Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '09

 
Kategori
Psikoloji
 

Bir el dokunur omzuna karşılığı 100 $

Bir el dokunur omzuna karşılığı 100 $
 

Laboratuara giren her şey bilimdir veya değildir tartışmalarının içine girmeyeceğim, ya da yıllardır süregelen PSİKOLOJİ bir bilim midir? sorgulamaları ile de ilgilenmiyorum. Bir şeyin bilim olabilmesi için aynı şartlarda yapılan tüm deneylerin aynı sonucu vermesi gerekir. Yani kalemi bırakırsan düşer, kitabı bırakırsan düşer, sehpayı bırakırsan düşer yani yerçekimi vardır ve fizik bir bilimdir. Oysa iki insan düşünün; birinin babası öldüğünde hayata küsüyor bir diğer ise babasını öldürüyor. Malzeme aynı ama sonuçlar farklı.

Bu nedenle malzemeniz insan ise asla net sonuçlar elde edemezsiniz. Bakın; Tıp bir bilimdir, ama tıpta bile aynı tedaviler farklı insanlarda işe yaramayabiliyor. İnsan, büyük oranda kendi sorunlarını kendisi yaratır ancak çözümü kendinde değil başka bir yerde arar. İnsanın yaşadığı sorunlarda mutlaka kendisinden kaynaklanmayan çevresel etkenler de vardır. Örneğin; evliliğinden mutlu değilsen eğer sebep sensindir. O kadınla ya da o adamla evlenmeyi seçen sendin. İşinden memnun değilsen de sorun ve çözüm sende, çünkü o işyerinde çalışmak için başvuran da sendin. Oturduğun evden, bindiğin arabadan memnun olmayabilirsin, ama unutma ki o evde oturmayı hatta o arabaya binmeyi de sen istedin.

Şimdi içinizden bazıları "Hadi oradan!" diyebilirler. "Ne yani bu kötü arabaya binmeyi ben mi istedim?" , "Bu döküntü evde oturmak benim kararım mı?" dediğini duyar gibiyim ve cevap veriyorum "EVET!" sen seçtin ve sen istedin. İnsanlar kendi yaşamlarını kendileri yönlendirirler. Çünkü bindiğin arabadan memnun değilsen veya oturduğun evi sevmiyorsan, o arabayı seçen de o evi alan da sensin.

- Efendim ! paramız buna yetiyor ne yapalım ?

- Cevap : Bu kadar para kazanıp bu şekilde yaşamayı da sen seçtin.

- Efendim! siz kadere itiraz mı ediyorsunuz?

- Cevap : Amenna ve saddakna ! Hayrın ve şerrin Allahtan geldiğine inanıyorum. Ancak Allah senin kişisel seçimlerine karışmıyor. Kiminle evleneceğine, nasıl bir arabaya bineceğine, nasıl bir evde oturacağına karışmıyor. Sana sadece akıl veriyor ve önüne iki yol koyuyor. Birinci yani benim gösterdiğin yoldan gidersen seni ödüllendireceğim, ikinci, yani benim istediğim yolun tersine gidersen seni cezalandıracağım. Ancak hangi yolu seçeceğine bile ben karışmıyorum diyor. Yani her şekilde yolunu sen seçiyorsun.

- Peki beyefendi! Ben okuyamadım, ailem izin vermedi, durumumuz müsait değildi, ben köyde doğup büyüdüm, şartlarım başkaları gibi değildi.

- Cevap. Mazeret üretme! Öldüğünde seni sorgulayan melekler "Neden bu günahı işledin" diye sorduklarında "Efendim ben köyde doğup büyüdüm, okuyamadım" gibi mazeretler üretebilecek misin?

- Hayır!

- O halde mazeret üretmeyi bir kenara bırakıp işine bakacaksın.

- E! ben evlendim ama eşimle mutlu bir hayatım olmadı! Kavun değil ki dibini koklayıp alayım. Benim de psikolojim bozuldu gidip psikologtan destek aldım. Bu kötü bir şey mi ?

- Cevap : Evet! kötü bir şey. Sorunu kendin yaratıp çözümü başka yerde para vererek arıyorsun.

