Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '08

 
Kategori
Kent Tarihi
 

Berlin Duvarı

Berlin Duvarı
 

Dün, Almanya’nın bundan 18 sene evvel birleşmesi kutlandı. Berlin’de doğmuş büyümüş bir MB yazarı olarak artık bu şehri size tanıtmanın zamanının gelip geçmek üzere olduğunu fark edince sıvadım kolları. Berlin hakkında yazılacak ve sergilenecek o kadar çok konu ve fotoğraf var ki, hepsini bir tek blog’a sığdırmam mümkün değil. İlgi duymanız halinde, çeşitli ana başlıklar ve galerilerle yaşadığım şehri, hayranı olduğum, dünya metropolü Berlin’i tanıtmaya çalışacağım size.

Dün, dörde bölünmüş Almanya’nın birleşmesinin ( 3 Ekim 1990) kutlanması vesilesiyle bu yazıyı “ Berlin duvarı ” başlığı altında yayına veriyorum. Blogla ilişkilendirdiğim galeride konuyu resimlerle de anlatmaya çalıştım.

***************************************************************************

Mayıs 1945 Adolf Hitler’in intiharından sonra Almanya’nın kapitulasyonunu imzalayan General Oberst Jodl’den sonra Almanya’da yönetimi ele alan Sovyetler birliği, ABD, Britanya ve Fransa öncelikle Almanya’nın başkenti olan Berlin’i dört ayrı sektöre böldüler.

Amerikan Sektörü I Kreuzberg II Neukölln III Tempelhof IV Schöneberg V Steglitz
VI Zehlendorf

Britanya Sektörü A Tiergarten B Charlottenburg C Wilmersdorf D Spandau

Fransız Sektörü a Reinickendorf b Wedding

Sovyet Sektörü 1 Mitte 2 Prenzlauer Berg 3 Friedrichshain 4 Panko

5 Weissensee 6 Hohenschönhausen 7 Lichtenberg 8 Marzahn

9 Hellersdorf 10 Treptow 11 Köpenick

( Numaralar ve harfleri galerimdeki Berlin haritasından takip edebilirsiniz.)

Duvarın örülmesi:

Soğuk savaş yıllarında Sovyetler birliği ile ABD ( Batı ) arasındaki gerginlikten en çok nasibini alan şehir ünvanını taşıyan Berlin’in, 1948’den 1989’a kadar olan hikâyesi içler acısıdır. Savaş sonrası yaralarını sarmaya çalışan kent, 1961 yılında utanç duvarı diye de adlandırılan Berlin duvarının örülmesiyle adeta yeniden yıkılmıştır. Batı sektörleri Almanya’nın güçlenmesi için elinden geleni yaparken, 7 Ekim 1949 da Sovyetler Birliğinin arzusu ( politikası ) doğrultusunda kurulan Demokratik Almanya Cumhuriyetinde halk açlık, bütrokrasi, diktatör bir rejimin altında ezilmektedir.

Paranoyak takipler ve gözaltları geleneksel bir hal almış olan Doğu Alman ( DDR )rejimi, 1961 yılına kadar 2, 3 Milyon nüfusun batıya kaçış sebebiyle azalmasına daha fazla göz yumamaktadır.O yılların DDR genel sekreteri olan Walter Ulbricht, çareyi Berlin duvarını ördürmekte bulur.

Duvar sadece Berlin’i değil, bütün Almanya’yı bölmesine rağmen Berlin kenti en dramatik sahnelere şahit olmaktadır. Şehrin tam ortasından geçen duvar, bazı caddelerde, evlerinin yanında oturan insanları, annesinden, babasından, komşularından hatta bir mahalle ötedeki evlilik hesapları yaptığı nişanlısından ayırıvermektedir. Duvarın örülmesinden iki ay evvel, kesinlikle duvar çekmek gibi niyetimiz yok diyen Walter Ulbricht’ in verdiği söze inanan halk, 13 Ağustos 1961 sabahı kapısının önündeki dikenli çitle veya beton yığınıyla karşılaşır.

Kıyamet, tanklar ve duvar örülürken kaçmaya çalışan insanların kurşunlanması, yardım çağırılarına rağmen batılılar ve doğulular tarafından ölüme terk edilmeleriyle kopmaktadır. Duvarın bitirilmesi için gereken 1 ay içerinde alışılmış sahnelerdir bunlar artık.

Batı da evlenerek, duvarın öteki tarafında kalan -anne-babasını- düğününe getirtemediği için, duvarın eşiğinde bulunan binadaki daireden, annesinin iple salladığı buketi alan gelinin hikâyesi unutulacak cinsten değil.

