Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '12

 
Kategori
Sinema
 

Berlin Kaplanı (Yaşama bağlanacak bir dal gerek)

Berlin Kaplanı (Yaşama bağlanacak bir dal gerek)
 

Ata Demirer, “Berlin Kaplanı”ndaki Ayhan Kaplan karakteriyle karşımızda.

Eleştirmenler, “Berlin Kaplanı”na, Eyyvah Eyvah veEyyvah Eyvah 2 ile karşılaştırarak bakıyorlar. Böyle bir bakış, iki ayrı karakter, doğal olarak, farklı bir sonuç çıkarıyor ortaya. İş, geliyor, “Berlin Kaplanı”nın “Eyyvah Eyvah”ların gerisinde kaldığına dayanıyor.

Filmi, “Eyyvah Eyvah”larla karşılaştırarak bir yargıya varmak ne ölçüde doğru?

O filmlerdeki Hüseyin Badem ile “Berlin Kaplanı”ndaki Ayhan Kaplan karakteri çok farklı.

Kimdi Hüseyin Badem, neyin peşindeydi?

Hüseyin Badem, saf bir delikanlı. Onun bu saflığı, konuşmalarına, yürüyüşüne, hareketlerine yansıyor. Klarnet çalma, bir tutku olarak yön veriyor yaşamına. Ayrıca, kırık çıkıktan anlar; hayvanları sever.

Babasını bilmez; rüyalarına giren bir babası vardır.

Nine dede elinde büyüyen Hüseyin Badem, sağlık ocağında çalışan hemşire Müjgan’a tutkundur.

Hüseyin Badem, hemşire Müjgan kavuşunca, daha bir mutlu olacaktır.


Ya Ayhan Kaplan?

Konuşması, yürüyüşü, uğraş alanı farklı. Geçimini boksörlükle sağlayan, Almanya'da büyümüş... İşin içinde yine bir sevda var, ama bu kez tutkun olan Ayhan Kaplan değil, emlakçi Elvan... Güldürücü öğeler yok denecek kadar az...

“Berlin Kaplanı”nın “Eyyvah Eyvah”ın gerisinde kaldığını düşünmek, belki de Hüseyin Badem’in güldürüye daha yakın olmasından. Ata Demirer demek, güldürü/ güldürme demeyi akla getirdiğini için, “Berlin Kaplanı”nda da benzerinin beklenmesi, ama bulunamaması...

“Berlin Kaplanı”, Ayhan Kaplan aracılığıyla, az güldürse de, önemli iletiler veriyor, düşündürüyor. Bu bakımdan  “Eyyvah Eyvah” ile "Berlin Kaplanı”nı karşılaştırmak yerine, "Berlin Kaplanı”nı tek başına düşünmekte yarar var.

*****

“Berlin Kaplanı”nın, eleştirmenlerin bakışıyla, teknik yapısı bir yana, filmde ne gibi mesajlar veriliyor, dolayısıyla “ne”lere değiniliyor?

Filme izleyici gözüyle bakmak...

Umudunu yitirmek, teslim olmaktır.

Öyleyse umudunu yitirmeyeceksin.

Fırsatçılık!

Para kazanmayı alışverişi gereği saymak, bu bakımdan da “elden geldiğince” kazanç sağlamak, alışverişte karşı tarafı aldatmak... Tam da, “fırsat bu fırsat” anlayışıyla işe dalmak... Gerçekten habersiz olanı, içinde bulunduğu durumdan yararlanarak aldatmak...

Aldatan, gün gelir, sırası gelmiş gibi aldatılır.

Gurbetçilerin nasıl aldatıldıklarının öyküsü çoktur. Özellikle “arsa” satışları/ alımları bunun en canlı, unutulmaz örnekleridir.

Yaşamanın anlamlı anlamlı olması için bir “şey”e, “biri”ne bağlanmak...

“Biri”ne, “bir şey”e bağlanan, yaşamdan, yaptıklarından, yapacaklarından tat alır. Kendini, çevresini mutlu etmenin yollarını bulmuş olur.

Koşullar, kişiyi istemediği bir yola sürükleyebilir, ama “o süreç”te duyacağı pişmanlık, ruhsal değişim, doğru olmaya yöneltir.  Böylece, paraya kavuşmak için danışıklı dövüş/ şike içine girmiş, sonuçta yenilgiye razı olmuşken, tersini yapacak gücü bulmak...

Sonuçta, başkasının sırtından kazanç sağlama foyasının ortaya çıkacak olması...

*****

“Berlin Kaplanı”nı çekici kılan ne?

Kuşkusuz, Ata Demirer adı.

Ata Demirer'in filmine giden gülmek ister. Ne ki, “Berlin Kaplanı”nda gülecek o kadar sahne yok. Filmin dram yanı ağır basıyor.

İzleyici gözüyle bakarsak şunu demek gerektiriyor:

Sinemaseverler, haydi sinemaya...

TURGUT ÇELİK/ Mersin

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..