Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '07

 
Kategori
Blog
 

Benim gözlerimle 2006’dan Milliyet Bloğa yansıyanlar

Benim gözlerimle 2006’dan Milliyet Bloğa yansıyanlar
 

Anlatmak istediklerime başlamadan önce herkese huzur ve sağlık dolu bir yıl diliyorum. Yaşanmamışlıklar umarım 2007’nin içine sığar herkes için.

Uzun bir süredir yazmıyorum sadece izliyorum. Bunun nedenlerini açıklayıp sizi sıkmayacağım tabii ki de. Ama izlerken neler hissettiğimi yazmak istiyorum. Böyle bir bloğum olacağını hiç düşünmemiştim bu kulübe üye olurken. Sanırım son günlerde ki modaya bende katılmak istedim bilinç altımda.:)

Bu yazımda kimseyi hedef almıyorum, kimseyi eleştirmek içinde yazmıyorum. Sadece 2007’ye girerken nasıl bir blog hayal ettiğimi dile getirmek istiyorum. Belki de bir yılın buradaki özetini yapmak, içimdekileri sesli düşünmek istiyorum hepsi bu.

Son yazımdan sonra burada hararetli tartışmalar gördüm. Bunlardan bir tanesi blog yazarlığı üzerineydi. Bununla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum umarım yanlış anlaşılmam. Bir arkadaşımız blogcuların artık gazeteci ilan edilmesi gerektiğini savunmuş, bir diğer arkadaşımız da haklı isyanını dile getirmişti. Bu konu çoktan kapandı tekrar gündeme neden getirdiniz diyenler olabilir içinizden, dedim ya bir yılın özetini yapmak istedim. Burada yaşanılanları özetleyerek. Üstüme farz olmasa bile hem okur hem de bir blog yazarı olarak birazcık hakkım olduğunu düşünüyorum bunları yazmakta.

Haklı isyan demiştim gazeteci blog yazarı için. Tarzı bana göre yanlış olmakla beraber haklıydı bu arkadaşımız. Ama yine bana göre gözden kaçırdığı şuydu. Aslında blogcuların da gazeteci olması gerektiğini savunan arkadaş bilmeden bizlere bir tehlikenin kapıda olduğunu söylüyordu. Bunun için kendisine teşekkür etmek gerekir diye düşünüyorum ben. Ben de bir gazeteciyim basın kartım yok, almadım, red ettim. Çünkü önüne gelen manken, şarkıcı bilmem ne bu kartı bir dergi çıkararak ya da bir yerde yazarak alıyor. Çoğu medya patronu gazetecilikten gelmedikleri halde bu karta sahip. Hatta ortada sahteleri bile var. Oysa ben onlar sıcak yataklarında yatarken haber için koşturdum, doğuda, güneydoğuda en tehlikeli dönemlerde haber yaptım. Onlarla aynı kulvarda olmamak adına bu kartı almadım, red ettim. Bu kartı alarak, taşıyarak kendime ihanet edeceğime almadan bu mesleğe hizmet ederim daha iyi dedim kendime. Gazete sahibi olarak ve ajans sahibi olarak bu hakkım vardı çünkü sadece saydığım kimliklerle aynı kulvarda olmamak için mesleğime ihanet etmek istemedim. Bu yüzden haykırışınızı çok iyi anlıyorum. Sonradan gazeteci olunmaz gazeteci doğulur. Varsın sadece tanıtım kartımız olsun ne değişir biz bu yola gözü kapalı yüreğimizi koymuşuz. Bunu anlattım. Çünkü bana göre serzenişin muhatabı blogcuların gazeteci olması gerektiğini söyleyen arkadaş değildir o aslında dediğim gibi kapıda olan tehlikeyi bilmeden bize hissettirmiştir. Asıl serzenişiniz(miz) hakketmediği halde bu unvanı, bu kartı alan sanatçı bozuntularına, mankenlere karşı olmalıdır diyorum ben. Burada yazmamın nedenlerinden biride budur zaten. Gazeteciliği ayağa düşüren zihniyetlerdir, köşelerde yazarlık unvanı alanlardır. Bu serzenişle beraber blogcu gazeteci tartışması çıktı neyse ki çabuk tatlıya bağlandı. Her düşüncenin iki grubu vardır bir de ortada olanları sanırım editörlerimizle beraber ortadakiler grubuna giriyorum.:) Tatlıya bağlanan bu tartışma milliyet blog sayfalarında 2006’ya damgasını vuran önemli tartışmalardan biri oldu taraflarıyla ve ortada duranlarıyla.:))

