Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

14 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

Bin yıllık kardeşliği yaşatmalıyız

Bin yıllık kardeşliği yaşatmalıyız
 

Otuz yıldır devletin ve milletin başına musallat olan terör belasından ülke bir türlü kurtulamıyor.

2002 de sıfır terörle iktidarı devralan AKP nin bugün geldiği nokta ise acınacak bir haldedir.

Türkiye’de “iyi şeyler olacak” diye çıkılan yolda, açılımlara umut bağlayan iktidarda bu yolun “çıkmaz bir yol olduğunu” nihayet anlamış gözüküyor.

Özellikle Güneydoğu’da yaşanan terör olaylarını bu yörenin vatandaşlarıyla karıştırmamak, özdeşleştirmemek gerekmektedir.

Yıllardır terör belasının yanında Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerimizin coğrafi yapıdan, sosyo ekonomik yapıdan kaynaklanan sorunları vardır. Bu sorunları da yok farz etmek, görmemezlikten gelmek ise; en hafifinden “safdilliktir.”

Öncelikle çözüme ulaşılmak isteniyorsa, kanın bir an önce durdurulması isteniyorsa, bir takım gerçekleri göz ardı etmeden yola çıkılmalıdır.

Çözüme giden yolda kimse bu ülkenin insanlarının “etnisitesi” ile oynamamalıdır. Hedef ayrıştırmak değil, bütünleştirmek ve bir arada yaşama duygularını geliştirmektir.

Anadolu coğrafyasında yaşayan, bin yıldır birlikte yaşamayı başarmış bu milleti kimse etnik kimlilerine göre ayırmamalı, ayrıştırmaya gidecek tehlikeli yollara sapmamalıdır.

Bin yıldır kardeşçe yaşamış, kederde, tasada ve kıvançta bir olmuş, aynı duyguları paylaşmış ve Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağlarıyla bağlanmış hiçbir etnik kimlikli vatandaşımızla bu devletin bir kavgasının olmadığını artık herkes görmelidir.

Atatürk Türkiye Cumhuriyetini kurarken bu cumhuriyetin temel direklerini de bir bir sıralamıştır.

Tek devlet

Tek millet,

Tek bayrak,

Tek dil, ilkelerinin yanında üniter bir devlet olduğumuzu, bu devletin resmi dilin de Türkçe olduğunu açıkça ortaya koymuş ve bu yapının Türkiye Cumhuriyeti var oldukça “ilelebet de yaşayacağını” dünya âleme açıkça ilan etmiştir.

Şimdi, eğer bir açılım yapılacaksa, bin yıllık kardeşlik daha güçlü hale getirilecekse, ortaya konacak çözümlerinde bu temel ilkeler etrafında yapılması gerekmektedir.

Terörün bitirilmesine gidecek yol da bu ilkeler etrafında olmalıdır. Bu işin başını da bu yörelerimizin sosyo- kültürel yapısından başlamak gerektiğini göstermektedir.

Öncelikle Güneydoğuda ki cehaleti, taassubu yıkmak gerekmektedir. Şıhların, şehlerin ve aşiretlerin cirit attığı bir yerde sosyal yapıyı değiştirmek çok zor gözükmektedir. Ancak, buradaki ağalık sistemini çözmediğiniz sürece, burada ki şıhları, şeyhleri etkisiz hale getirmediğiniz sürece gerçek demokrasiyi de buralara götürmeniz çok zor olacaktır. Aşiret ağalarının kendi aşiret mensuplarını “tebası” gibi gördüğü bir ortamda başarıyı sağlamakta mümkün değildir.

Bu feodal yapıdan kurtulmanın da ki yolu var, birincisi; cehaleti ortadan kaldırabilmek için “eğitim seferberliğinin” başlatılması, “eğitimde fırsat eşitliğinin” sağlanması gerekmektedir. Türkiye’nin batısında ki eğitim kurumlarının en başarılılarını, en verimli olanlarını Doğu ve Güneydoğu’ya taşımak zorundadır devlet. Bunu yaparken de özel sektöre de ister teşvik edici, ister zorlayıcı tedbirler getirilmeli, bu yörenin gençlerinin de çağdaş eğitim imkânlarına kavuşturularak başarılı olmaları sağlanmalıdır.

Yörenin coğrafi koşulları buralarda eğitimi de zorlamakta, zor koşulların ise eğitimi olumsuz etkilemektedir.

Birçok çağdaş ülkenin uyguladığı “yatılı bölge okulları ve taşımalı sistemle” bu sorunda çözülecektir.

Feodal yapıdan kurtulmanın diğer bir yolu ise ekonomik tedbirlerdir.

DEVLETİN Atatürk’ün cumhuriyetin ilk yıllarında “ekonomiyi güçlendirmek için” uyguladığı modellere geri dönülmesi gerekmektedir.

Sümerbank gibi, şeker fabrikaları gibi, Et balık kurumu gibi .. benzeri yatırımları yaparak “istihdam imkanlarını geliştirmeli, bir çok insanın işsizliğine, açlığına çare olmalıdır.

Hayvancılık teşvik edilmeli, tarıma önem verilmeli, bunların sağlanabilmesi için de geciktirilmeden “toprak reformu” gerçekleştirilmelidir.

İşte size bin yıllık kardeşliği yaşamanın ve yaşatmanın doğru yolu. Eğer siz Doğu ve Güneydoğuda ki işsizliği önlerseniz;

Cehaleti yok edecek eğim imkânlarını, “eğitimde fırsat eşitliğini” yöre halkına sağlarsanız, Ağanın, aşiretin baskısından bu halkı kurtarırsanız bu insanlarımızın devletine, milletine bağlı, teröre prim vermeyen birer vatandaşı yapar, bin yıllık kardeşliği de pekiştirirsiniz.

Kürt kökenli vatandaşlarımızın, devletiyle, ülke bütünlüğüyle hiçbir sorunu olamaz. Özellikle doğu ve Güneydoğuda ki vatandaşlarımızın, işsizlikle, yoksullukla, cehaletle, töreyle ve ağayla sorunu vardır.

Bu sorunları çözdükçe, işsizlikle, yoksullukla mücadele edildikçe, Ağa ve aşiret baskısından kurtuldukça, benim Kürt kökenli kardeşlerimin üzerine kimse ipotek koyamayacak, bin yıllık kardeşliğimizi de kimse bozamayacaktır.

Sonsuzluk (Osman Özeker) 13.12.2009

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..