Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '11

 
Kategori
Güncel
 

Bir annenin gözyaşları ve bedelli

Bir annenin gözyaşları ve bedelli
 

Hayalim ressam olmaktı...

Çok güzel resim çizerim ben...

Köyümüzün çeşmesinden çınar ağacına kadar, bütün güzelliklerini çizmişimdir!

Ola ki yolunuz düşerde giderseniz bizim oralara, köy kahvemizde asılıdır resimlerim...

İlk ve son sergimdir orası benim...

Derdi olan, efkarı olan, mahsulü tarlada kalan bir kere kafasını kaldırıp baktı mı eserlerime..

Alırım derdini tasasını... Boyarım rengarenk... Yeşil bir tepside mutluluk sunarım ona...

Çok değil daha 8 ay önceydi köyden ayrılışım...

Er olarak gittim... Rütbelerin en büyüğü şehitlik rütbesiyle geri döndüm...

Döndüğümde ağlıyordu herkes... Kalabalıktı Annemi arıyordu gözlerim...

Bulamıyordum canımından çok sevdiğim biricik anamı....

Bilirim dayanamaz ağlar bensizliğe...

Daha çok küçüktüm, dağlarda arkadaşlarla çam kozalağı toplarken unuttuk saati...

Yatsı ezanı okununca döndük eve... Anacığımı kaldırıyorlardı hastaneye...

Kriz geçirmişti... Ben kayboldum diye... Çok sonra öğrendim o gece ölümden dönmüş meğer...

Oysa bu kez daha zordu... Geri geldim fakat biraz bensiz, biraz sessiz, hareketsiz...

Allahım bana güç ver diye yalvardım... Ama ne çare... Öylece yatıyordum...

Babam zaten çok sert adamdır...

Ağlamayacağına o kadar emindim ki aramıyordum bile onu...

Ah bir bulsam annemi ben burdayım desem koşsam ona!

Silsem gözyaşlarını...

Daha yükseklerdeydim artık daha netti kalabalık...

Omuzlar üstünde bir tabut mezarlığa doğru taşınıyor...

Arkada bir adam bağıra çağıra geriye çekiyordu tabutu...

"Göndermem... Vermem onu size... Göndermem" diye bağırıyordu...

Evet babamdı tabutu kendine çeken kalabalığa direnen...

Sokakta oyun oynarken silüetini gördük mü eve kaçdığımız...

Dertlerimizi, isteklerimizi ona annemle iletebildiğimiz...

Köyün dev ve aslan yürekli adamı... Cevdet efe ağlıyordu...

İnsanların gözyaşları dökülürken onun ise gözleri gözyaşı olmuş, yüzünden dökülüyordu...

Daha fazla dayanamadım...

Annemi arıyordu gözlerim...

Buldum sonunda...

Bir ağaç dibinde kalabalığa bakıyordu... Yanında teyzelerim, köyümüzün kadınları, kadın subaylar...

Herkes ona sarılmış ağlıyordu o sessizdi...

Pırıl pırıldı gözyaşları... Silmeliydim... Saklamalıydım her zerresini...

Herkesin gözyaşı yok oluşumaydı biliyordum... Ama anneminkiler... Varoluşumdu benim...

Şu an burda oluşumdu...

Yanına yaklaştım uzattım elimi yanağına...

Dokununca ben sessizliğini bozdu haykırmaya başladı...

"Bedeli varmış yavrum!

Bilseydim sırtımda taş taşırdım göndermezdim seni kuzum!

Yirmibeşbinmiş bedeli yavrum!

Sen doğduğunda dünyalar dar geldi bize...

Nasıl baş edeyim şimdi bu dünyalarla ben... Sensiz nasıl edeyim?

Kömür gözlü güzel çocuğum...

Bir gülüşüne biz  dağları deldik incir bahçeleri yaptık dağ başlarına...

Bileydik kuzum bırakırmıydık seni yaban dağlara sahipsiz... Satardık varımızı yoğumuzu...

Bedeli varmış yavrum"

Sanırım annem de televizyonlardan görmüştü... Bedelli askerlik projesini...

Yirmibeşbin olacak...

Dört ay kredi kartına taksit...

Herkes yararlanacak...

E tabi napsın anacım. Önce vatan sağolsun diye bağırıyor sonrada bunlar aklına geliyor...

Asıl resmi şimdi çizmem gerektiğini düşündüm...

Dahada yukarılara çıkabiliyordum artık...

Bütün ülkeyi görebileceğim bir noktada durdum ve çizmeye başladım...

Rengarenkti koca ülke...

Ama soluktu bütün renkler...

Bir köşede eğlence olabildiğine hızla giderken...

Bir köşede acı ve gözyaşı vardı...

Bir gecede ikibin tl harcayanlar ...

Bir yılda kenaa ikibin tl koyamayanlar...

Birer birer sıralıyordum...

Hepsinden küçük hikayeler aldım....

X- Senede binlerce dolar para verip çocuğunu özel üniversiteye gönderdi. Zaten mezun olduğunda işide hazırdı. Askerlik mi? Hiç sorun değildi bir üniversite daha okudu erteletti.. .Pusuya yattı bedeli olsun diye bekledi...

Y- Nasıl zengin olduğunu bile anlamadı... Ama birden dönmüştü köşeyi... Ne yapabilrdi çocukları için?.. Evet gönderdi yurt dışına hepsini... Oralarda okuttu... Askerlik mi? Bedeli vardı zaten ödedi...

Z- Bir milletvekiliydi... Bu çocuktan birşey olmaz derken... Bastı parayı bir internet sitesi kurdu  çoktan internet devi oldu. Askerlik mi? Pusuya yattı bedeli olsun diye bekledi...

A- Okuyamadı üniversiteyi... Ailesi için çalıştı... Kardeşlerini okutuyor... Kendini onlar için feda etti... Bir de sözlüsü var aklı hep onda... Şimdi askere gidecek belgesini bekliyor... Kara kara düşünmekte 15 ay boyunca kim bakacak bizimkilere diye?Bekliyor Vatan Sağolsun diye bekliyor...

C- Asgari ücretle çalışıyor... Biraz erken evlenmişti... Birde küçük bebeği vardı... Yaşı geldi çağırdılar askere... Ardında sevdiklerini bırakıp... Emanet edip Annesine... Vatan aşkıyla yanan yüreği koşarak gitti şubeye... Sırasını bekliyor...

Evet kimi pusuda bekliyordu, kimi ise sırasını...

Şimdi düşünüyorum da  galiba pusuda bekleyenler kazandı ve puslu havada amaçlarına ulaştılar...

Biz o dağlara gittiğimizde evlatlarımız için geleceğimiz için gittik... Bu topraklarda Vatan candır ve çok değerlidir...

Parası olanların saltanatı...

Vatanseverlerin İmparatorluğu altında ezilecektir...

İsmail OKAT

 
Toplam blog
: 54
: 836
Kayıt tarihi
: 28.07.11
 
 

Koca dünyanın küçük insanı... Duygularını darağacına defalarca tırmandırmış adam... Her gün ayrı bir..