Bir diğer tartışmada Ferdi için yapılan çalışma içindi. Bu konuyla ilgili düşüncelerimi blog sayfamda yazdığım için tekrarlamak istemiyorum. Sadece şunu söylemek istiyorum Milliyet Bloğun 2006’ya damgasını vuran bu insani duruşu Internet üzerinden de sivil oluşumların olabileceğini gösterdi. Bu haliyle bu olayın başka bir önemi de olduğunu düşünüyorum ben. Bu yüzden bu konuyu gündeme getiren yüreklere bu açıdan ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Ve bana göre 2006’ya damgasını vuran son olay ise Milliyet Blog yazarlarının buluşmasıyla ilgili editörlerimizin yaptığı çalışmadır. Her ne kadar 2007’de buluşulsa bile ilk adımları 2006’ya kazındı. Şu an herkesi buluşma heyecanı sarmış durumda, ete kemiğe bürünmenin heyecanı içerisinde geri sayım yapılıyordur kanımca. Zira son günlerde sayfalara yansıyanlara bakınca bunu görmek mümkün zaten. Bende o gün bu organizasyonda yer alacağım İzmir’den katılacağım. Eski bir İstanbullu olarak bir ayağım zaten İstanbul’da, Milliyet Bloğun sayesinde aşık olduğum kente gelmek için bir bahanem daha olmuş oldu bu vesileyle.:) Umarım katılım da sayfalara yansıyan gibi çok olur.

Milliyet Bloğun düzenlediği bu buluşmanın bana göre iki ayrı önemi var. Birincisi Milliyet Blog editörlerinin ve Milliyet ekibinin tüm blog yazarlarına ve bu işe verdiği önem. Her kimliği tek tek tanımak istiyor olmaları. Yani bizler böyle bir buluşma istediğimiz için değil editörlerimizin yani Milliyet Blog ekibinin işlerine verdiği önemden dolayı, bizleri tanımak istedikleri için bence böyle bir buluşmayı düzenliyorlar. Buda bana göre Milliyet Bloğun ayrıcalığını ve yazarlarına verdiği değeri gösteriyor. Bizde bu ayrıcalığı taşıyan blog yazarları oluyoruz. İkincisi ise bu buluşmanın sadece bir tanışma olarak kalmayacağı. Bu buluşmanın ardından Milliyet Blog editörleri bizlerden yola çıkarak bazı kararlar alacaklar. Şimdiden bu kararları kestiremiyorum ama böyle olacağına inanıyorum ben. Zira işlerine bu kadar önem veren bir ekibin ayrıntıları göz ardı edeceğini sanmıyorum bu düşünceden yola çıkarak böyle bir kanı içerisindeyim. Tabii bu benim hastalıklı fikirlerim de olabilir. Dedim ya bugün sesli düşünüyorum.:) Her şeye rağmen ben orada olacağım bu ekiple ve severek okuduğum bazı blog yazarlarıyla tanışmanın keyfini yaşamak için değer diye düşünüyorum.

Evet benim klavyemden 2006’nın kısa özeti bu. Yazmadığım dönemde izlediklerim.:) Peki nasıl bir blog istiyorum? Bu sorumun cevabını aslında verecektim ama düşündüm ki bu buluşmadan sonra bununla ilgili yazmak daha doğru olur. Bu yüzden ben neden buradayım ve nasıl bir blog istiyorum? Bu soruların cevabını Milliyet Blog buluşmasından sonra yazacağım. O zamana kadar başka bir şey yazmayı düşünmüyorum okurlarım beni zaten böyle tanıdılar sık aralıklarla yazmayan klavyesine ruh düşünce yazan bir blogcu olarak. Yazar demiyorum çünkü yazar olmak için daha çokkkkkkk ekmek yemem gerektiğini düşünüyorum. Herkese sevgiler…

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..