Bilmelisiniz...

Balkanlarda Tedhiş ve Gerilla, Grebene. Bu bir kitap ismi. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerimizde bölücü terör örgütünün yapmakta olduklarının bir zamanlar Balkanlar'da yapıldığını ve 20.'nci yüzyılın başlarında yaşadığımız acıları anlatan güzel bir kitap. Ülkemiz ne zaman bir kriz dönemine girse veya zayıf idareler tarafından yönetildiği zannedilse, bize zorla yaşatılan bir senaryo tekrar gündemde hem de tam yüzyıl sonra. Biz Balkanlarda hatalar yaptık; yanlış zamanlamalarla savaşlara bile girdik; olmadı, olamadı. Atamızın doğduğu şehri dahi kaybettik. Şimdi de doğu ve güneydoğumuzu bizden almaya çalışıyorlar.

Lütfen uyanalım artık, silkelim üzerimizdeki ölü toprağı. Bu uyku sonumuzu getirecek (birilerince ''Sen çok büyüksün, sana hiç kimse bir şey yapmaya cesaret edemez!'' sözü ile uyutuluyoruz).

Daha dünkü yeniyetme Barzani ve Talabani bizim verdiğimiz sütten kesilmiş, yemek dönemine başlamış ve bizden topraklarımızı istiyor. Ellerinde bir harita ve bizim doğu ve güneydoğumuzu kendi sözde Kürdistan Devleti'nin toprakları olarak göstermeye cüret edebiliyor. Unuttuklarını hatıratıyorum, bir Türk Vatandaşı olarak: Bizim de elimizde bir harita var; hem de o doğmadan önce bu milletin evlatlarının devlet toprağı olan, bizim olduğunu tüm dünyanın kabul ettiği, ama bir türlü vermeye yanaşmadığı. İşte şimdi sıra bizde. MİSAK-I MİLLİ HUDUTLARINI İSTİYORUM, MUSUL'U VE KERKÜK'Ü İSTİYORUM... Ama bu sefer geçen seferki gibi oyunlara da gelmeyeceğim. Artık ordumu bu topraklardan uzaklaştırmak için Şeyh Sait İsyanı gibi bir isyan başlatamayacaksın. Bana başka topraklar vererek de beni kandıramazsın. Hele hele o bölgede 10 yıl süre ile çıkacak petrolün gelirinin %25'i de beni doyurmuyor. Ben o sınırları istiyorum. Neden şimdi ve neden bu istek derseniz, çünkü Atam'ın vasiyeti var. O toprakları güçlendiğim bir gün mutlaka hudutlarıma dahil edeceğim.

Bu arada eğer başka Sevr haritaları çıkaracak olursanız, ben de Osmanlı İmparatorluğu haritamı çıkarırım; demedi demeyin!