Ben tarafım…

Geçenlerde bir arkadaşım “Taraflı yazıyorsun” dedi… Birkaç kez yazdım, bir kez daha yazayım, benim bir “Tarafım” var, yani “Taraftar”ım ben…

Hangi “Taraf”dan olduğumu da birkaç kez yazdım, yineleyeyim…

Bizlere göre 19 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk’ün Samsun’a çıkışıyla başlayan hareketin “Taraftarı”yım ben.

Yani…

Bağımsız Türkiye’den yana…

Cumhuriyetten yana…

Demokrasiden yana…

Laiklikten yana…

Sosyal devletten yana…

Bağımsız yargının olduğu hukuk devletinden yana…

Atatürk devrimlerinden yana…

Vatanın bölünmez bütünlüğünden ve birliğinden yana…

“Milli” olan çağdaş eğitimden yana, “Taraftar” oluyorum ben.

Şimdi tarafım belli olduğuna göre, bugüne kadar yazdıklarım ve bugün yazacağım düşüncelerim buna göre değerlendirilmelidir.

Görüşlerim, yaptıklarım ve mücadelem, “Taraf” olduğum şeylerin korunması ve olumlu yönde geliştirilmesine dairdir. Başkalarının “Taraf” oldukları konularda yaptıkları gibi…

Bir televizyon programında adının altında “Araştırmacı-Yazar” yazan kişi, İsmet İNÖNÜ hakkında “Askeri başarısızlığı belli” diyor. Aklı sıra İsmet İNÖNÜ’yü küçük düşürmek istiyor.

Bir başka televizyon kanalında ise, adının önünde “Prof. Dr.” titri bulunan birisi, Mahmut Esat BOZKURT’u hedef aldı. Oysa Mahmut Esat BOZKURT, yeni kurulan Cumhuriyet’in kuruluş yasalarını hazırlayan kişi idi. Düşünceleri hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlere, 1926 yılında yazdığı “Medeni Kanun Genel Gerekçesi”ni [1] okumalarını öneririm. Bugün ne yapılmak ve nereye gidilmek istendiğini daha iyi anlamanıza yarayacaktır.

Millet olarak bir şeye “Net” olarak karar vermek zorundayız.

Bağımsız bir ulus devlet mi olacağız, yoksa parçalanacak mıyız?

Parçalanacaksak, kuşkunuz olmasın o yolda epey çaba harcayan var. Yok eğer “Bağımsız Ulus Devlet” olacak isek, Cumhuriyetten yana, demokrasiden yana, laiklikten yana, sosyal devletten yana, bağımsız yargının olduğu hukuk devletinden yana, Atatürk devrimlerinden yana ve vatanın bölünmez bütünlüğünden ve birliğimizin korunmasından yana…

“Taraf” olmamız ve tarafımızı muhafaza ederek korkusuzca bu “Taraf” adına mücadele etmemiz gerek.

Ben ve benim gibi düşünen herkes bu mücadeleyi sonuna kadar vermeye devam edecektir.

Evet, “Taraf” tutuyorum ve “Tarafımı” da açıkça belli ediyor ve ortaya koyuyorum. Sonuna kadar da bu “Taraftarlığımı” koruma konusunda var gücümle çalışacağım.

10 Nisan 2010

[1] http://www.belgenet.com/yasa/medenikanun/gerekce_1926.html