Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '09

 
Kategori
Müzik
 

Benim gözümden klasik müzik dinleyin.

Benim gözümden klasik müzik dinleyin.
 

Tommas Albinoni


Türkiye'de yaşan sıradan bir insanın klasik müziğe bakışı orta. Ben, ender olmakla birlikte, klasik müziği dinlerim. Klasik müziği dinleme amacım ise, acımı hissetme esnasında, daha fazla acı duyma. Mazoşist bir yaklaşım ama bunu arabeskte de rahatça görebilirsiniz. Ama sevinci de unutmamak gerekir. Blogtakilerin klasik müziğe duyduğu ilgi oranını bilemiyorum. Benim kişesel görüşüm, klasik müzik türünün yeterice yaygınlaşmamasının sebebi insanımızın kulağının klasik batı müziğine alıştırılmamasından kaynaklanıyor. Dikkat edin; suç yok, suçlanan yok. Bunu biraz daha irdeleme ve anlatma ihtiyacı hissediyorum. Bu müzik türünü bana ilk işittiren TRT belgeselleridir. Nasıl belgeseler mi? Hatırlayan bilir, TRT özel kanallar yokken tarihi mekanların görüntüsü eşliğinde klasik müzik yayını yapardı. Tabi bayan buz patencilerinin görüntüsü eşliğinde yayınlanan klasik müzik eserlerini de unutmamak gerekir. Gerçeği bu yayın tipi Buz Pateni yarışmalarının genel formatıdır ve TRT3'de kış mevsiminde hala kullanılmaktadır. Klasik müzik türünün en belirgin özelliği, insanın düşünme ve doğal olarak hayal gücünde artış sağladığı fark edilir. Zekayı geliştirdiğine dair çıkan araştırmalar ise, doğru olmakla birlikte, temeli düşünceyi ve hayal gücünü geliştirdiği üzerine kurulsa kanımca daha doğru olur. Şimdi size iki eser hakkında duyduğum duygularımı ve düşüncelerimi paylaşacağım. Amacım klasik müzik türünden uzak insanların bu müziğe bakışını değiştirmek. Yapmayın! Kim senin önerini takar falan demeyin! En kulağı duymaz insanın bile benim birazdan değineceğim eserlerden etkilenmemesi beni yıldırmaz. İlk eser Tomasso Albinoni: Adagio. Bu eseri bir yerde duymamış olmanız imkansız; ama bir sinema filiminde, ama bir belgeselde. Ben bu eseri dinlerken duyduğum düşünce ve duygulardan bahsetmek istiyorum. Eseri ilk dinlediğimde, yeryüzünden yavaş yavaş uçarak gökyüzünde gezinmeye başladım. İnsana hayret verici bir durumdu. Bunu uçağa binmekle kıyaslamayın derim. Çünkü ben gökyüzünün bütün merhalelerini ve canlılarını gördüm. Derken mavi denizin üstünde gezinmeye başadım. O da çok güzeldi. Hele denizin dibinde gezinirken gördüklerimi anlatsam oradan ayrılmamak için ölmek istersiniz.

İçim, hüzün ve sevinçle doldu. Hüzünü eseri dinlerken anlıyorsunuz, ya sevinç mi? Farklı bir yere gidip çok güzel şeyler gördünüz zaman duyduğunuz o andan geliyor. Ya da yeni yeni sevmeye başladığınız bir kızı gördüğünüzde hissettiğiniz şey... Siz de bu eseri youtube üzerinden en güzel yorumlanan klasik gitar şekliyle dinleyip benim gibi duygular yaşabilirsiniz. İsmi ve eseri youtube' da aratmanız yeter. Israr yok ama bir deneyin derim. Sözedeceğim diğer eser ise Tchaikovsky - Swan Lake Waltz namı diğer Kuğu Gölü Balesi. İlk duyduğunuzda bu eserin Albinoni'nin eseri kadar ruha hitab etmediğini düşündüğünüzde dinledikçe yanıldığınızı fark edersiniz. Çünkü eseri ilgili baleyle izlemeniz gerekir. Ondan sonra görün neleri hayal edip düşündüğünüzü. Ben bu eseri dinlerken balerinlerin dans edişi ile kuğuların güzelliğini özleştiririm. Gözümün önüne güzel pembe kuğular gelir. Hepsini öperim. Onlarda bana kendini sevdirir. Sonra neşe içinde gül bahçelerinde gezinirim. O an bütün kötülerin yok olduğunu düşünür rahat ederim. Kimbilir, belki sizler daha güzel duygular ve düşüncelere yaşarsınız. Bu esere de youtube üzerinden erişebilirsiniz. Umarım siz de benim kadar keyif alır ve beni anarsınız. Kısa zaman sonra başka yazıda olmak dileğiyle hoşçakalın.

Mitologi
Abdurrahim Akgün

 
Toplam blog
: 4
: 555
Kayıt tarihi
: 29.04.09
 
 

Bu ülkede akıl sağlığını korumaya çalışan bir bireyim. Bileşim sektöründe profesyönel olup, bu işten..