Beyaz melek

Konusu, oyuncu kadrosu ve müziği ile harikaydı. Emeği geçen bütün sanatçılarımızı tebrik ediyorum. Bu kadar duyarlı bir konuyu, değerlerini günden güne yitirmekte olan toplumumuza karşı, yürekten işledikleri için. Seyircisi kalabalıktı. Eski sinema günlerinde olduğu gibi .Orta yaş grubu ise çoğunluktaydı. Saygıyla ve hayranlıkla andığım Yıldız Kenter’e “Melek” ismi bu kadar mı yakışır!Sanat Aşkı yaşatıyor “Beyaz Meleğ”i. Yüreğinin yumuşaklığını, gözbebeklerinde görüyorsunuz filmde.Sesine kattığı duyguları, narin bedeniyle bütünleşip, hayatın herşeyine rağmen, insanlara yaşama hazzı veriyor.

Mahsun Kırmızıgül işlenmesi gereken bir konuya değinmiş. Huzurlu ev’in, onun öğrendiği kültürde, yarattığı endişe ve korkuyu, şaşkınlıkla bütünleştirip, rolüne giydirmesi oldukça başarılıydı.Birey ya da toplum olarak yaşlımıza sahip çıkmak, önce inanç sonra vicdan işidir bence. Elden, ayaktan düşmüş büyüklerimizin -eğer evlatları varsa-bakılması zorunludur diyorum.Evladı ya da kimsesi olmayan yaşlılarımız için sağlıklı huzur evlerine de karşı değilim.Yaşlılarımıza ev olan bu sosyal kurumların devletimiz tarafından donanımlı olması bütün problemleri çözecektir aslında .Yaşlılarımızın, yorulan ve yaralanan ruhlarını hayata geçiren bir psikolog, yıpranan bedenlerini onaran bir hemşire, nefeslerini güçlendirecek sosyal etkinlikler, yaşamayı onlar için eziyet değil zevk haline getirecektir.Buralarda görevli olarak emek verecek kişilerin , bu konularda eğitim görmesi , hem onların işlerini severek yapmalarına, hem de yaşlılarımızın onlardan hoşnut kalmalarına ve onların dualarını almalarını sağlayacaktır. Bu donanımın alt yapısında sevgi ve şevkat esas alınmalıdır. Bir bebek nasıl sevgi ve şevkatle büyürse, bebekleşen yaşlılarımızın da son demlerinde mutlu olmaları için, sevgi ve şevkate ihtiyaçları vardir.Nerede olurlarsa olsunlar.İster evimizde, ister sokakta, ister huzur evinde, isterse komşumuzda.

Filmdeki kız torun gibi merhametli, paylaşımcı yetiştirilirse yeni nesil, duygusallığı gözlerinden okunan sevimli Erol Günaydın gibi olur bütün dedeler.Sevilirseniz, sevilirsiniz.Yaşlılar evimizin bereketidir, huzurudur.Onların duaları ile biz ayaktayız.Bazen biraz çocuklaşırlar ama biz de çocukken yaramaz değil miydik? Onlara seslenirken döverek değil severek seslenelim.Saygıda kusur etmeyelim.Özellikle saygı.Yeni nesilde, neredeyse hiç kalmayan bir şey.Annelerinden yararlanmak için yarananlar.Evinde yaşlılarını barındırmak istemeyenler.Hayatları kısıtlandığı için, yüreklerine öfkeyi biriktirenler.İstedikleri için değil, görevmiş gibi ilgilenenler.Sıra bize de gelecek!

İnanç, merhamet, sevgi, saygı, kardeşlik, dostluk, misafirlik, annelik, evlatlık, yaşlılık, yardım

gibi toplumun özünü oluşturan konuları bizlere hatırlatan Mahsun Kırmızıgül ve bütün emeği geçen sanatçılarımıza candan teşekkürlerimi sunuyorum.

Sertap YAR