Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '11

 
Kategori
Deneme
 

Beynim Holiday Duygularım "My Way"

Beynim Holiday Duygularım "My Way"
 

Yaz ayı tatil ayı… Uzun zamandır bir delinin attığı taşların, kendini akıllı sananlar tarafından çıkarılmaya çalışılmasını izlemekten bunaldım ki bunaldım. 

Yaşam delilerin taşlarını çıkarmaktan ibaret midir? Hoş çıkarıldığı da tartışılır ya. Ya da neden çıkarılır ki? Oynasın dursun deliler. Var oluş nedenleri akıllıların hayatını tüketmek sanki…

Benden bu kadar! Havlu atıyorum ve delileri, işin erbabına havale ediyorum. Bize bir kez sunulan hayatla boğuşmayı bırakıp, yaşamaya geçiyorum. Artık gözleri bağlanmış öküz gibi değirmeni döndürmeyeceğim. Yaptığım herşeyi ama herşeyi yapmayıp, tatil yapma niyetindeyim. O nedenle son veriyorum beynimin işine. Dursun! çalışmasın artık. Beynimi tatile göndermeye karar verdim. Hayata olumlu bakmaya, hiçbir şeye kızmadan, düzeltmeye çalışmadan her şeye gülümseyip, nefes aldığıma şükredip, “Yarım bardak suyum var” diye sevineceğim.

Sadece ve sadece bir kadın olup mutlu olmak istiyorum. Yorgunum, hem de çok yorgunum.

Etrafıma bakınıyorum, artık azınlık bile değil, yapayalnızmışım gibi geliyor. Neden bu kadar çok şeyi dert edinip, mutsuz oluyorum ki? diye ciddi ciddi düşünmeye başladım. Üstelik uzayıp, kısalmayan hep aynı konular. Git git bir arpa boyu yol bile alınmıyor.

Uzmanlar, "Sorunlarınızı yatağınıza taşımayın!" diyorlar ama, ben, taşımayı bırakın uyuyamayacağımı bildiğim için yatağa bile gidemiyorum. Tatil, tüm bunlardan uzaklaşıp yepyeni şeylerle karşılaşmak değil mi? O zaman beynimle başlamalıyım. İlk önce şalteri kapamalıyım! "O" olmadan, sadece yüreğimle, duygularımla yaşamanın yollarını deneyeceğim. Ben gitmeyeceğim. Beynimi tatile göndereceğim.

Beynimi tatile göndermek kolay olmayacak biliyorum. Yılların beraberliğimiz var, ne de olsa. Yapışmış gibiyiz birbirimize. Et- tırnak misâli. Ama kararlıyım, o nedenle de, sıkı bir kavga ettim. İçimde yıllarca biriktirdiklerimi, elimi belime koyup, saydım, döktüm! Bana şunu, şunu, şunu yapıyorsun dedim. Senin yüzünden yaşayamadan, hayatla sadece boğuşarak ölüp gideceğimi birbir anlattım.

Neler, neler söylemedim ki? Bir ay git! "Beni benimle bırak giderken" diye söze başladım. Sıkıldım senden bile dedim. Bıktım senin kuyrukları birbirine değmeden dolanan tilkilerinden, hep halının altına bakan düşüncelerinden yıldım, usandım! Sensiz uyanacağım bir güne, ilk olarak aynalara taa içimden gelerek, uzatarak, keyifle; "Günaydınnnn" diye sesleneceğim. Hani Robin Williams’ın yaptığı gibi. Savaşın ortasında da olsa, insan, insandır ve mutlu olmak istiyor ya işte öyle. "Gooooodmorning Vietman!" diyerek kendime ve etrafıma pozitif enerji yayacağım.

Kısacası, gülerek uyanmak, rahat etmek istiyorum. İnsanım, kadınım üstelik sevilmek, okşanmak da istiyorum. Hatalar yapmak, ağlamak gülmek istiyorum. Belki, zengin bir evde kedi olmak istiyorum. Kedersiz, tasasız, uysal ama asla hırçın değil. Tırnakları papilerinin içine gömülü bir kedi. Kıvrılmak belki, birinin kucağına. Huzur vermek, huzur almak istiyorum…

Kasıldım kaldım, düğüm düğüm ettin her yanımı. Ayrılmalıyız artık” dedim beynime. Hiç beklemiyormuş bu tepkimi, sorgulayarak uzun uzun gözlerime baktıktan sonra; "Ben olmadan olmaz!" demeye çalıştı. Tüm ukala, bilmiş haliyle. Beni horlayarak biraz da âciz, acınası bularak. Ama kararlıyım… Vurdum ayağımı yere; “Al şu televizyonu, topla kitapları… Yalnızca müzik seti bana kalsın, Frank Sinatra'dan "My Way" çalsın... Git! Git artık! “ dedim. Artık öncelik sırası bende olacak. Seninle yapamadığım herşeyi yapacağım. Sen yokken ben saçlarımı sarıya boyayıp magazin dergileri alacağım trend neymiş bakacağım. "İşin ehli" olanlardan, erkeğimi elimde tutmanın yollarını öğreten tüm testleri çözeceğim. Yanlış cevaplarımın doğrularını “Adam sende!” demeden birbir öğreneceğim. İlk buluşmamda seksi şeyler giyip, üstünde yürüyemesem de sivri topuklu renk renk pabuçlar alacağım, çilek kokulu parlak rujlar sürüp, afrodisyak parfümlerle erkeğimin başını döndürüp baştan çıkaracağım…

Testler çözerek yaşayıp yanılarak öğreneceğim tüm bunları. Paramı ve zamanımı bu işler için harcayıp "Asker Kılıklı Kadın" görünümüme son vereceğim. Muhtemel param biteceği için de, aç kalıp istenilen ölçülere geleceğim. Sana inat, sağlıksız ne varsa yapıp, sıfır beden olacağım.

Kuşe kağıtlı Cosmopolitan, Rüyalı, Hülya'lı vb. yüzlerce kadın dergiler, gazeteler almayacağım. Köşe yazılarını es geçip falları ve son sayfalarındaki seksi kadın resimli yazıları okuyacağım. Kim, nerede, kiminle, ne zaman, ne yapmış öğreneceğim. 

Hani, “Bana dert mi? dediğim yazıların hepsini kanepede sırtüstü yatıp kırmızı ojelerimi kuruturken okuyacağım. Anlıyorsun değil mi? 5N1K’ ya tersten bakacağım. Sen varken yapamadıklarımı yani. 

Bu yaz dergilerdeki, eğitici, öğretici tüm testleri çözeceğim. 20 sorunun 17' sine 'B' deyip aranan vazgeçilmez kadın olup çıkacağım. Gör bak! daha neler neler yapacağım. 'Elma' demeyi de, 'Alma' demeyi de bildiğimi ispat edeceğim sana. Ah, bir de kuşe kağıtlı dergilerdeki yazıların parlamasına rağmen nasıl bu kadar kolay okunduğunu anlayabilsem? 

Neyse, şimdilik resimlerine bakar geçerim. Ama kararlıyım, beynimi mutlaka tatile göndereceğim. 

Saime Eren



 

 
Toplam blog
: 61
: 771
Kayıt tarihi
: 18.09.08
 
 

Dünyanın en güzel şehri olan İstanbul' da yaşıyorum. Emekliyim. Güncel olayları yorumlamanın yanı..