Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '11

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Yunan Adaları

Yunan Adaları
 

Santorini


Tarihi, güneşi ve denizi (ille de Ege ve Akdeniz’i) seviyorsanız, elinizde valiz olmadan, uykunuzda yol alarak sabah gözünüzü yeni bir limanda açmak gerçekten çok keyifli. Biz, İzmir çıkışlı Rodos-Girit-Santorini-Pire(Atina)-Mykonos turunu tercih ettik. İzmir’den saat 17:00’de ayrılan gemimiz sabah saat 09:00 da Rodos’taydı. Şövalyeler adası Rodos… Tapınak Şövalyelerince inşa edilen kale ve o çağdan kalan mahallesi sizi büyülüyor. Bize Faliraki ve Lindos plajları önerilmişti. Tercihimizi Faliraki olarak yaptık ve çok memnun kaldık. Hemen merkezden bineceğiniz taksilerle 30 dakikada plajdasınız. (taksi ücreti 20 Euro) Plajlar çok düzenli işletiliyor. Deniz tamamen kum. Ülkemizden daha uygun fiyata şezlong ve şemsiye kiralayabiliyor, plaj boyunca sıralanan tavernalarda nefis deniz ürünleri ya da zeytinyağlılar yiyebiliyorsunuz. Rakı seviyorsanız uzo tam size göre ve uzonun yanında suyunuz da ekstra ücret ödemeden getiriliyor. Siz de benim gibi deniz ve güneş Efes’siz olmaz diyorsanız Mythos birası tam sizin damak zevkinize göre. 

2. Gün Girit’te uyanıyorsunuz. Gemimiz Hanya’da değil adanın diğer ucundaki (Türkiye tarafı) Ayas Nikolaos’da demir attı. Eğer Hanya’yı da görmek isterseniz hemen bir araç kiralayıp yola koyulmanız gerek. Çünkü bu ada Yunanistan’ın en büyük Akdeniz’in 5. büyük adası ve adanın bir ucundan diğer ucuna gidip dönmek yaklaşık 7-8 saatinizi alacak. Aya Nikolaos’u hemen limandan bineceğiniz turist treniyle rahatça gezebiliyorsunuz. Çarşısında dolaşıp en yakındaki plajda serinleyebilirsiniz. Girit ‘in berrak sularında kendinizi Kemer’de ya da Datça’da hissedeceksiniz. Hediyelik eşya alacaksanız çeşit ve fiyat açısından Girit fena değil. Gece de Girit’in tadını çıkarmak için vaktiniz olacak. 

Ve 3. gün romantizmin sembolü haline gelen, dik yamaçların üzerinde kurulu muhteşem Santorini… Santorini’ye gelmeyenlerin de bildiği gibi ya teleferikle ya da eşek sırtında adanın merkezi Fira’ya ulaşılıyor. (Yok ben Sümela Manastırı’na da tırmandım bu da ne ki derseniz sizi zorlu, gübre kokulu ve kaygan bir parkurun beklediğini unutmayın). Burası mutlu eşeklerin adası… Fira’yı gezdikten sonra bir araç kiralamanızı öneririm. Araçla Oia’ya gidip muhteşem manzaranın tadını çıkarabilir, bu manzaranın da hesaba eklendiği pahalı bir öğlen yemeği yiyebilirsiniz. Ama ben açlığa biraz dayanırım plajda daha uygun olur derseniz adanın en güzel plajlarından Kamari’ye gidip denize girip daha uygun koşullarda karnınızı doyurabilirsiniz. Biz Kamari’de uzunca bir süre kalıp dönüşte şarap müzesini gezip kendimize şaraplar aldık. Kamari’nin hemen ilerisindeki Perissa plajına da bu yıl Temmuz'da gitmeyi planladık. Ayrıca adada görülmesi gereken beyaz ve kırmızı plajlarla, sıcak su ve volkan yürüyüşünü de içeren tekne turuna katılacak zamanımız olmamıştı. Umarım 2011 temmuzunda bu turu da gerçekleştiririz. 