Önceleri iki metre yüksekliğinde örülen duvardan doğu Alman halkı kaçmayı becerebilir. DDR Rejimi durumu takip edip firarları önleyecek çeşitli çareler üretmeye başlar. Mesela Berlin Mitte’de bulunan Bernauerstrasse hayli dramatik sahnelere şahit olmuştur. Hemen Duvarın arkasında bulunan bir binaya çıkıp üçüncü veya dördüncü katdaki camlardan, duvarın batı tarafında, Berlin itfaiyesinin gerdiği bezlere atlayanlar gibi.

Daha sonra bu tip binaların camlarını ördüren DDR rejimi işini daha da garantiye almak için o binaları yıkarak elde ettiği boş alanın diğer tarafına daha geniş ve daha büyük bir duvar örmüştür. O boş alan; „ ölüm şeridi“ olarak tanımlanır

Berlin’in yüreğine saplanan bu hançerin aslında doğu ve batı Alman halkının şuuruna kurulmuş bir duvar olduğu ancak duvar yıkıldıktan sonra anlaşılacaktır. Zira Berlin duvarı cisim olarak yıkıldı, şuurlarda hala dimdik ayakta duruyor. 40 sene boyunca sosyalist bir rejimde yetişmiş olan 17 milyon insan ile kapitalist bir toplumun gerçek anlamda birleşmesi, daha bir kaç kırk yılı alacak gibi görünüyor.

*************************************************************************************************

Batı’ya firar öyküleri:

Batı’nın özgürlük ve diktatör rejiminden kaçışı olarak kabul edildiği 28 yıllık duvar tarihinde, çok ilginç ve ilginç olduğu kadar da üzücü ya da mutlu kaçış öyküleri vardır. Şiddetle DDR rejiminden kaçma isteği şu üç sebeple açıklanmaktadır.

-Şehrin diğer tarafındaki ekonomik rahatlık!

-Şehrin diğer tarafında kalan akrabaların özlemi!

-Yurt dışına çıkma yasağının getirdiği tutukluluk duygusu.

Balonla firar:

En ilginç kaçış öykülerinden biri olan bu yöntem ile iki aile batıya kaçmayı başarabilmiştir. İşyerinde üretilen naylon bezleri aşıran, bunları eşine bir balon haline getirecek şekilde diktiren adamın öyküsü dillere destan. Koskoca bir balona bağladıkları, yine kendi yapımı olan sepetle duvarı aşabilen iki komşu ailenin akabinde bu kaçış yöntemini deneyen başka bir maceracı, balonun gümrükçüler tarafından kurşunlanarak patlatılmasıyla düştüğü yerde can vermiştir.

Tünel kazarak firar:

Hasso Herschel isimli bir Talebenin önderliğinde kurulan 48 kişilik üniverisiteli talebe grubunun Batı Alman siyasi partisi olan CDU’dan maddi ( el altından ) destek alarak, batıdan başlayarak, yine doğu tarafındaki Bernauerstrasse’de bir binanın bodrum katına kadar kazılan 150 metre uzunluğundaki tünelden 38 kişi kaçmayı başarabilmiştir.

Binaların temellerinin altından (yerden 6 metre derinlikten) geçen bu tünelin kazılması da 38 kişinin sürünerek geçip batıya kaçışıda bir mucize olarak kabul edilmektedir

Batıdan doğuya özel vizelerle geçişin mümkün olduğu yıllarda aile ziyareti sebebiyle girdikleri doğu Berlin’den ilginç yöntemlerle batıya kaçırılanların öyküleri:

Arabaların bagajlarına yapılan zulalarda firar:

Hartmut Richter isimli bir şahıs, Berlin Teltow kanalından yüzerek firar eder. Artık batı Almanya vatandaşı olan Herr Richter ömrünün bundan sonraki kısmını doğudan batıya kaçmak isteyenlere adayacaktır.

İsetta isimli çok küçük bir arabanın ön tarafta bulunan minicik bagajını ilginç yöntemlerle büyütüp 30 kişiyi doğudan batıya geçiren Harmut Richter'in, 31. kişi olarak kız kardeşini kaçırırken yakayı ele vermesi de çok trajik bir durumdur. DDR ‚de 15 yıllık ağır hapis cezasının 5, 5 yılını yatarak geçirdikten sonra 100000 Mark karşılığından doğudan batıya transfer edilen Hr. Richter'in hikâyesi hala müzelerde sergilenmektedir

Bavul içerisinde firar:

İki bavulu birleştirip kız arkadışını bu bavulların içerisine saklayarak tren yoluyla batıya geçiren gencin öyküsü de unutulmayacak gibidir

Hopörlör içerisinde firar:

Konser sebebiyle doğuya giriş vizesi alan bir grup sanatçının büyük hopörlörler içerisinde kaçırdıkları gençler de bu ilginç kaçışların unutulmazlarındandır.

