Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '10

 
Kategori
Öykü
 

Bin yılın soğuğu (son)

Eski T.B.M.M binasının önüne geldiğinde birdenbire telefonu çaldı. Hay Allah sabah sabah bu arayanda kimdi? Telefonu açtı.

Endişeli bir ses “Sergey” dedi.

“Benim”

“Sergey, üzgünüm! Katya öldü!”

“Nasıl?”

“Öldürüldü!”

“Nyet, Nyet Nyet!”* (Rusça Hayır)

Sergey, aldığı bu beklenmedik haber karşısında daha fazla dayanamayarak dizlerinin üstüne çöktü. Gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı. Bir türlü aklı almıyordu. Katya öldürülmüştü ha! Kim neden yapardı böyle bir şeyi?

Yoldan geçenler meraklı gözlerle süzüyorlardı, kaldırıma çökmüş ağlayan adamı. Bir kaçı yardım etmek için yanına gitti. Ne olduğunu öğrenmeye çalıştılar. Ama Sergey, ” No No No” diyerek uzaklaştırdı onları.

Bir müddet öylece kaldırımda çöktü kaldı. Kendini biraz toparlayınca sarsak sarsak otele döndü. Çantayı yanına almayı unutmamıştı. Otele gidince çantayı bir kenara bıraktı. Katya’nın öldürüldüğü haberini veren arkadaşını aradı.

“Her şeyi bilmek istiyorum tamam mı?”

“Sakin ol biraz Sergey, izin verirsen anlatayım, İstanbul Şile’de cesedini buldular.”

“İslambol She ne?”

“Şile”

“She”

Sergey anlamayınca arkadaşı kodlamak zorunda kaldı.

“Şile”

“Hemen oraya gideceğim. Ne cehennemin dibindeyse orası.”

“Artık çok geç Sergey! Katya’nın ailesi geldi ve cenazeyi Rusya’ya götürdüler. Senin anlayacağın burada yapacağımız bir şey kalmadı. Acele edersek cenazesine yetişebiliriz.

"Çanta yanında mı?”

“Evet. Bir dakika... Katil bulundu mu?”

“İtiraf etmeliyim ki Polis bu konuda çok hassas. Bizimkiler olsaydı cinayeti adi hırsızlık olayına bağlar kimsenin de umurunda olmazdı. Neyse polis bu konuda ciddi bir araştırma yapmış. Koleksiyoncunun evinin yakınlarında bir ceset bulmuşlar, her nasılsa Katya’nın ölümü ile bu olay arasında bir bağlantı kurmuşlar. Adamın resmini Katya’nın çalıştığı pavyondaki çalışanlara göstermişler. Birkaç kişi adamı teşhis etmiş.”

“Ne ne ne bir dakika... Sen şimdi Katya’yla bu adam arasında bir bağlantı olduğunu söylemeye çalışıyorsun.”

“Hadi ama Sergey benim bir şey söylemeye çalıştığım yok. Ama, Katya, gece bu adamla birlikte ayrılmış pavyondan. Benden daha fazla bir açıklama bekleme”

“Yani katil bu adam mı?”

“Polis öyle olduğunu düşünüyor. Adam pek tekin biri değilmiş. Ortalık yerde DİDEM, falan lafları dolaşıyor.”

“DİDEM?”

“Sanırım yasadışı bir yapılanma olduğunu söyleyebiliriz”

“Tanrım! Katya, sen neye bulaştın böyle”

Öyle düşünme Sergey, belki de kızın hiç suçu yoktu. Biliyorum böyle bu durumda sağlıklı düşünemiyorsun. Şu anki ruh halinde buna müsait değil. Ama…”

“Pekala... Düşünmek istiyorum” Sergey telefonu kapattıktan sonra , Moskova’ya gidecek ilk uçakta yer ayırttı.”

 
Toplam blog
: 261
: 335
Kayıt tarihi
: 30.08.10
 
 

Anadolu Üniversitesi İşletme fakültesi mezunuyum. Çeşitli kuruluşlarda muhasebe ve dış ticaret or..