Bir deterjan anketi

“Kirlenmek güzeldir” şiarıyla ürün tanıtımı yapan malum firmaca tüketicinin alışkanlıkları ve ürüne yaklaşımı üzerine yapılan anket için görevliler bizim iş yerimize de gelip çamaşır yıkama sorumlularıyla (!) anket yapmak istediklerini söylediler. Tabii ki servisimizin evde çamaşırdan sorumlu çalışanları evli bayanlardı. İşin ucunda 1, 5 kg’lik deterjan da olunca biz sorumlulara anket cazip geldi. Sorular zor değildi. Ama, içlerinde bir soru vardı ki, soruluş amacını anlamakta güçlük çektim. Anket uygulayıcısına sorunun niyetini anlayamadığımı söylediğimde toplantı vs. gibi etkinliklere katılımın ölçüsü olarak yer aldığını söyledi. 

Deterjan kullanımı alışkanlıkları testinin o müthiş sorusu “İbadethaneye gidiyor musunuz?” şeklindeydi. Geçen seçim sonuçlarının etkisiyle (yükselen trendlere uygun olsun diye mi acaba?) bu sorunun halka daha yakın olacağını mı düşündüler. Yoksa mevlit ya da camiye giden bayanlar birbirlerine “Aaaa gömleğinin rengi ne kadar canlı yeni mi aldın?” “ Hayır canım …….. firmasının canlı renkler ürününü kullanıyorum. Üstelik 10 yıllık gömlek” mi diyecekler?. Ankette “ konsere gidiyor musun?” “dışarıda yemeğe gidiyor musun?”gibi soruların da yer aldığı; bu sorudan rahatsız değilseniz diğerinden neden oldunuz da denebilir. Ancak, konser, sinema ya da tiyatroya gitmek ne yazık ki ülkemizde kişilerin eğitim ve ekonomik durumlarının da göstergesidir. Bir konser biletinin 50 TL’den başladığı ve ailelerin de en az 3 kişiden oluştuğunu düşünürsek söz konusu aile konser vs. gibi etkinlik için ulaşım vs. hariç en az 150 TL harcayacaktır. 

Dolayısıyla bu tür alışkanlıklar, o ailenin ekonomik profilini de yansıtır. Yoksa amaç deterjan kullanım alışkanlıklarının yanında ibadethaneye gidiş haritasını mı çıkarmak?