Beşbin kaçış denemesinde235 kişi yaşamını yitirmiş, 825 kişi ağır yaralanmıştır. Utanç duvarının kurulmasından altı gün sonra Urban isimli ilk kurbanını veren doğu Alman halkı, Chris Guefroy isimli son kurbanını duvarın açılmasına altı ay kala vermiştir.

Yukarıda sözü geçen ölü sayısı sadece Berlin’duvarının etrafında ölenleri yansıtmaktadır. Gerçekte bu rakamın çok daha büyük olduğunu şu misalle açıklayabilirim:

Bulgar gümrükçülerinin kaçarken öldürülen her Alman için, DDR rejiminden 1000 Mark ödül aldığı bilinmektedir. Bu yolla DDR rejiminin Bulgar yönetimine 700 000 markın üzerinde ödenekleri olduğu tespit edilmiştir. Bulgaristan’dan Yunanistan’a kaçarak batı Almanya’ya ulaşmak isteyenlerin vuruldukları yerde gömülme emrini dikkate alırsak ölü sayısının çok daha yüksek olduğunu tespit edebiliriz. Bugün hala Bulgaristan-Yunanistan sınırına yakın ağaçlık bölgelerde insan kemiklerine rastlanmaktadır.

****************************************************************************************************************
Duvarın yıkılması:

Warşova antlaşmasının üyesi olan Macaristan’ın 1989 yılında sınırlarını Avusturya’ya açmasıyla akın akın Macaristan üzerinden Avusturya’ya, oradanda Batı Almanya’ya geçen binlerce doğu Almanı artık engelleyemeyeceğini anlayan Honnecker yönetiminde ki DDR rejimi sınırlarını açmak zorunda kalarak istifa etmiştir.

09 Kasım 1989 da DDR’in yeni rejiminin "politbüro" sözcüsü sn. Günther Schabowski şu tarihi konuşmayı yapar: „Doğu Alman halkı artık serbest gezme hakkına sahiptir!„ Bir İtalyan gazetecinin „ Ne zamandan itibaren „ sorusuna verdiği cevap tarihe girecek nitelikte: „ Bu günden itibaren" !!!

Schabowski elinde ki kitapçıkta atladıklarını tespit ettiğinde artık iş işten geçmiştir. Doğu Alman halkının sınır kapılarına akını, haberin duyulması itibariyle başlamıştır artık.

Sözcünün unuttuğu kelimeler şunlar: „Önceden dilekçeli, kontrollü ve vizeli geçiş mümkündür“

Duvara akın eden doğululara batıdan da destek gelince olan olmuştur artık. 9 Kasım 1989 tarihinde Berlin’de üç yeni gümrük oluşturan DDR’in yeni yönetimi, bir hafta içerisinde 6 ayrı kapı daha açar. Pasaport, kontrolleri yoğun talep nedeniyle mümkün olmadığı için bariyerler halk tarafından yıkılır ve gümrükçülerin gözleri önünde batı Almanya’ya akın başlar.

09 Kasım 1989’dan 28 Eylül 1990’a kadar formalite icabı varlık gösteren DDR yönetimi 28. Eylül’de kendini fesheder. Nihayet iki Almanya’nın birleşmesi için hiç bir engel kalmamıştır.

Kendini bu birleşmeye aylar evvel hazırlamaya başlayan Başbakan Helmut Kohl ( CDU )Cumhurbaşkanı Herr v. Weizecker ile birlikte 03.Ekim 1990 da iki Almanya’nın birleştiğini ilan eder.

O gece Brandenburger Tor’un önünde gerçekleşen bu kutlamayı şahsen yaşadım. Alman vatandaşı olmadığım halde Almanlarla birlikte mutluluk çığlıkları atıp onların sevinç gözyaşlarına tanık oldum.

Bütün bu gelişmelerde Glasnost ve Perestoroyka devrimi ile demir parmaklıkları ortadan kaldıran Michael Gorbatchow’un rolü küçümsenmeyecek niteliktedir.

Kaynaklar:
http://video.google.de/videoplay?docid=1472543800419983659&ei=483oSLz2Kaf22gK81_WnCw&q=Flucht+aus+der+DDR&hl=de

http://www.die-berliner-mauer.de/

http://de.wikipedia.org/wiki/Berliner_Mauer

http://www.berlinermaueronline.de/

 
Toplam blog
: 121
: 1814
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

Almanya'da doğdum. Haylaz bir öğrenciydim. 16 yaşımdan beri ticaretle ilgileniyorum. Şu anda büyük b..