Ben olsam yapardım

 Aynı konutta oturan site sakinleri günün yorgunluğunu atmak için whatsapp üzerinden mesajlaşarak dışarı çıktılar ve yürüyüş yaparak sohbet ediyorlardı.  

Hüsamettin, oturdukları siteyi inşa eden müteahhiti şikayet ediyordu. Müteahhit siteye bir yüzme havuzu bile yapmamıştı. Belli ki bu inşaat işinden çok para kazanmıştı fakat bir yüzme havuzunu site sakinlerine çok görmüştü. Çevrede çok iyi  müteahhitler vardı, kullandıkları malzemeler 1. sınıf kaliteli ve konutlarda aklınıza ne gelirse her türlü imkan vardı. Fakat bu müteahhit inşaat işinden anlamıyordu. Eğer sitenin müteahhiti Hüsamettin olmuş olsaydı, hiçbir masraftan kaçınmazdı. En güzel yüzme havuzunu yapardı ama oturdukları sitenin müteahhiti bu işi bilmiyordu ve bir havuzu bile yapmaktan acizdi.

Şerafettin, desteklemek için sürekli kafasını sallıyordu. Sabırla dinliyordu arkadaşını fakat bir an önce Hüsamettin sözünü bitirse de kendisi de konuşsaydı ve rahatlasaydı. İşte sıra kendisine gelmişti. Evet bu müteahhit inşaat işinden anlamıyordu. Kendisinin dağ evi vardı çok büyük paralar harcamıştı, herşeyin en iyisini yaptırmıştı. Hiçbir masraftan kaçınmamıştı, paraya pula önem vermiyordu olacaksa en iyisi en pahalısı olmalıydı. Ne müteahhitler vardı ki, hiçbir masraftan kaçınmıyorlardı.

Nurettin söz alarak, müteahhitlerin hepsinin sahtekar olduklarını ve noktasına virgülüne kadar inşaat işlerinde düzenbazlık yaptıklarını bu yüzden hepsinin Allah belasını versin diye beddua ederek içini döktü.

Sonra düşündüler bu havuz işini kendileri yaptırsalar çok maliyetli olacak. Hiç kimse cebinden çok para harcamak istemez dediler. En iyisi önce havuzun temelini atalım bir sonraki sene betonu atarız ve ondan sonraki sene fayanslar döşenir diye diye 10 sene içerisinde cebimizi de zorlamadan havuzu tamamlarız diyerek anlaştılar. Günün yorgunluğunu atmışlardı fakat gece yataklarına yattıklarında başka yerlere ödemeleri olduğunu hatırladılar bir sonraki buluşmalarında havuz yaptırma işini ertelemeyi konuşmak üzere uykuya daldılar.