Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '08

 
Kategori
Kent Tarihi
 

Kadıköy değişirken

Kadıköy değişirken
 

Bir zamanlar Kadıköy


Şimdi, Kadıköy sahilinden Moda'ya doğru çıkanlar tam köşede dev gibi bir yapının tamamlanmak üzere olduğunu görecekler. Bu yapı, Kadıköy'ün ikinci beş yıldızlı oteli "Corner"dır. Otel yükseldikçe Kadıköy ve Moda'nın nostaljik yapısının da nasıl bozulduğunu görüyoruz. Zaten, sözde kanalizasyon atıklarını arındırarak denize ulaştırmak için yapılan kollektör Moda'nın leş gibi kokmasını sağlamış ve Moda kıyılarını oturulamaz duruma getirmişti. Bir de dev gibi ve sanki arkada kalan binaların önünde duvar gibi uzanan bu yapı Moda'yı tamamen oturulamaz duruma getirmiştir. Bildimiz kadarıyla Moda kıyılarının imar izninde ancak dört veya beş kata izin verilmektedir. Ancak, bu otel onbeş ya da yirmi kata kadar ulaşacak gibi gözükmektedir. Bu da bundan sonra yapılacak yapılara emsal oluşturacak ve depremin göbeğinde oturan Modalılar bundan böyle gökdelenlerde oturacaklardır. Biz çevre dostları ve tabi ki doğma büyme Kadıköylüler ise düşlerimizdeki o güzelim Kadıköy'ü de, Moda'yı da boşuna arayacağız.

Oysa Kadıköy ne kadar güzeldi. İnanın bizim güzelleştirme diye yaptığımız hiçbir şey çevreyi güzelleştirmiyor. Bugün Beşiktaş İskelesi olarak kullanılan, fakat geçmişimizde yalnız Karaköy'e vapurların kalktığı iskelenin inişe göre sağ tarafı yeşil alandı. Bu yeşil alanın bir bölümünde ise çocuk parkı vardı. O günlerin Türkiye'sinin ve belediyelerinin mütevazı bütçeleri doğrultusunda yapılmış hoş bir çocuk parkı. İki üç tane salıncak, bir kaydırak ve bir iki değişik çocuk oyuncağı. Zaten o zamanın çocukları da büyükleri de daha fazla hayaller peşinde değildi. Ülkenin bütçesi de belliydi, babalarımızın bütçesi de... Büyük çoğunluk sefertasları ile işlerine öğle yemeği götürüyordu. İşyerlerinin büyük kısmı bugünkü gibi yemek servisleri vermiyordu. Daha doğrusu veremiyorlardı.

Kadıköy hızla değişiyor. Bakınız, bugün konservatuar ve Haldun Taner Tiyatrosu olarak kullanılan "mor" bina bir zamanlar meyve ve sebzelerin dağırımının yapıldığı hâl binasıydı. Bu bina daha sonra Kadıköy itfaiyesi tarfından kullanılmaya başlandı. Şimdi bu binanın hemen önünde modern iskele binasını görüyorsunuz. Oysa, Kadıköy çocuk parkının olduğu yıllarda ve bugün Beşiktaş'a vapurların kalktığı tarihi iskeleden yalnız Karaköy'e vapurlar kalkarken, konservatuarın önündeki bu modern iskele binasının yerinde denize doğru uzanan ahşaptan yapılmış bir iskele vardı. Şiddetli her lodosta bu iskele dağılır ve tabi ki vapurlar da yanaşamazdı. Ama, en güzeli bugün sahilleri kapatan çay bahçeleri yoktu, böylece sahiller herkesindi.

Bugün Beşiktaş İskelesi olan tarihi iskelenin hemen önünden tramvaylar yolcu taşıma telaşındaydılar. Bir zaman sonra bu güzelim tramvaylar kaldırıldı ve yerine otobüsler kondu. Bir araç ile yolcusu arasında duygusal bağ olur mu? "Hayır" diyorsanız, siz tramvayların trafikten kaldırılış öyküsünü bilmiyorsunuz demektir. Çünkü, o tramvaylar seferden kaldırılırken bir çok İstanbullu'nun ağladığına çok kişi tanık olmuştur. Tramvaylar çiçeklerle uğurlanmıştı. Bugün bile hâlâ o tramvayların sevgi dolu anıları dilden dile dolaşır durur. İstanbul'un ama özellikle Kadıköy'ün unutulmaz bu tramvayları yeniden sefere kondu. Kadıköy-Moda ring seferleri sembolik olarak yapılıyor. Ama, tramvay o eski tramvay değil. Bu tramvay, tramvaydan çok traktöre benziyor.

Bir de bugünün Beşiktaş İskelesi ile Karaköy-Eminönü iskelesi olarak kullanılan iki bina arasında kalan sahilde vinçler vardı. Bu vinçler deniz yolu ile gelen kömürleri sahile ya da kamyonlara indiriyordu. Sahilin diğer kısımlarında ise sandalla balık satan balıkçıları görüyorduk.

