldu. Bugün dolaştığım haber sitelerinde de askere ait olduğu söylenen bir ses kaydından bahsediliyor. Yine aynı basın grubu tarafından halka duyuruluyor.

Bakın dikkat edin !. Sürekli ortaya atılan bir takım belgelerin, hep asker ve askeri kurum üzerine tertip edilmesi, yapılmış gibi gösterilmesi ya da yaptırılmasının maksatları araştırılmalıdır. Bu evraklar gerçekten askeri disiplin içinde hazırlanmış da olabilir. Yani birileri, askeri kışlalardaki bilgisayarları kullanarak bu belgeleri hazırlamış da olabilir. Bunlar asker de olabilir. Ama buna “emir-komuta zinciri altında düzenlenmiş” deyip koskoca Askeri kurumu zan altında bırakmak ve askeri “güvensiz” kurum gibi göstermek yanlış ve bir o kadar da tehlikelidir. Netice de güvensiz duruma düşürülen bu ülkenin güvenliğinden sorumlu bir silahlı kurumdur.

Genel Kurmay Başkanı Başbuğ, <ı>“komuta kademesinden, yani sizlerden böyle bir çalışma talimatı verildi mi?” diye sorulan soruya sert bir ifade ile <ı>“Bana bu soruyu sormanız bile abestir, hakarettir. Böyle bir talimat kesinlikle verilmemiştir. On binde bir ihtimali bile dikkate alıp, çok temkinli konuşmamız doğru değil mi? Askeri savcılık kendi açısından incelemesini yaptı ve Genelkurmay'da böyle bir planın hazırlandığına dair somut hiçbir ize rastlamadı” diye cevap vermiş. Bunu dikkate almak gerekir.

Ancak, iktidar partisi anlaşılan pek tatmin olmuş değil. Zira AKP'li Burhan Kuzu, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nın, Taraf gazetesinde yayımlanan belge ile ilgili açıklamalarını, anlamlı ve ikna edici bulmadığını söyleyip, “bu dava bitmez, devam eder” demiş. Ne olacak? Tatmin oluncaya kadar dava açacak, en son ihtimalle AHIM’e mi götüreceksiniz davayı? Hiç şaşırmam !..

CHP’nin <ı>“Belge sahteyse, bu belgeyi o avukatın bürosunda kim buldu ve ya buldurttu? Ergenekon dosyasına nasıl girdi? Bu çok daha vahim, demek ki kurumlar arasında gerginlik yaratmak isteyen birileri var ya da bir kuruma karşı egemenlik kurmak isteyen bir başka kurum var” diye açıklama yapması manidardır. Sorunun kökenine inilmesi açısından da bu konuya bu açılardan da bakıp araştırmak gerekir. Gerçekten de, bu belge malum gazeteye gelene kadar hangi aşamalardan geçtiği, sorgulanmalıdır.

İlgili gazete, belgeyi kendilerine servis yapan kaynağı söylemekle ısrar ediyor. Fakat Ergenekon dosyası ile ilişkilendirilmesi ilginçtir. Bu Ergenekon davası daha ok uzun zaman sürecek ve dava dosyaları daha kabaracak gibi. Ama lütfen dikkat !. Ergenekon davası dosyasındaki her belge hep nedense darbe yanlısı belgeler. İçerdekiler de öyle !

Türk Milleti, askerine, hükümetine, vekillerine, muhalefetine ve tüm devlet kurumlarına güvenmeli. Güvenmek yalnızca sözde değil, özde de olmalı. Bunun için demokratik ve güvenli bir Türkiye geleceği için tüm bu sorular aydınlatılmalı ve aydınlık bir tablo çizilmelidir. Tüm devlet kurumları kolay inşa edilmediği için kolayca da yıpratılmasına izin verilmemelidir. Bu o kadar da zor olmamalı.

../..