Ben Nefize değil, Nefise olmak istiyorum.

Yanlış yazımı koskoca bir kurum yaptı. Ben o zaman bebektim.

***

Herhangi birinin senden nefret etmesinin asıl nedeni; senin gibi olmak istediği halde asla senin gibi olamayacağını bilmesidir. 

[Victor Hugo]


İlginç söz… 

Ha, duruma göre derseniz o başka. 

Ama bana her duruma göre gibi geldi. 

Bana öyle geldi ne yapayım. Allah! Allah! Sizin istediğinizi düşünmek zorunda değilim yani. 

Aaa…

***

Durun kafamı karıştırmayın. 

Olmayın blender.

***

Esas mevzuya geçelim. 

Çok dikkatli olmak gerekiyor konuşurken ve de yazarken. İnce bir detay bu.

Örneğin; 

Başbakanımız Ağrı’da öğrencilere karne dağıttı. 

Bununla ilgili bir sürü haber ve de yorum okuduk. 

Nasıl bakıyorsanız öyle görürsünüz derler ya aynen durum bu.

Bakın konuyla ilgili bir yorum bu… 

‘’Öğrencilerin karnedeki isimlerine bakan Erdoğan, Sümeyye Işık adlı öğrencinin karnede 'Sömeyya', Gülten Çokol’ın ise ’Çakal’ olarak yazıldığını görünce okul yönetiminden, isim ve soy isimlerin düzeltilmesi için yardımcı olmalarını istedi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a isim-soy isim değişikliğinin uzun sürüp sürmediğini soran Erdoğan, hayır cevabını alınca yöneticilerin değişiklik için çalışma yapmasını istedi.’’

***

Diğer bir yorumda ise; Hürriyet yazarı Mehmet. M. Yılmazdan….(http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16912422.asp?yazarid=148&gid=61)

Yazıdan…

Bir öğrencinin ismi Sömeyye, başbakanımızın kızıyla adaş yani. 

Başbakanımız’’Benim kızımın adıda Sümeyye. Ama ‘’ö’’ ile yazılmıyor. Doğrusu Sömeyye değil, Sümeyye’dir. Düzeltin!’’

Bir öğrencinin ismini okuyup, soyadını okumayıp ‘’Bu soy isim hiç iyi değil, değiştirin soy ismini’’ talimatını vermiş.

****

- Abi ben bunu okuyunca şoke oldum. Kullarım mantığı ile hareket düşüncesi buya demekten alamadım kendimi. Önce bu yazıyı okudum sonra konuyla ilgili tüm haberlere baktım, yorumlara baktım. Şaştım kaldım.

***

Şimdi … 

Olay ayni olay. 

Mekân ayni. 

Kişiler ayni… 

Eeee … 

Bakış ve ardından da yorum farkı var. Hem de en uç noktada. Çok hem de…

***

Basın dördüncü derler ama birinci güçte olabiliyor .. 

Kesinlikle abi.

***

Yorum farklılığını bir kenara bırakırsak olay önemli. 

İsim ve soy isimlerin düzeltilmesi olayı kişi olarak değil de bir otomatiksel olarak yapılsa vallahi hiç fena olmaz. İsim ve soyadları yanlış yazımı kişilerin değil, kurumun sorumluluğu. 

Zira bendenizde muzdaripim bundan. 

İsmim ‘’Nefise’’. Gurur duyuyorum ismimle. 

Anlamıyla. 

Tarihsel büyüsüyle. 

Geçmişten kalmayım derim ya ismimle müstesna yani abi… 

İşte bendeniz Nefise taaaa bundan 41 sene evvel ( aramızda kalsın yaşım, tamam aramızda!) doğduğumda ‘’Nefize’’ olarak geçmiş nüfusa. 

Memurun gözlerinde ya da kulaklarından bir arızadan sanırım. 

Yaaaa… Deliriyorum abi ya. 

Bu benim sorunum değil ki. 

Yanlış yazımı koskoca bir kurum yaptı. 

Ben o zaman bebektim . 

Cıkkkkkkk! 

Cık! 

Cık!

***

Gelelim, düzeltmek istersennnnnn! 

Nasıl düzeltebiliriz derseniz, demeyin isterseniz; 

''Yaş, ad ve soyadı ve diğer nüfus kaydı düzeltme işlemleri, nüfus yasasına göre ilgilinin oturduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak dava yoluyla olur. Bu tür davalar Nüfus Müdürlüğü aleyhine açılır. Duruşmaya cumhuriyet savcısı da katılır. 

Bu tür bir davayı yalnız düzeltme isteyenler değil, ilgili resmi dairenin başvurusu üzerine C.Savcısı da açabilir. Karara karşı tarafların Yargıtay’a başvurma hakkı da bulunmaktadır. Kararlar kesinleştikten sonra, nüfus kütüğüne geçirilir.''

Bunun tabi bir gideri de var maddiyatsal olaraktan dimi? 

Yaniiii

***

Geldik esasa

***

Bu kayıtlarda ne imla ne harf hatası olmamalı.

***

Başbakanımız bunun talimatını vermeli ilgili kurumlara. 

-Evetttt başbakanımmmm, bizim suçumuz değil ki ismimizin, soyadımızın yanlış yazılması.

***

Ben Nefize değil, Nefise olmak istiyorum. 

İsmimi istiyorummmm…