Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '10

 
Kategori
Deneme
 

Ben Onun Kadını Olsaydım Eğer...

Ben Onun Kadını Olsaydım Eğer...
 

Ben onun kadını olsaydım eğer, ona delicesine aşık olmuş olurdum...

Eşi olmanın şeref ve gururunu hep omuzlarımda taşır ve dimdik yürürdüm. Beni onun yanında görenler dünyanın en bahtiyar kadını olduğumu yürüyüşümden anlardı.

Onunla hayatın toz pembe olmayacağını bilerek birlikte olmayı tercih etmiş olurdum.

Onun bana ait olamayacağının farkında olur ve bunu kabullenirdim. Sadece bana ait olmasını elbette ister ama bunun bencillik olacağını bilirdim.

Küçücük an ve ayrıntıların birleşerek koskoca bir hayatı oluşturduğunu ve gidişatını etkilediğini bilir ve bu yüzden anları mutlu kılmak için elimden geleni yapardım.

Neleri sevdiğini öğrenirdim. Mesela omleti sevdiğini bilir ve yesin yemesin, iki yumurtadan yapılmış bir omleti her sabah hazır bulundururdum. Hafif bir kahvaltıdan sonra az şekerli kahvelerimizi güzel bir sohbet eşliğinde içerdik. Sonrasında çalışma zamanının geldiğini bilir ve yavaşça ortadan kaybolurdum.

Akşam üzeri başbaşa kısa yürüyüşler yapardık. Bana yeni projelerinden heyecanla bahsederken ben de o coşkuya ortak olurdum. O anlarda hayalimizde canlanan görüntü tıpatıp aynı olurdu; modern, çağdaş bir Türkiye...

Akşam yemeklerinde neler istediğini de öğrenirdim. Bir de yalnız yemekten hoşlanmadığını ve yemek arkadaşlarını sevdiğini bildiğimden her akşam mutlaka misafir olurdu soframızda.

Her alanda bilgi ve tecrübesini kanıtlamış insanlarla uzun ve derin sohbetler yapılırdı geç vakitlere kadar.

Güzel bir yemeğin, insanın karnını doyurmasının yanısıra ruhunda da hoşluk yarattığını bilir ve ona özenli sofralar hazırlardım. Çok yemediğini bildiğimden masayı donatmazdım belki ama hep sevdiği şeyleri yapardım. Mesela kuru fasulyeyi çok sevdiğini bilir ve daima hazır bulundururdum...

Yemeğe daima müzik eşlik ederdi. Bir gün Safiye Ayla "Yanık Ömer"i söylüyor olurdu, bir başka gün Müzeyyen Senar "Fikrimin İnce Gülü"nü... Bazı bazı da Rumeli türküleri soframızı şenlendirirdi.

Zaman zaman "Gülistan" derdi bana, "hadi bize biraz piyano çal!"

İşte o zaman piyanoya doğru uçarak giderdim...

Bahçemde güller yetiştirirdim ona reçelini yapmak için...

Uzun süren seyahatlerine eşlik ederdim. Bu seyahatlerde zaman zaman sıkıldığım olurdu belki ama hiç şikayetçi olmazdım.

Türk kadınını nasıl görmek istiyorsa ben de öyle görünebilmek için çok gayret ederdim.

Eğer ben Atatürk'ün kadını olsaydım; onun masmavi gözlerine deli gibi aşık olmakla birlikte, bana değil milletine ait olduğunu bilirdim...

Lakin bundan hiç gocunmazdım...

Çünkü hemen yanıbaşımda yazılmakta olan şanlı bir tarihe tanıklık ediyor olurdum...

Şimdilerde çoktan toprak olmuş olsam bile bunu çok mu çok isterdim...

 
Toplam blog
: 12
: 7515
Kayıt tarihi
: 24.05.10
 
 

22 yıl eğitimcilik yaptım. Ege'nin güzel kenti Denizli'de yaşıyorum. Evliyim ve iki kızım var. ..