Benim gibi düşünüyorsan yoksun!

Olayları ve gelişmeleri görünen yüzünün arkasında ne var diye sorgular, merak eder ve sonuçta kendime özgü bir fikre varırım. Doğal olarak mantık süzgecinden yeterince süzülüp damıtılmayan düşüncelerde, tespitlerde yanılma payı mutlaka vardır. Beşer şaşar derya eskiler boşuna değildir.

Şaşmamak için doğru gözlem ve tespitler, doğru yerde durmak önemlidir.

Kültürel birikimi yeterli düzeyde gelişmemiş toplumlarda ve o toplumu oluşturan bireylerde kaçınılmaz olarak ortaya çıkan toplumsal değişmeleri algılayamama sorunu, hamasetin tavan yaptığı iklimleri oluşturur. Kendini diğerine göre anlatma, düşüncesini biçimlendirme doğru sonuçlara ulaştırmaz genellikle. Ortak akıl oluşmaz. Güdüsel tepkiler toplumu ve geleceğini egemenliğine alır ve ilkellik olarak adlandırabileceğimiz görüntüler kaçınılmaz olarak çıkmaza sürükler.

Kendine özgü bakış açısı geliştiremeyen bireyler, eleştirel akıldan yoksun olan birliktelikleri ortaya çıkarır. Liderinin öngörüsüne kendini teslim eden bireyin -tarikat örgütlenmelerinde olduğu gibi şeyhin benliğinde yok olma süreci- hem içinde bulunduğu yapıya hem kendine yapılabilecek en büyük olumsuzluktur. Siyasi yapılanmaları kast ediyorum ama bu olumsuzluğu günün moda deyimi ile aile şirketlerine de benzetebiliriz. Tepedeki aile büyüğünün ufku ile sınırlı olan yapılar kendini çağın gereklerine göre biçimlendiremediği için yok olmuşlardır. Ancak yetkin bireylerin, kurulların birikiminden yararlananlar, çağdaş yönetim anlayışını benimseyenler büyüyerek gelişmelerini sürdürmeye devam etmektedir.

Siyasi yelpazede yer alan birbirinden pek de farklı bakış açıları olmayan siyasi partilerin asıl sorunu; ortak aklın –demokratik işleyişin- olmayışıdır.Zaten “lider” denilip benimsenen kendine karşıtlığı ile yaşam alanı yaratıp kendini ifade etmektedir. Sonuç liderin yetersizliği olduğu kadar, toplumu oluşturan bireylerinde yeterli kültürel donanımının olmayışının kaçınılmaz yansımasıdır.

Kültürel birikimi oluşmayan bireyler ve toplumlar manipüle edilmeye uygun toplumsal iklimi oluştururlar.

Ve bilinçli bir kamuoyu oluşamadığı içindir ki bu döngü görüntü olarak farklı nedenlere dayansa bile sonuç değişmez. Ülkeye egemen olan olumsuz tablonun değişebilmesi için kültürel birikimin, sorgulayan aklın , bilinçli bir kamuoyunun yol göstericiliğine gereksinim her zamankinden daha şiddetle ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.Bu noktada en önemli görev özgür bakış açıları geliştirebilen bireye ve dolayısıyla doğru seslerin yansıyacağı medyaya düşüyor.

Günü kurtarmak peşinde tüketilen enerjinin yıllardır farklı karşıtlıklar oluşturularak var olan döngüyü sürdürmekten başka yararı olmayacaktır. Sorgulayan, eleştiren ve ortak aklı oluşturan, sonuç çıkaran bakış açıları ülkemizi daha yaşanabilir bir iklime götürecektir.

Çıkarılacak ders; kendi gözlerin ile göremiyorsan yoksun!

Fotoğraf Milliyet