Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '11

 
Kategori
Sağlık
 

Beyin ölümü gerçekleşti

Beyin ölümü gerçekleşti
 

Yaşamla ölüm arasındaki çizgidir yoğun bakımlar


Vücudumuzu kalabalık bir işçi kadrosu çalıştıran bir fabrika olarak düşünelim. Çalışan her işçinin ve makinanın ayrı bir görevi var. Yerinde olmayan bir işçi, yada bozulan bir makine, fabrikanın işleyişini her zaman aksatmıştır. Fabrikaya hammaddenin girişinden itibaren görev dağılımı başlar. (Bazı hammaddelerin kalitesiz olduğunda makineleri bozabileceği bir gerçek.) Burada yönetim kurulunu unutmamak lazım. Milyonlarca kablonun elektrik akımı ile haber götürüp, direktif taşıdığı bir makam var. Organizasyonu sağlayan, bütün birimlerin yaptığı işi düzenleyen, birim yöneticilerini denetleyen üst düzey bir yönetici, yani fabrikanın genel müdürü; Dinlenmek için hiç zamanı olmayan, yeri doldurulamayan genel müdürümüz işi bıraktığında, hepimizin bildiği bir cümle sarfedilir. (Beyin ölüm gerçekleşti, bilinci kapalı) Diğer yöneticiler bu ölümün ardından görevlerini yapmaya çaresiz devam ederler ama hiç bir şey eskisi gibi değildir. Bundan sonraki süreçte ağır yükü kaldıramayarak sırayla işi bırakırlar. Toplu istifa günü, fabrikanın kapanması demektir. 9 Eylül Hastanesi’nde Dahiliye Yoğun Bakım ünitesinde işe başlamıştım. Bana işi öğretecek dünya güzeli bir mesai arkadaşım vardı. 

Büyüleyici bir güzelliği olan öğretmenim kızım yaşında idi, bilgisi ve insanlarla olan diyaloğu ile beni çok etkilemişti. Görevimiz yatan hastaların günlük listelerini çıkarmak, ayak uçlarındaki panoya hastanın kendi bilgilerinin yazılı olduğu evrağı iliştirmekti. Hemen hergün bir ölüm olayının yaşandığı yoğun bakım ünitesinde en zor olay, hasta yakınlarına ex haberi bildirmekti. Doktorlar hasta yakınını çağırın dediğinde , benim dünya güzelim önce derin bir of çeker, ardından hasta yakınını arar, kötü bir şeymi oldu dediklerinde, bilmiyorum, doktor bey sizinle görüşmek istiyor diyerek telefonu kapardı. Böylesine hayat dolu bir insanın Azrail'in yoğun mesai yaptığı bir yerde çalışması garipti. Orada çalıştığım süre içinde onun buradan uzaklaşması daha uygun bir yere atanması için dua ettim. Bizim bulunduğumuz bankonun önünde, doktorlar hasta yakınlarına ölüm haberini ve saatini, yapılan müdahaleleri bildirirdi. Ölümle yaşam arasındaki ince çizgi dediğim yoğun bakımda, otuzbeş yaşındaki genç bir hastaya yapılan kalp masajını bulunduğum yerden izlemiş ve kaskatı kesilmiştim. Doktorlar sırayla geriye sayarak masaj yapıyorlardı. Hastayı geri getirmeyi başaramamışlardı, ter içinde yanımıza gelip yakınlarına haber verin diyen doktorun gözlerindeki nemden çok etkilenmiştim. Beyin ölümü gerçekleşen bir hasta yakınına, organ bağışı teklif etmek, teklif sonrası, imza atarken duyduğu üzüntüye, yaşama tutunmak için organ bekleyen hastalara, organ bulundu denildiğinde duyduğu sevince, kısacası bir duygu seline şahit oluyordum. Belki fazla sağlam organım yoktur ama, bu kısa süren iş tecrübesi sonrasında, kesinlikle işe yarayan bütün organlarımı bağışlamaya karar verdim. Biten umutlar, ümit edenlere ışık olabiliyor. 

 
Toplam blog
: 31
: 1109
Kayıt tarihi
: 12.03.11
 
 

Merhaba,ismim Ayşegül Adıbelli Çetin. 3 çocuğa ve onların muhteşem hediyeleri olan 6 toruna sahib..