Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '11

 
Kategori
Siyaset
 

Beni öldürmeyen şey, beni daha güçlü yapar

Beni öldürmeyen şey, beni daha güçlü yapar
 

Le festin de Balthasar - Rembrandt


Bugün yazımı okurken Kanye West – Stronger http://www.dailymotion.com/video/x2k7kw_kanye-west-stronger_news dinlemenizi istesem sizden, çok şey mi istemiş olurum?! Uzun zamandır çok severek dinliyorum ve bu şarkıdaki enerji bana çok uyuyor. Şarkıda neler demiyor ki ama beni ilgilendiren müziğin ritmi ile bazı noktalardaki kilit sözler!
N-now th-th-that that don't kill me

”Beni şimdi öldürmeyen şey”

Can only make me stronger

”benı daha güçlü yapar”
Bilirsiniz eski Amerikan filmlerinde bu temaya çokça değinilir. Herhangi bir roldeki kişi yaralanıp acizleştiğinde; “Beni öldürmelisin dostum, yoksa senin başına bela olurum!” diye kafa tutar. Bu şarkıda aynı tema işlenmiş. Başıma gelen her şey, eğer sağ kaldıysam beni daha güçlü yapar demek istiyor yani. Sağlığını kaybedersin, paranı kaybedersin, eşini dostunu, en yakınını kaybedersin ama eğer bu seni öldürmezse, eskisinden güçlü olursun.
Misal biz cumhuriyetimizi kaybettik yerine demokrasiyi bir ucubeye döndürüp bize sunuyor ve  T.C. öldü diyorlar. Aslında ölmedikte can çekişiyoruz. Birilerinin çok hoşuna gitse de, bu benim inanılmaz canımı yakıyor. Bu toprakların sahibi el değiştirilmek isteniyor ve buna içimizden olanlar göz kırpıyor. Derin devlet denilen zevat iyi iş yaptığını sanıp, bunlarla sırt sırta verip dik durmaya çalışıyor. Tüsiad’ı, Müsiad’ı , çoktan razılar her şeylerini vermeye. Hatta babalarının malıymış gibi, ülkeyi bile!!
İşte burası kilit noktamız sevgili dostlarım, koca Türkiye Cumhuriyeti’nin en sahipsiz kaldığı, eskiden onu herkes “aslında benim değil” diye benimseyemezken, birden -onun bunun şunun: “aslında benimdi” demesi enteresan bir tesadüftür ve eğer biz memleket olarak bugünlerde can vermezsek, yarın daha güçlü olmamız işten bile değil! İşte bu yüzdendir ki, boğazımıza sonuna kadar bastırılmış hissediyoruz.
Ha gayret Türkiye’m!
Bak sana bir şey söyleyeceğim. Sen; ayrım yapanlarla ve kendine ayrım yapılmış süsü verenlerin arasında kalmaz ve ayrımcılık her nerden gelirse ona karşı dimdik durduğunu belli edersen gücünü kabul ettirirsin. Yok eğer; “ben mağdurum çünkü ben Ermeni’yim, Lazım, Kürdüm, Çerkez’im..” diyerek, apaçık T.C.düşmanlığı sergileyenlerle, tüm bunlara karşı gerçekten ırkçı yaklaşımlar sergileyen kişilerin haddini bildirmezsen ve arada kalmaya devam edersen gerçekten biz seni sevenler bile kurtaramayacağız. Silkelen ve kendine gelerek Türkiye Cumhuriyeti neymiş dünyaya göster.
Aslında benim anlayamadığım şey şu kimlik sorununa takmış insanlar. Şimdi babanızdan koca bir şirket devralsanız ve babanızın sizden başka bir sürü değişik evladı olsa bu şirketi parçalamaya mı çalışırsınız yoksa var olanı korumaya çalışarak, diğer herkesle güç birliğine mi gidersiniz? Adı değişmeli, bayrağı ve marşı değişmeliymiş. İnanamıyorum bunlar normalmiş gibi konuşuluyor. Gerçekten hak ve özgürlükler değil, parçalayarak, el değiştirme operasyonuna gidiliyor.
Adını değiştirsek kim istediği isimle yaşatabilir ki onu. İsim değişikliği itibar kaybıdır ayrıca! Neden mi öyle düşünüyorum, kadınların şu yaşamdaki asgari prestijlerine bakarak tabii!. Azdır; çünkü bir kadın evlenir soyadı değişir. Sanki o güne kadar hiç yaşamamış gibi eskiden onu tanıyan herkes artık ona ulaşmakta zorluk çeker, değişen soyadlarından dolayı!
Sonra boşanır kadın, soyadı yine değişir. Yine onu bilenlerin sayısı azalır. Giderek yok olur sanki kadın!
Ataerkil dünya düzeninin kadını yok saymasının en kuvvetli göstergesidir bu olay ama yine de kadın; aynı ortamda erkeklerle birlikte daha güçlü olabilmek adına bu hakkını savunma yoluna gitmez nedense! Buradan yola çıkarak ülkemizde hakları gasp edilmiş insanların susup oturmalarını istemiyorum, aksine bununla savaşmalarını diliyorum. Çünkü haksızlık öyle bir bakteridir ki, tüm alanlara rahatlıkla yayılır. Benim istediğim herkes otursun haline şükretsin değil, hakkını ararken bu toprakların sahibi olan halkımıza ve halkın bağlı bulunduğu Türkiye Cumhuriyetinin haklarıyla oynanmasın. Ona düşmanlık yapılmasın. Sadece haksızlık nerden geldiyse onun üzerine gidilsin, koca bir ülke bunun müsebbibi olmasın. Suç illa ki devleti kullanarak yapılmıştır. Ama bu pislik devleti harcayarak temizlenmemelidir.
Çok şey mi istiyorum? İmkânsız mı peki? Hayır, bu yaşamda olmaz diye bir şey olmaz! Her şeyin olabilirlik payı mutlaka vardır ve bulunmalıdır. Kimse bir birine düşman olmadan gönlünce yaşayabilmelidir inançlarını. İman edende, etmeyende hakkını savunurken ezici ve üzücü olmamalıdır. Ve hakkını savunmak için sakız olayında olduğu gibi, mağduriyet edebiyatı yapıp, yapılan hatanın üstünü örtmeye çalışmamalıdır kimse!
Herkes gerçekten haklı olduğu ve haksızlık yaptığı noktalarda hassasiyet göstermelidir. Ve bir ülkenin gücü böyle bir bilinç düzeyinden gelir. Güçlü olan ve bireylerine ezici olmayan bir memleket dileklerimle, herkese tatlı hafta sonları olsun.
Berrin Aksu

 
Toplam blog
: 171
: 522
Kayıt tarihi
: 18.12.10
 
 

Üniversite mezunuyum. Dekoratörüm. Yazmayı çok seviyorum. 200 kadar şiirim var. Sinema ve tiyatro..