Bilim insanı yetiştirelim

Çeşitli üniversitelerde çeşitli bölümlerin kontenjanları boş kalmış.Cevabını hükümet vermemiş, araştırmasını 'aydın' yapmış.

Yapılan araştırmalar ve benimsenen kanılar şöyle: Üniversitelerin bu bölümlerinden mezun olanlar iş bulamadıklarından bu bölümler tercih edilmemiş.Hay hay!

 Doğrudur.

Bu yıl tercih edilmeme durumunu yaşayan bu bölümlerden bir işe yerleşmek gerçekten de güç. Hele de fen-edebiyat bölümünün formasyon hakkının kaldırılması iş bulma zorluğunu iyice perçinledi. Çünkü fen-edebiyat mezunları artık öğretmen olamayacak. (Fen-edebiyat mezunları üzülmeyin. Bu ülkede bir şey değişir ya emin olun o şey çok kez daha değişir)

İyi de bunlar zaten bilinen problemler, yıllardır dillendirilmelerinden dolayı "Ali Ayşe'yi seviyor, bunu herkes biliyor." desek uygun düşer.

O ki herkes biliyor, geçelim asıl konumuza:

Bu ülkede (burası Türkiye) Fen-Edebiyat Fakültesi var mıydı?

Benim bildiğim fen-edebiyat fakültesi üniversite eğitiminin temelini oluşturur. Bu temelden dolayıdır ki kaliteli olmalıdır. Kaliteli olmasını zorunlu kılacak bir diğer unsur da bilim insanı yetiştirme amacı taşımasıdır.

Soruma şu sorularımla cevap vereyim: Ülkemizde bahsi geçen fakülte üniversitelerimizin temeli konumunda mıdır? Kaliteli midir? Bilim insanı yetiştirebiliyor mu?

Şimdi cevaplar: 

Kaliteli değildir. Çünkü lisede tiner çekenlerin bile alabileceği puanlarla bu fakültemizin çeşitli bölümlerine yerleşilebiliyor.

Üniversite sistemimizin temelini oluşturamıyorlar. Çünkü yarının fen-edebiyatçısı bugün sırasında oturanlardır.

Bilim insanı? Güldürmeyin beni. Öğretmen olamayanın profesör olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

Hazır yazmadurmuşken ülkemizde ihmal edilegelen bir şeyi de yapmak istiyorum: Reçete

FEN-EDEBİYAT REÇETESİ:

-Öğretmenlik hakları kaldırıldı ya aman ona daha dokunulmasın!

-Öğrencilerimizin bu fakülteyi iş bulmak amacıyla değil de bilimadamı olmak amacıyla tercih etmeleri sağlansın. Çok az kişi bilim insanı olmak ister.O nedenle kontenjanlar bütün okullarda yirmi civarına düşürülsün. Gece bölümleri de kapatılsın. Böylece bölümlerin puanları artacağından daha kaliteli öğrencilerden müteşekkil bir tablo ortaya çıkacaktır. Ayrıca istihdam da artmış olacaktır.

-Klasik sınavlar kaldırılsın. Projeye dayalı ara sınavlar getirilsin ve tez hususuna işlerlik kazandırılsın. Üniversitelerimizde yapılan hemen hiçbir sınav öğrenciyi, keşfetmek şöyle dursun, denetlemiyor. Çünkü bir saatte gerçekleştirilen bir sınavla öğrenci keşfi mümkün değildir. Sınavlar mekanizması okullarda önemlidir. Çünkü bunun dışında nesnele yakın ölçüm veren hiçbir mekanizma bulunmamaktadır.

-Üniversite hocalarının proje ve tez uygulamalarının yanı sıra üniversiteden bağımsız bir kurul tarafından da yıl sonu çoktan seçmeli test uygulamaları yapılsın.

Kaliteli akademisyenler yetiştirmek dileğiyle.