Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '12

 
Kategori
Futbol
 

Beşiktaş nereye

Yıldırım Demirören Beşiktaş’tan ayrılıp Türk Futbolu’nun başına geçtiğinde siyah beyazlı taraftarların büyük bir kısmı şunu söyledi: “şimdi onlar düşünsün”. Bu cümledeki “onlar”ın kim olduğunu o zaman da anlamamıştım, şimdi de anlayamıyorum ama mevzu bu değil.

Fikret Orman göreve soyunduğunda arkasında müthiş bir camia desteği buldu. Bu önemli desteğin iki temel nedeni vardı: birincisi eski yönetimden memnuniyetsizlik, diğeri de Orman’ın kulübün içinde bulunduğu zor şartlara rağmen gösterdiği cesaret.

         Zor şartlarda dümene geçmek her zaman kötü değildir. Eğer kaptan iyiyse bu durumu avantaja dahi çevirebilir. Bilakis iyi kaptanlar bu kötü zamanları sever, bu dönemleri kendilerini göstermek için bir fırsat görür, bu durumdan içten içe bir zevk duyarlar. Fakat kaptan kötüyse işler iyice sarpa sarar ve geminin alabora olması kaçınılmaz olur.        

Fakat zaman içinde, öyle çok uzun boylu da değil, üç buçuk, dört ay içinde Beşiktaş taraftarı önce yeni yönetime sempatisini gözden geçirmeye başladı, şimdilerde de yüksek sesli eleştiriler yapmaya.

Fikret Orman yönetimi görevi öyle bir zamanda aldı ki, geride kalan dört ayda kulübe çivi dahi çaksalar alkışlanacaktı. Maalesef çakamadılar.

Beşiktaş, hassas yapısı nedeniyle bu sene en hatasız şekilde yönetilmek durumundaki kulüp olmasına karşın hatalar devam etti. Bunların en büyükleri de plansızlık ve taraftar ile aynı dalga boyunu yakalayamamak oldu.  Buna bazı örnekler:

Evet, Samet Aybaba, Beşiktaş’ın efsane kadrosunun en önemli oyuncularından biriydi. Fakat Aybaba’nın İnönü’de tribünlerden en çok tepki alan isimlerin başında geldiği de en az bir önceki cümle kadar gerçek. Bunun yanı sıra gündeme birçok isim taşıyıp takımı Samet Aybaba’ya teslim ederek Beşiktaş yönetimi, teknik direktör seçiminde taraftarından çok uzak kalmış oldu.  

“Feda” müessesesi de Orman yönetiminin yanlış yerden yaklaştığı bir konu oldu.  Şeref Bey’in hasta haliyle hâlâ Beşiktaş için çırpınmasının özeti ve bu nedenle son derece duygusal bir konu olan Feda’ya, Beşiktaş yönetimi, tişörtler veya kombine kartlar için bir vesile ve nihayetinde para ile ölçülebilen bir meta gibi yaklaştı. Bunu yapmak aslında, takımlarının Fenerbahçe ve Galatasaray gibi “şaşalı” olmasından şikâyetçi olan taraftardan Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarı gibi olmalarını istemekti; nitekim bu aşı tutmadı.

İnönü Stadı’nın tribünlerinde uzun yıllar bir pankart asıldı, belki bu sene de asılır: “erkek adam renkli takım tutmaz.” Fakat Beşiktaş bu sene kırmızı bir forma tanıttı. Forma gerçekten güzel. Hatta konu ile ilgili hiçbir fikri olmayan birine sorsalar kırmızı formanın, v yakalı ve önü ipli formadan çok daha güzel olduğunu söyleyecektir ama taraftar gözünde acaba hangisi daha değerli? Yönetim bunu da göz ardı etti.

Yeni sezonda yolunuzu ayırmak istediğiniz futbolcular olması gayet doğal. Nitekim bugünlerde birçok kulüpte, yeni sezonda kadroda düşünülmeyen oyuncular var. Fakat bu kulüplerin çok azı istemedikleri futbolcuları takımdan ayırıyor ve hiç birisinin başkanı veya teknik direktörü futbolcusunu kötüleyip onun değerini düşürmüyor. Aksine onlardan daha fazla gelir elde etmek için tok satıcı rolüne bürünüp satmaya gönüllü olsalar da futbolcular için yüksek bedeller tespit ediyor. Bugün Quaresma ve Simao için Beşiktaş tarafından öyle kötü bir profil çizildi ki onları alacak kulüpler adeta Beşiktaş’tan para isteyecek duruma geldi.

Erkek voleybol şubesinin kapatılması da Beşiktaş yönetimi için çok olumsuz bir icraat oldu. Elbette önlemler alınır, kulüp küçülebilir ve bu uğurda şubeler de kapatılır ama bunların hepsinin çok sıkı ve ciddi bir planlama çerçevesinde olması gerekir.  Toplam masrafı ancak bir futbolcunun yıllık ücreti kadar olan, üstüne üstlük başarılı bir şubenin ani bir kararla kapatılmasının kulübe kazandırdıkları, kaybettirdiklerinin yanında adeta devede kulak kalıyor.

Ayrıca bu sene Beşiktaş’ın ligdeki hedefinin ne olduğuna da bir türlü karar veremiyorum. Eğer amaç geçen senelerde olduğu gibi başa güreşmekse Egemen neden kaybedildi? Yok, eğer amaç öncelikle giderleri azaltarak mütevazı bir kadro ile elinden gelenin yapılması ise Ospina ve diğerlerinin peşinde neden koşuluyor?

Velhasıl Fikret Orman ve arkadaşları, görevde geçirdikleri kısa sürede arkalarındaki rüzgârı korumak bir tarafa taraftarın dilinden anlamamakla ve plansızlıkla bu rüzgârı karşısına aldı. Gelecek için umutları azalttı ve tabiri caizse Beşiktaş’ın işini şansa bıraktı.

can.nizamoglu@gmail.com

Twitter:_acn_

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..