Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '08

 
Kategori
Şiir
 

Ben Pîrâye

Ben Pîrâye
 

Beklenen Mektup...


ey mavi gökyüzünün pusu / özgür kuşların oğlu
güne yoldaş bana eş
mektupların
bağrından çıkarken mi buruştu avuçlarında
hanımeli kokmuyor serin bahçelerin
ben Pîrâye!
feverana kapılıp da bırakmadım seni

dinle beni
sen duy beni efkâr-ı esrar
mektup düşer, ben düşerim, şiir düşer geceye...

ey zaman bu nasıl hız böyle
yine hangi koşudan kalmışsın kan/ter içinde
nerdesin acı yel / kovan
hayatın ibresine akrebin zehri mi bulaştı
ah! bu yüreğimin kuytularında kaç ceylan öldürdün böyle
kendimden geçecek kadar öfkelendiğim anlardayım
başım ağır, göz kapaklarımda tonlar
şiddetimin renginde büyüyor içimde kan davaları
eylem yeri yüreğim
mahpusun kadınları
göz suyunda kayarken yıldızlar
kafesteki vurgun kuşlar kadar özgür mü
ne kavgası ne direnişler
aşk yanığı hiç bir şeye benzemiyor değil mi
sonsuz gam mühürledim onunla gönlüme

ben Pîrâye!
feverana kapılıp da bırakmadım onu
gitme dedim maviliklerin derinlerine gitme
gitme dedim bu atlar ezelden rüzgâr kan / atlı
gitme dedim ayaklarında demir lâleler
gitme dedim ben dedikçe can attı
gitti...gözden alıp, gönlünde ıraklara attı beni
ondan kaldı yüreğimde bu son şarapnel parçası
sessizliğin uzattığı gecelerde şimdi vefam acıtıyor
ne kubbe kalıyor bende ne mihrap üstüne mihrap
bir yokluğun içinde soldu çıtkırıldım hanımelleri
hangi gün gitmiş de aynısıyla gelebilmiş ki yerine
her susmak içimden bir ölüm kusmaktır şimdi
gitme dedim gitme bu atlar ezelden rüzgar kan / atlı
kal dedim sadece kal
kal da dudaklarından anlamlı bir zafer bağışla
gidişiydi aynı anda içimi ezerek geçti ölüm
ben gitme dedim o rüzgar gibi can/attı
rüzgar kan / atlı

can düşer, ben düşerim, kanım düşer geceye...

ben Pîrâye!
feverana kapılıp da bırakmadım onu
har vurdukça ateş yandı korladım
dem vurdukça yandı yürek köreldim
hadi vur kalem, vur! .. yine vur acımın üstüne
yüksünmeden taşıdım / taşırdım da harlı sevdayı
ecel aman verseydi can baş üstüne
ben bekledim hep bekledim
alnımdan yüzüme dökülür oldu
ölümcül dolun ayın kızıl ter taneleri..

ucu kıvrık mektuplar ve matem elbisem üzerimde
siyah tüllerini çektim mâbedimin
bilirim yeni değil mecburi
hudutsuz aşklara yelken açanlar
bir meçhûlden gelir bir meçhûle kaçar
gitme dedim gitme
her ışık güneş değil kara geceye eşti
gitme dedim gitme can / attı
bu atlar ki ezelden rüzgar kan / atlı

dinle beni
sen duy beni efkarı esrar
aşk düşer, ben düşerim, sözüm düşer geceye...

ben Pîrâye!
feverana kapılıp da bırakmadım onu
mahpusun karısı ben hanımeli
kestim kızıl saçlarımı boyadım siyaha
üç dilek hakkım varsa üçünde de oydu
demeyin sakın inanmama cürrettini göster
deyip de sıkıntılandırmayın beni
acı acı güldürmeyin, söyletmeyin
batar mı su yüzüne çıkan gerçekler
biri yüreğimde, iki de gözüm var benim
gördüm orada duruyordu saadetimi çalan münevver

söylesenize, yalan mıydı aşk
şairlerin en büyük aşkla yazdığı şiirler kadar
göz düşer, ben düşerim, gönül düşer geceye...

ne yapsam yanlış ne söylesem yanlış olur
kalp sancısı ben Pîrâye!
feverana kapılıp da bırakmadım onu
vur kalem vur, yine vur acımın üstüne
yıkılsa da dünya taş taş üstüme
yüksünmeden taşırdım / taşıdım da harlı sevdayı
ecel aman verseydi can baş üstüme

ama dönemezdim...
ben bir mezar gördüm avuçlarında
şiir düştü, ben düştüm, ölüm düştü geceye...

ben Pîrâye!
Esra Kaya

Pîrâye'den mektup....

Bulutlar geçiyor haberlerle yüklü ağır
buruşuyor hâlâ gelmeyen mektup avcumda
yürek kipriklerin ucunda uzayıp giden toprak uğurlanır
benim bağırasım gelir Pîrâye! ...Pîrâye! .. diye

Nazım Hikmet...

 
Toplam blog
: 21
: 615
Kayıt tarihi
: 04.02.08
 
 

sessiz..ada..esra kaya(Şiir düştü)1971 Sivas doğumlu üç çiçeğin annesiyim...Sağı, solu iki kolum far..