Ben sana sorarım- 9.Bölüm

KOZAN MALİKHANESİ:

Ç:Seni anlamıyorum Esma. Ya... İntikam almak için yola çıkmadın mı?

E:Evet.

Ç:Niye ağlıyorsun o zaman?

E:Çünkü o çok üzüldü.

Ç:İyi olmuş. Burnu sürtsün biraz. Hem bana bak sen. Sen az mı üzüldün sanki.

E:Ama…

Ç:Binnur ya bir şey söyle şu kıza beni dinlemiyor.

Binnur dalgındır.

Ç:Oooo...Binnur ben kime söylüyorum. Sizin birbirinizden farkınız yok. Yoo... yoo… bu prenseslik size hiç yaramadı. Biiinnuurr.

B:Hııı.

Ç: Ben duvarla mı konuşuyorum ya. Biri karşımda hüngür hüngür.. Biri hülyalara dalar…Dünyaya dönün yoksa…yoksa…

B:Tamam ya Çiçek hayal bile kurdurmuyorsun insana. Demiri düşünüyordum bende.

Ç:Ooooo…Sen de oldun Binnur. Düş. Biz Esmayı iyileştirelim derken. Seni de mi kaybediyoruz yani?

B:İlk gördüğüm andan itibaren aklım Demir de kaldı. O da en az abisi kadar yakışıklı.Ama ne yazık ki prenses Melek onu da yörüngesine aldı ve prenses Binnur onun gölgesinde kaldı.

Esma burnunu çekti.

E:Canım ya, ne yapsak acaba? Ben aslında çok üzülüyorum Demir için. Öyle iyi ki bana karşı. Gerçi Selim ile benim için çekişmeleri hoşuma gidiyor ama…onun bir suçu yok ki. Selimden intikam alalım derken Demir’i üzmekten korkuyorum. Hem de seni Binnur.

B:Diyorum ki arasam Demir’i…Ve… Prenses Melek’in İstanbul’u gezdiğini ama Prenses Binnur’un henüz gezmediğini söylesem.Çok mu ileri gitmiş olurum.

Esma elindeki buruşuk mendil ile gözlerini sildi.

E:Yoo. Bu çok iyi bir fikir.

Ç:Şunlara bak. İkisi de buldu birini.Acıyan bana acısın ya bir kedim bile yok.

B:Yapma ama Çiçek. Söyle derdin ne?

Ç:Benim bir derdim yok da. Baksana şu kızın haline. Sabahtan beri ağlıyor.

B:Mantıklı düşünelim şimdi. Sil sende artık gözlerini.

Esma elinin tersi ile sildi gözlerini.

B:Aslında bir sorunumuz var bizim farkında değil misiniz.

İki kızda Binnur a baktı.

B:Bir nişanlı lazım prenses Melek’e.

Ç:Evet ya.

E:Evet ya. Bunu hiç düşünmemiştim.

Ç:Ağlamaktan başka bir şey yapmıyorsun ki geldiğinden beri.

B:İyi de kim olacak bu nişanlı bir kere zararsız bir olmalı ve güveneceğimiz biri olmalı.

E:Böyle birini bulmak çok zor.

………………

Suzan’ın sesi ile irkilir kızlar.

E:Annem.

B:Uzan sen Esma.

Ç:Zaten çok kötü görünüyorsun.

Suzan elinde bir tepsi.T epsi de çeşit çeşit yiyeceklerle girer odaya.

S:Esmam kızım bu ne hal. Gözlerin mosmor olmuş. Hadi şu yemeklerden ye biraz. Aç açına olmaz öleceksin maazallah.

Esma gözlerini aralayarak annesine baktı. Ve devam etti oyununa.

E:Selim’siz yaşamak haram bana.

B:Zavallıcık sayıklıyor yine.

Suzan kızının saçlarını okşadı.

S:Baban konuşmuş Ömer Bey ile. Halledeceğini söylemiş babana.

Esma bir anda açtı gözlerini.

E:Sahiden mi?

Suzan kızının gözlerindeki ışıltıya şaşırmadan edemedi.

S:Bu kadar çok mu seviyorsun Selim’i?

E:Canımdan bile çok anneciğim.

S:Güzel kızım, Hadi sen bir iki lokma ye. Selim seni böyle bitap görürse beğenmez falan.

Çiçek ve Binnur birbirine bakarak kıkırdaştılar. Suzan’ın ters bakışları ikisini de susturdu.

