Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '07

 
Kategori
Futbol
 

Bilet...

Bilet...
 

Soğuk bir kış günüydü. O gece her taraf karanlıktı. Kar yağıyordu. İstanbul’ un sokaklarına derin bir sessizlik hakimdi. Gencin biri sessizce gece karanlığında, karların üzerinde yürüyordu. Kömür karası gözlerinde bir damla yaş, yüreğinde derin bir acı. Üzerinde eski bir ceket, eski bir pantolon, eski bir çift ayakkabı, elinde sıkı sıkıya tuttuğu küçük bir kağıt parçası.

Kar, bu sessiz adımlı, hüzün dolu gencin, omuzlarına yağıyordu o gece... Elleri üşümüştü, parmak uçları da sızlıyordu. Ama lafı bile olmazdı. Çünkü hayat boyu çok acı çekmiş, çok şeyler yaşamıştı. Şimdi ise bu gece karanlığı içinde yarınını arıyordu.

Gecenin ürpertici karanlığında burnunun ucunu bile görmekte zorluk çekiyordu. Ama yine de, kararlı adımlarla sessizce yürüyordu. İlk defa ayaklarına hükmetmeyi unutmuş gönlünün götürdüğü yere gidiyordu.

Dolmabahçe’ den geçerken , karanlıkta tüm heybetiyle yükselen Şeref bey’in sönük lambalarına takıldı gözleri. Işık yoktu ama görebiliyordu. O büyüyü hissediyordu. Tam o anda kuvvetli bir rüzgar esti ve kalbine kadar işledi. Ürperdi.

Eski günler geldi aklına... Soğuk sabahların bağrında bilet bulma gayretiyle geçirdiği saatleri düşündü. Karnı açtı çoğu kez. Uykusuzdu. Üzerindeki ince ceket, yağmuru, karı iliklerine kadar geçirirdi. Ama o üşümezdi. Hep umudu vardı. Cebinde beş kuruşu olmasa da. İçeri girmenin yolunu bulurdu. Yalnızca bir kere isyan etmişti hayata.

Özenmişti. Bir kere olsun bilet almayı istemişti cebinden. Biletix gişesinden.

Yüreğinde ki tarifi imkansız sevgiyi düşündü.Tüyleri diken diken oldu.
Hiç kimsesi yoktu sevdasından başka. Annesi, babası yoktu, kardeşleri yoktu. Yorgunca gülümsedi uykusuz gözleri. Şimdi ısınmıştı yüreği. Zorluğu paylaştığı o yoksul dostlarını hatırladı. Bir maç, sadece bir maçı beraber izleyebilmek uğruna verdikleri savaşı anımsadı. Zaten hiç unutmamıştı ki. Unutamazdı. İçi sızladı. Ama sessizce yürüdü.

Ümitsiz gözleriyle baktı karanlıklara. Bir kez daha baktı kartalın mabet’i diyarına...

Hayatı hep yalnızlıklarla geçmişti. Kimseler yoktu etrafında yine gecenin karanlığından başka. Bir kendisi vardı, bir de yakasına yapışan şu illet hastalık.

Son saatlerini mi yaşıyordu ne? Olmaz. Şimdi olmamalıydı. Sabaha az vardı. Gece siyahtı. Ama yarın yine beyaz olacaktı.

Sevgiyi düşündü yeniden, yaşamı, o hep siyah beyazdı. Sevdasından uzak kalacaktı. Biliyordu. Hissediyordu. Elinde tuttuğu kağıda baktı. Parmaklarının ararsında buruşmuş, biraz da yıpranmıştı. Ama onu diriltecek olan, hayatta kalmasını sağlayan umutlarıydı...

Sonra öksürmeye başladı. Bir biri ardına boğazına düğümlenip kalmıştı, kahrolası nöbetler. Hasta ciğerleri bir gün daha dayanmalıydı. Birkaç damla kan damladı karın üstüne. O aldırmadı. Belki de hayat onun için kar taneleriyle birlikte bu gece başlamıştı, biliyordu, bu gecenin de bir sabahı olacaktı.

Eski açığın önündeydi şimdi. Balıkçı teknesinin sesini duyuyordu denizden. Hayat ne kadar tuhaftı. Onun ki ekmek parası diye düşündü. Kendinin ki sevdasıydı. Soğuğu, ayazı dinlemeyen. Eski ayakkabılarının içinde buz kesilen ayakları daha fazla ilerleyemedi. Ancak varmak istediği yere kadar taşımıştı bedenini. Kapının önünde oturup kaldı.

Karanlıkta cılız bir ışık parladı ve söndü. Bir sigara yakmıştı. Derin bir nefes çekti hasta ciğerlerine. Sonra dumanı soğuğun arasına bıraktı. Üşümüyordu. Hissetmiyordu. Buz gibiydi elleri. Aldırmıyordu.

Bir genç oturuyordu karanlıkta. Karanlıkta bir genç yapayalnızdı.

Onlar da gelecekti sabah olunca. Canları, yoksulluğun ağır yükünü birlikte paylaştıkları kader arkadaşları.Kafasını kaldırdı. Yukarılara baktı. Yarın eski açıkta olacaktı. Yeniden öksürmeye başladı genç. Nefes almakta zorlanıyordu.

Olmaz. Şimdi olmamalıydı. Sabaha çok az vardı. Gece siyahtı. Ama yarın yine beyaz olacaktı.

O sabah stat görevlileri buldu gencin ölüsünü. Oradan geçenler merakla baktı. Üstü gazete kağıdıyla örtülü. Gözleri açık. Göz bebeklerinde donup kalan umutsuz bir bekleyiş. Garip bir tebessüm. Sağ eli yanına düşmüştü. Parmaklarının arasında asla izleyemeyeceği maçın bileti vardı.

 
Toplam blog
: 47
: 648
Kayıt tarihi
: 31.03.07
 
 

Bandırma doğumluyum. İşletme mezunuyum. Amatör olarak uzun yıllar atletizmle uğraştım. Okul hayat..