Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '09

 
Kategori
Futbol
 

Beşiktaş'ın Fenerbahçe'yi yenmeye gücü yeter miydi?

Beşiktaş'ın Fenerbahçe'yi yenmeye gücü yeter miydi?
 

Bu Beşiktaş ligin en zayıf şampiyonluk adayıdır dediğim gün Beşiktaş şampiyonluğa bu kadar yaklaşmamıştı. Beşiktaş bugün Fenerbahçe'yi yense ligin zirvesine iki puan farkla oturacak belki de sonuna kadar da oradan hiç kalkmayacaktı.

Ancak yapamadı.

"Beşiktaş'ın Fenerbahçe'yi yenmeye gücü yeter miydi?"

Bu sorunun cevabını Fenerbahçeli futbolcular verdi. İlk yarı İnönü'de Fenerbahçe'nin olgun, bilinçli, akıl dolu, mükemmel futbolunu izledik. Açıkçası bu kadarını ben beklemiyordum.

Ligin sonunda ne olur şimdiden bilemeyiz. Ancak bir gerçek var ki ligin tepesinde kalmış iki takım dahil hepsi tam bir istikrarsızlık abidesi gibi duruyorlar. İspanya'dan, İngiltere'den maçlar izliyoruz. Orada futbol izliyoruz burada da kendi yarattığımız heyecana kapılıyoruz.

Gökhan - Yasin tandeminin Aragones'in sezon boyu aradığı o bol paslı oyunu başlatan oyuncular olması sanırım futbolun henüz sırları çözülememiş şifresi gibiydi.

İlk yarı topla oynama istatistiğinin bir ara %39 Beşiktaş - %61 Fenerbahçe olarak yansıması bunun çok açık göstergesiydi. Tek pasa dayalı oyun düzeni ilk yarı Beşiktaş'ı oyundan düşürdüğü gibi seyirciyi de susturdu.

Güiza'nın akıl dolu ve bol şanslı golü bize ilk yarıda Volkan'ın kaleci vuruşunu takip edip, Rüştü'nün üzerinden aşırdığı pozisyonu hatırlattı. Gol anındaki vuruşu sezon içinde yaptığı bir iki olumlu hareketten bir tanesiydi.

Fenerbahçe ilk yarı ve ikinci gole kadar orta shası kalabalık, kanatlardan akmayan ancak orta sahada bol paslarla rakibi oyalayıp, boşluk arayan bir taktikle oynadı. Düşünün Carlos ileri bile çıkmadı. İkinci golde Uğur Boral sağ kanatta pas alışverişinde bulunuyordu.

Beşiktaş'ın en güçlü tarafı olan orta saha kurgusunun nasıl bu kadar çaresiz kalabildiğini anlayamadım. İkinci golden sonra Aragones'in taktik değişikliği ise Fenerbahçe için güzel başlayan gecenin hüzne dönüşmesine neden olabilirdi.

Beşiktaş'ın bu sezon büyük maçlardaki çaresizliği ortada. Fenerbahçe nasıl Anadolu takımlarına kaybettiği puanlarla şampiyonluktan kopmuşsa, Beşiktaş da tam tersi ligin zirvesine tutunmuş durumda. Sivasspor'un kaybettiği maç sonrasında liderlik için çıktığı maçta ilk yarıda hiçbir varlık gösteremedi. Mustafa Denizli'nin zaten oturmuş bir oyun planı yok. Ancak futbolcuları üzerinde kurduğu otorite pozitif etki yaratıyor.

Beşiktaş büyük maçlarda ortada görünmemesi onun aslında bulunduğu yeri de hak etmediğini gösteriyor. Fenerbahçe ve Galatasaray bu kadar puan dağıtmasa Beşiktaş bu kadar rahat ikinci olur muydu?

Şimdi Fenerbahçeli futbolcular vursunlar başlarını taşa. Galatasaray beraberliği ile lige havlu atmanın bedelini bütün camia ödüyor.

Git Aragones artık!

Aragones bu takımın hocası olamaz. İnanılmaz değişiklikler yaptı. Emre'yi oyundan aldığı andan itibaren takımın orta sahası düştü. Deniz hiçbir varlık gösteremedi o bölgede. Emre'yi oyundan alış nedenini görmüyor; çünkü o iki futbolcu arasında sahada çözülecekti, Aragones müdahele ederek olayı Emre bazında büyütmüş oldu. Sonra gitti Semih'i de çıkardı.

Yani?

"Böyle bir Beşiktaş bulmuşum ama onları daha zor bir pozisyona sokmak istemiyorum. Mustafa Denizli'ye de ayıp olmasın. On gün sonra bir maçımız var adamın yüzüne nasıl bakarım. Semih'i oyunda tutarsam bu maç beşe falan gider. Ortam gerilir." Der gibiydi.

Beşiktaş bu haldeydi. Holosko haricinde sahada ayakta duracak adamı yoktu. Ancak Aragones Fenerbahçe'yi tuttu da tuttu. Bu galibiyet yönetimin gözünü boyamamalıdır. Fenerbahçe bu maçı Aragones'e rağmen kazandı diyebiliriz.

İkinci gol futbol adına güzellikti. Bol tek paslarla Beşiktaş savunmasını şaşırtarak çok güzel bir boşluk yarattılar ve belki de maçta olumlu tek kanat ortası ile golü buldular.

3 Mayıs hatırasına...

Bugün Fenerbahçe'nin kuruluş günü. Maneviyatı çok yüksek. Atatürk'ün külübü ziyaret edişinden tutun da, sabah Lefter için yapılan anlamlı heykelin açılış töreni, sonra Dereağzı'nda yapılan kutlamalar çok güzeldi. Bugünün taşıdığı pozitif enerji de başlama düdüğüyle birlikte maça yansıdı.

Fenerbahçeli tüm futbolcular yetenekleri ölçüsünde iyi niyetle mücadele ettiler ve çok önemli bir maç kazandılar. Bütün Fenerbahçelileri de mutlu ettiler.

Sorduğumuz sorunun cevabını vererek bitirelim. Kupa'nın havası farklı olabilir tabii ancak bu Beşiktaş ligde zaten derbi kazanamadığı gibi şampiyon olmayı da hak etmiyor ve "Fenerbahçe'yi bile" yenmeye gücü yok. Bile diyoruz, çünkü ikinci yarıdaki Aragones'in saçma sapan değişklikleri ile bu Fenerbahçe'yi ligin son altı sırasındaki tüm takımlar yenebilirdi, yendi de.

Fenerbahçe son altı maçta Beşiktaş'a karşı hiç kaybetmedi. Sürekli de yendi. Çocukluğumdan beri böyle bir seri hatırlamıyorum. Üstelik Milne'den sonra galibiyet sayısında da ilk kez iki farklı olarak öne geçmiş oldu. Hani Aziz Yıldırım döneminde ne oldu diye soranlar için söylüyorum.

Güzel, seviyeli ve centilmenliğin hakim olduğu bir derbi izledik. Teşekkür ediyoruz.

Uzay Gökerman

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..