S:Neyse. Ben gidip Musa’ya bir bakayım. Son günlerde o da tuhaflaştı.

Kızların kıkırdama sesi… Suzan döndü baktı ve çıktı odadan.

Ç:Buldum. Buldum.

B:Neyi buldun Arşimet?

Ç:Prenses Meleğin nişanlısını.

E-B::Kim?

Ç:Güvenilir, yani bu demektir ki sırrımızı saklar ve emin olun zararsızdır kendileri.

B:Söyle ama. Aklından neler geçiyor?

Ç:Hazır mısınız? Sıkı durun… Dayım.

B:Ayhan Abi mi?

E:Dayım mı?

Ç:Tabii.Ondan uygun başka kişi yok. Düşünün bir…

B:E:Olur gibi.

E:Dayımla kim konuşacak.?

Ç:Niye bana bakıyorsunuz? Ben sadece fikir verdim.

B:Hep beraber konuşalım Ayhan Abi ile. Ne dersiniz?

Ç:Hah… İşte bu olur.

B:Bu konuyu hallettiğimize göre… Ben Demir’i arayayım.

………………….

ARHAN MALİKHANESİ

Ö:Selim çok uzadı bu Kozanların meselesi. Gidip isteyelim şu kızı.

S:Esma’yı mı?

Ö:Sen benimle dalga mı geçiyorsun Selim? Yüz kere söyledik sana annen de ben de.

S:Evlenemem ben o kızla baba. Ben… Ben… Başka birini seviyorum.

Ö:Duydun mu Behiye başka birini seviyormuş oğlumuz . Aşıkmış… Ya ARC ne olacak? Tırnaklarımla kazıdığım, yoktan var ettiğim ARC. Geliyorlar bana sağdan soldan geliyorlar. Arkadan önden geliyorlar.

B:Ömer…niiii.niiii…sakin ol…Selim…babanı ne hale getirdin böyle. Lafı cimi yok. Bu akşam gidiyoruz.Kız istemeye.

S:Annnee.

B:Annesi falan yok Selim bu evlilik olacak. Kendini düşünmeyi bırak.Ailen zor durumda böyle bir anda yanımızda olmayacaksın da ne zaman.

S:Ne desem beni dinlemeyeceksiniz değil mi anne? Benim duygularımın hiç önemi yok değil mi?

Ö:Şu çocuğu duyuyorsun değil mi Behiye? Her gün bir kızla gezer dolaşır. Sonrada aşığım der.Kim bilir ne saçma sapan bir kıza tutulmuştur gidip.

S:Saçma sapan değil babacığım. Aşık olduğum kız Şah Musa’nın kızı.

Ö:O kız Kesinlikle olamaz böyle bir şey.D ün…Şah Musa…ARC’nin güvenilir bir yatırım olmadığını ve ARC için tek kuruş yatırım yapmayacağını söyledi. Yani kurtuluşumuz Kozanlar.

S:Vazgeçmeyeceksiniz değil mi?

Ö:Buna mecburuz Selim.

S:Tamam. Tamam.Sizi kazandınız gidelim bakalım.

KOZAN MALİKHANESİ

A:Olmaz . Kesinlikle olmaz. Ablam ne der? Ya eniştem duyarsa.

E:Ama dayıcığım. Hani çok severdin sen beyaz kelebeğini.

A:Severim Esmam. Ama eniştem. Ya ben nasıl bakarım o mübarek insanın yüzüne?

Ç:Abarttın ama dayı. Ya ufacık bir yardım istedik. Bu kadar mı korkuyorsun babamdan?

A:Korku değil de... Ne bileyim yaptığınız şey doğru gelmedi bana. İnsanları aldatmak.

B:Biz burada Selim Arhan’dan bahsediyoruz Ayhan Abi. Esma’nın mutluluğunu istemiyor musun?

A:Elbette istiyorum. Bir de açlık grevi ha.

E:Buna mecburduk. Hadi ama dayıcığım.

A:Yardım ederim ama bir şartla. Enişteme her şeyi anlatacağız.

E:Buna gerek var mı?

Esma öyle boynunu bükerek bakmıştı ki Ayhan’a. Gözlerdeki çaresizliği görmüştü Ayhan.

A:Tamam be beyaz kelebeğim. Şimdilik enişteme bir şey söylemeyeceğim ama… Ama sonrası için söz veremem.

E:Dayıların en iyi kalplisi.

Esma dayısına sevgi ile sarılır.