Çok karışık bir makine düşün. Ve bu makine dünyanın hiçbir yerinde olmasın. Bir makine mühendisi ile anlaş ve istediğin makineyi ona anlat. O mühendis senin istediğin makineyi çizer, toplar , yapar ve sana teslim eder. Bu makine ile işini yaparken, makine bir yerde sorun çıkarsa ne yaparsın ? Makineyi yaptırdığın mühendisi ararsın değil mi ? Başka biri o makineden anlamayabilir ama makineyi yapan mühendis, kendi makinesinden iyi anlar.

Şimdi kendini düşün. Sorunu çıkartan sensin, olayı yaşayan sensin, çözümü sende ama biri omzunu tutsun diye para veriyorsun. Bir psikolog arkadaşımın seansına gözcü olarak katıldım. Hasta eşinden boşanmıştı (niye adama hasta diyorlarsa...) Adam konuşmaya başladı;

- Aslına bakarsanız birbirimize biraz daha anlayışlı olmalıydık. O sinirlendiğinde ben alttan almadım. Ben sinirlendiğimde o alttan almadı. Oysa sinirlerimiz gerildikten sonra tekrar konuşmayı deneyebilirdik (SORUNU BİLİYOR....) Bir süre sonra birbirimize fiziksel şiddet uygulamaya başladık. Hala onu seviyorum ve biliyorum ki oda beni seviyor. Aslında gidip kendisi ile konuşmalıyım ve hatalarımın olduğunu kabul etmeliyim. Çünkü hatalı olsak bile gururumuzdan birbirimize söyleyemedik ( ÇÖZÜMÜNÜ DE BİLİYOR) Evet evet ben gidip eşim ile konuşmayı deneyeyim eminim daha çabuk bir sürede bu sorunun altından kalkarız... :))) Çok teşekkür ederim doktor bey, sayenizde hayatım kurtulacak :))))

Bu seanstan sonra arkadaşıma sordum ;

- Sen ne yaptın ?

- Onu dinledim

- Sadece dinlemek için mi bu kadar para aldın ?

- Eğer çözümü kendisi bulamasaydı ben yardımcı olacaktım

- Ne önerecektin ?

- Gidip eşi ile konuşmasını ve hatalarını kabul etmesini önerecektim. Eğer eşi onu kabul etmezse, yaşının daha genç olduğunu, hayatında kalan zamanlarını iyi değerlendirmesi gerektiğini ve belki de bu bitişin yeni bir başlangıç olacağını söyleyecektim.

Gülümsedim ve psikologlar hakkında o anda bir tanım yaptım;

Psikolog; kendi yarattıkları sorunları, kendi kendilerine çözemeyen bir grup insan olduğunu bilen ve bu insanların üzerinden para kazanan başka bir grup insandır.

Psikoloğa gitmek ve kendi sorunlarımızı başkalarına para karşılığı çözdürmeye çalışmak bana hep garip gelmiştir.

"Ben bir sorun yarattım kendi içimde. Sorunun kaynağını ve çözümünü biliyorum. Ama yine de size para vermek istiyorum" demek gibi bir şey. Benim çevremde "Kazandığımız her kuruş para haram" diyerek psikologluğu bırakan arkadaşlarım var. Zaten psikologlarda bunun farkına vardıkları için "Kişisel Gelişim" diye bir şey icat ettiler şimdi onu satıyorlar. Oysa kişisel gelişimin, kişisel gelişimciler tarafından yapılan tanımına balkarsanız şunu görüyorsunuz "bireyin içinde var olan bilgi, yetenek ve tecrübelerin açığa çıkartılması" :))) Yani sende zaten var ama sen salaksın onu bulamıyorsun demek gibi :))

Kendinize dikkat edin, yaşamınızın sebebinde ve sonucunda yine siz varsınız.

Sevgilerimle

www.celalettinkandemir.com

 
Toplam blog
: 13
: 1248
Kayıt tarihi
: 29.10.08
 
 

1978 İstanbul doğumluyum. Öğrenimimin ardından Türkiye'nin önce gelen şirketlerinde yöneticilik ve d..