4. Gün çocukluğumdan beri görmek istediğim muhteşem Akropol… Pire limanını görünce bir İzmirli olarak bizim limanımız neden böyle değil diye kıskançlık duydum. (2010 yılında çılgın İzmir projesi daha açıklanmamıştı (!)) Liman çok düzenli ve şehir merkezindeki plajlarda Atinalılar denize giriyor. (Bu durum da ayrı bir kıskançlık konusu üstelik bu durum çılgın projede de yok) Gemiden ayrılır ayrılmaz anlaşacağınız bir taksi ile 3 saatlik bir turla tüm ören yerlerini geziyorsunuz ve unutmayın Atinalı taksi şoförleri işlerini iyi yapan turist rehberleri aslında. Tur sonunda limanda bir tavernaya gidip lezzetli enfes uzo-balık keyfi yapabileceğiniz gibi orada harcayacağınız zaman ve parayla Korint boğazı turu yapabilirsiniz. Biz yemeğimizi bitirmek üzereyken adamcağızı anlayabildiğimizden iş işten geçmişti… 

5. Gün eğlencenin merkezi Mykonos . Sabah saat 07:30 da kahvaltımızı yaptıktan sonra, servislerle adanın merkezine gittik. Gün içinde bu servisi gemiye ulaşmak için belirli saatlerde kullanabiliyorsunuz. Daha önce bahsetmeyi unuttum Santorini’de geminiz limana belli bir açıklıkta kalıyor ve tekne servislerle her yarım saatte bir gemiye ulaşım sağlanıyor. Burada liman merkezin dışında olduğu için otobüslerle gidip geliyorsunuz. Sabah erken saatlerde dolaşmaya çıkarsanız sokakların neden o kadar temiz olduğunu anlarsınız. Ada esnafı yeni açtıkları iş yerlerinin önünü paspaslarla temizliyor. Daracık sokaklar, etrafı beyaz yağlı boya ile boyanmış taşlardan yapılmış. Bazı sokaklarda 2 kişi yan yana zor yürüyorsunuz. Evlerin pencere pervazları ve kapıları dışında her yer bembeyaz. Merkezden belli periyodlarla adanın ünlü plajlarına otobüsler kalkıyor. İnsanlar itiş kakış binmeye çalışıyor. Binenler ayakta da olsa kendini şanslı hissediyor. (Dönerken baktık olmuyor eşim öğretmenliğini konuşturarak herkesi sıraya soktu.) Yanımızda kızımız da olduğu ve ne de olsa çok çılgın tipler de olmadığımız için Süper Paradise’ye değil Paradise plajına gittik. Masanın üzerinde dans eden dansçıları izleyip bir şeyler içebilir ve güzelim denizin tadını çıkarabilirsiniz. Burada şezlong bedelleri diğer adaların 2, 5-3 katı. Tek bir şezlongla idare edebilirsiniz. Zira eğlence masaların olduğu bölümde… Mykonos her keseye hitap ediyor. Bizim gözümüzü korkuttuklarından Girit’te yarım kalan hediye alma işini Atina’da tamamlamıştım. Oysa bu ada Atina’dan hatta Girit’ten bile daha uygun. Yani dolaşınca ah keşke almasaydım, burada daha ucuz ve daha güzelmiş diyebileceğiniz bir ada. (Bu arada Atina’da ören yeri gezisi sırasında sizi hediyelik eşya satan yerlere götürecekler bence pas geçin. Zira Mykonos’tan daha uygun fiyata daha çok çeşit arasından seçim yapabilirsiniz). Akşam yemeği için gemiye dönmenize de gerek yok çok uygun fiyata merkezde değişik alternatifler bulabilir adanın biraz daha tadını çıkarabilirsiniz. Gece hiç olmasın dönüşe hiç geçmeyelim diyorsunuz ama maalesef tatil bu, çok çabuk bitiyor.Kamaranızı sabah 8:00 de boşaltmanız gerekiyor. Zaten valizleri geceden kapı önüne çıkarıyorsunuz. Kahvaltıdan sonra güvertede bulunan o güne kadar hiç kullanmadığınız, gerek de duymadığınız havuz başındaki şezlonglara yerleşiyor İzmir’e saat 10:00 sularında merhaba diyorsunuz. 

 
Toplam blog
: 5
: 5346
Kayıt tarihi
: 21.06.11
 
 

1970 İzmir doğumluyum. 1990 yılında Ege Üniversitesi Basın Yayın Y.O. Gazetecilik ve Halkla İlişkile..