Beynimiz baharsa

Doğmuşuz bir tarihte, doğum tarihimiz miladımızdır. Deriz ki, ben doğmadan önce, ben doğduktan sonra...

Senenin hangi ayında olduğu önemli değildir doğum tarihimizin, Ocak, Haziran veya Kasım olabilir. Ama mevsimlerden ilk bahar olduğu kesin.

EVET! Her kişinin doğuşu ilk bahardır. Hani, tabiat kış uykusundan uyanır, ağaçlar çiçek açar, sonra yapraklanırlar. Kuş sesleri birbirine karışır, toprak yeşillenmeye başlar ya. Aynen öyle...

İnsan bebeciklerimiz de, dokuz ay on gün süren kış uykusundan uyanmış ve hayatının baharına merhaba demiştir. Ağlamaları, çığlıkları birbirine karışsa da, keyifli gülücükleri evin mutluluk kaynağı olur.

Bu bahar, öyle üç ay değil, uzun süren bir bahardır. Çocukluk ve eğitim çağını içine alır.

Sonra yaz mevsimi gelir. Eğitimi tamamlayan genç bir delikanlı veya meslek edinmiş genç bir kız vardır yaz başında.

Evlilik gerçekleşir, anne-baba olunur yaz mevsiminde. Çalışma hayatı, çocukların büyütülmesi, hayatın zorlukları bu döneme rastlar. Yine de güzel bir sürectir insan ömrünün yaz mevsimi.

Bu mevsimin sonuna doğru çocukların yuvaları kurulur. Sanılır ki, görev bitmiştir. Yaz mevsimi bitmiştir ama; ah! o evlat sevgisi yok mu! daha yapılacak çok şeyler vardır.

Ömrün sonbaharında büyükanne-büyükbaba olunmuştur. Zamanın trendine göre, anne-baba çalışıyorlar. Kıyabilir misiniz el kadar bebeği başka ellere! Koklarsınız doyuncaya kadar, basarsınız bağrınıza ve sahiplenirsiniz minnacık ufaklığı. Öperek, severek büyümesine yardımcı olursunuz.

Torunlar taze kandır derler. Daha sağlıklı olduğunuzu fark eder, daha da gençleştiğinizi hissedersiniz. Bebeklerle beraber sizin de yüzünüzden gülücükler eksik olmaz. "En mutlu olduğum bu zaman mı acaba!" diye, şüpheye kapılırsınız.

Geldi kış mevsimi. Dört mevsim döngüsü tamamlanacaktır artık. Bunun bilincindesiniz... Aynalara bakıyorsunuz, pamuk gibi bembeyaz olmuş saçlarınızı, yüzünüzde belirgenleşen çizgileri gösterdikleri için aynalara sakın kızmayın. Bir takım rahatsızlıklar da kapınızı çalabilir, bazen habersiz hatta istenmeyen misafirler gelmez mi size, meselâ, onun gibi..

Olsun, her şeyin üstesinden gelecek kadar yürekli, tecrübeli bir bilge olmuşsunuzdur artık.

Beden dört mevsimi yaşamaktadır ama beyniniz daima sevecen, iyi niyetli halini hiç bozmamıştır. Ya yüreğiniz? Sevgi ve şefkatinden zerre kayba uğramamıştır. Gözlüğe ihtiyaç duysanız bile gözleriniz ışıl ışıldır. Çünkü sevenlerin gözleri hep ışıldar.

Kıyaslarsınız kendinizi diğer mevsimlerinizle... "İlkbaharda, yazın da son baharda da şimdi de ben hep böyleyim, hiç değişmemişim" dersiniz.

Zaman beden üzerinde  yapacağını yapmıştır ama beyniniz ve ruhunuz ilkbahara takılı kalmıştır.

Ve...

Yine bir ilkbaharda yaşama veda edilecek, bir ömür mutlu bitecek, beynimiz baharsa...

Bu yazı da burada biterken okurunu gülümsetecektir, beyinler baharsa...

Sevgi dolu selamlar...

Yurdagül Alkan.