Kadıköy'ün geçmişini bilmeyenler bugün kadıköy sahilinde dev gibi bir balonu görür de şaşırır. Bu balonu işleten turizm firması balona binenleri 200 metre yukarıya çıkartıp manzara izlettiriyor. Oysa, balonun bulunduğu zemin bugün torunlara karışmış nice sevgiliye evliliğin ilk "evet"ini dedirten binaydı. Kadıköy, nikâh dairesi buradaydı. O güzelim bina yıkılacağına bir başka amaçla kullanılabilirdi. Ama, yıkıldı ve yerine çay bahçeleri yapıldı ve sonra da balon konduruldu.

Peki, ya siz Kadıköy-Haydarpaşa arasında çalışan sandalcıları anımsar mısınız?

Evet, Kadıköy'den Haydarpaşa'ya, ya da Haydarpaşa'dan Kadıköy'e çalışan sandalcılar vardı. Bilmem kaç kuruşa yolcu taşırlardı. Sandala bindiğinizde sandalın kıyıda durması için bir sırıkla tuttuğu sahildeki bir taşı iterek bırakan sandalcı daha sonra küreklere asılırdı. Küreklerin her suya dalışı ve çıkışı sanki bir şarkı gibiydi.

Kadıköy'ün herşeyi bozuldu. Elbette bu bozulmadan plajlar da kısmetine düşen paylarını aldı. Yakın zamana kadar Moda'da ahşap bir plaj vardı.

Kadıköy'ün plajları çoktu. Ancak, Gümüşhane'den gelip İstanbul'a belediye başkanı olan Bedrettin Dalan "iyi iş" yaptığını sanarak ne varsa yıktırmaya başladı. Çünkü, üyesi olduğu partinin zenginlik olarak gördüğü tek şey maddi varlıklardı. Yani arabalar, evler, yollar, uçaklar varsa zenginsiniz demekti. Bedrettin Dalan'ın da üyesi olduğu parti başkanı "Ben zenginleri severim" demişti. Çünkü, o Kuran'da yazılı bir ayete kafasını takmıştı. O ayette "Allah dilediğine verir" diyordu. Ama, Allah'ın dilediğine ne verdiği yazılmıyordu. Bu nedenle de zengin olan görgüsüz ve kültürsüz insanlar, kendilerini Allah'ın verdiği kullardan görmeye başladı. Oysa, Allah bilim, ahlâk, dürüstlük de verirdi istediğine. Bu, o ayette hiç okunmadı. Nitekim, Gümüşhane'den çıkıp İstanbul'a belediye başkanı olan Bedrettin Dalan da otomobillere daha fazla yol açmak için bütün dozerlere emir verdi: "Yıkın!". İşte bu emirden sonra Haliç kıyılarında bulunan, Fener, Balat, Ayvansaray gibi tarihi mekanlarda birçok kültür yapıları yerle bir oldu. Tarihi doku katledildi.

Kadıköy'de ise Bağdat Caddesi, sahil yolu yapılma emri verildi. Bu emirle birlikte Kadıköy bütün plajlarına veda etti.

Bugün bilmeyenler olabilir. Oysa, Haydarpaşa'dan trene bindiğinizde Söğütlüçeşme, Kızıltoprak, Feneryolu, Göztepe, Erenköy'ü geçtikten sonra Suadiye istasyonuna gelirsiniz. Bu istasyondan başlayarak, Kartal'a kadar her istasyon bir plaja açılırdı. Bugün kullanılan sahil yolu yapılana kadar bu plajlar halka açıktı. Ama, bu yol yapıldıktan sonra birden bire sahiller "denize girilemez alan" ilan edildi. Oysa, Suadiye, İdealtepe, Süreyya Paşa, Kartal Halk plajına kadar bütün plajlar yol bitimine kadar denize girilen alanlardı. Sonunda bütün Kadıköy sahili taşıt trafiğine açıldı ve Kadıköylüler denize girecek bir tek kıyı bulamadı.

Evet, şimdi Kadıköy-Moda sahilinde dev gibi bir otel binası yükseliyor. Anlaşılan o ki bu otellerin devamı olacaktır. Bütün Moda sahilinin çok yakında yıkılıp yerine beş yıldızlı oteller yapılmasının yolu açılmıştır.

Yalnız, Moda'da sahilde bir büst vardır. Bu büst Haldun Taner'e aittir. Haldun Taner yüzünü karaya doğru çevirmiş gelip geçene bakar durur. Ya da olacak biteceklere bakıyordur. Belki de yeni bir öykü yazacaktır Kadıköy'e dair. Ama, zenginliği yalnız maddi zenginlik olarak gören ve bir türlü İstanbullu olmayan il ve ilçe belediye başkanları sayesinde Haldun Taner büstü de kaldırılacaktır. Çünkü, bu "alemde" kültürel zenginliğin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
































































































 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..