Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '17

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Bir Evcil Hayvanla birlikte yaşamanın altı avantajı

Bir Evcil Hayvanla birlikte yaşamanın altı avantajı
 

Zaman zaman yorucu olabilir ancak yine de evcil bir hayvanınız varsa, sizden mutlusu yoktur. Niye mi? Altı maddede, bir evcil hayvanla yaşamanın avantajları


Tabi ki bir evcil hayvanla yaşamak o kadar da kolay değil.

Sabır, eğitim, bakım, sorumluluklar ve masraflar...

Ayrıca elektrik süpürgesi ile aranızda oluşacak düzeyli ilişki de cabası.

Tam kapıdan çıkacakken, üzerinize yapışmış tüyleri görüp, koştur koştur tüy toplama rulosu ile temizlenirken, burnunuzdan soluduğunuz anlar da olmuyor değil.

Sonra sabah sizi uyandırıp, uykunuzu kaçırdıktan sonra, mışıl mışıl uykuya dalıp, sizi sinir ettikleri de oluyor.

E tabi bunun birde; çişi var, kakası var, kumu var...

Ama her şey bir yana, verdikleri mutluluk gerçekten muazzam.

Ne zaman yorgun, bıkkın ve küskün olsam, sabah akşam aç karnına bir doz pati iyi gelir bana.

Bu mu yani; onca şey yapacağım, elime bir tek sevgi mi geçecek diyebilirsiniz.

Söz konusu insanoğlu olunca, her şeye kar zarar diye bakılıyor tabi...

Öyle olsun bakalım.

Kişisel fikrim, bir evcil hayvan sahibi olmanın avantajları dezavantajlarına tur bindirir.

Buyurun efendim, ufak bir liste yaptım...

Varsa eksik kalan, aklınıza gelen, yorumlara yazarsanız sevinirim.

1.Kişisel güvenlik

Öyle yukarıdaki bıdığa bakıp güvenlik mi, ne güvenliği deyip gülmeyin...

Küçümsemeyin çocukları.

Evet, bir kısım büyük ırk köpekler hayatınıza güvenlik getirebilir, kapınıza gelen kötü niyetli insanları uzaklaştırabilirler.

Ayrıca gece yürüyüşlerinde de, kendinizi iri kıyımlarla daha güvende hissedebilirsiniz.

Peki bu minnaklar, onlar hiç mi güvenlik sağlamıyorlar?

Ne münasebet...

Küçük ırk köpek ve kedilerin; yangın, gaz sızıntısı gibi durumlarda tepki verdikleri, aile üyelerini uyandırmak ya da kendine getirmek için çaba harcadıkları çok sayıda vak'a vardır.

Ayrıca küçük ırk köpeklerin, ev kapısını zorlayan hırsızları hissedip ortalığı ayağa kaldırdıkları da gayet bilenen bir gerçek.

Ha öyle biri ile burun buruna kaldıklarında arkanıza saklanabilirler, o ayrı...

Onların görevi, size zaman kazandırmak.

Polisi mi ararsınız, beyzbol sopasıyla soteye yatıp bekler misiniz, o sizin bileceğiniz şey.

Sözün özü; bir pati ile hayatı paylaşıp paylaşmama arasında gidip geliyorsanız, gelecekteki yeni aile bireyinin, sizi yani ailesini güvende tutmak için önemli girişimleri olacağını, aklınızın bir köşesine yazın.

2.Sizi bu hayatta onun kadar kimse sevemez

Tamam tamam, anneniz ve babanız da sever ama bu başka türlü bir sevgi.

Yukarıda "verdikleri mutluluk gerçekten muazzam" diyerek, flu bir girizgah yapmıştım.

Şimdi ayrıntıya giriyorum... :)

Öyle büyük bir sevgi ve sevinç ile karşı karşıya kalırsınız ki, kötü bir şey yaşadığınızda ya da kalbiniz kırıldığında koşa koşa eve gitmek istersiniz.

İnanın bana karşılıksız sevgi nedir, bu patiler size öğretecek.

Siz sonra bu öğretiyi insan ilişkilerinde kullanacak mısınız?

Hayır.

Neyse biz dönelim evlatlara...

Şunu bilmelisiniz ki, onun için dünyanın merkezi sizsiniz.

Bu duyguyu ifade etmek için, bulduğu her fırsatta, size türlü türlü şaklabanlıklar yapacağından emin olabilirsiniz.

Ayrıca bu sevgiyi, öyle insanoğlu gibi kepçeyle alıp da kaşıkla vermezler.

Pek bir bonkördür kendileri.

Eğer bu sevgiye hayatınız boyunca maruz kalmadıysanız çok şey kaçırıyorsunuz demektir.

Dikkatinizi çekerim maruz kalmak diyorum.

Zira tazyikli sevgiden bahsediyorum. :)

3.Sabrı öğretirler 

Ah o çiş eğitimleri yok mu? :)

Pati sahibi olmak, evlat sahibi olmak demektir.

Sıfır kilometre bir hayat kurmak demektir.

Kurallar koymanız, onun ihtiyaçlarına cevap vermeniz demektir.

Evet, bunlardan biri de çiş eğitimi.

Ayrıca hastalık durumları da var.

Sabırla bakmak, ilaçlarını saatinde vermek, veteriner hekimine götürmek de gerekecek. 

Hele o yaramazlıkları yok mu?

Yani bir çocuk yetiştirir gibi sabırla sınandığınız zamanlar mutlaka olacaktır.

Ancak bir bakmışsınız, hayatın doğal akışında olanlara karşı daha anlayışlı, daha sabırlı ve daha kabullenir olmuşsunuz.

Hele birde evde çocuğunuz varsa, onu da bu aşamalara dahil ederek, hem sorumluluk almasını, hem de evcil hayvanla muhteşem bir dostluk kurmasını sağlayabilirsiniz.

Bu süreç; hem sizin, hem çocuğunuzun, hem de evcil hayvanınızın beraberce evrildiği bir yolculuk olacaktır.

Keyfini çıkarın...

4.Sizinle empati kurarlar 

Evet, hayvanlar da acı çekiyor.

Empati kurup ölüleri için yas tutuyor ve zor durumda kalanlara karşılık beklemeden yardım ediyorlar.

Dolayısıyla, insanlar ve hayvanlar arasındaki uçurum her geçen gün açılıyor.

Biz insanların hayvanlarla ilişkileri, farklı çıkar hesaplarına dayanır.

Hayvanlar dostumuzdur evet ama aynı zamanda geçim kaynağımızdır da.

Malımız, ailemizin bir ferdi, işçimiz, evimizin eğlencesi...

Onlara bayılırız, severiz, kafese tıkarız, istismar ederiz ve tabi bir de pişirip yeme durumu var.

Bütün bunları yaparken tek bir gerekçemiz vardır; hayvanlar eşya gibi bize aittir, onlara istediğimizi yaparız, çünkü bizim gibi acı çekmezler, düşünmezler.

Ölüm kaygıları yoktur.

Kısaca hayvanlarda bizde olduğu gibi bir bilinç bulunmaz.

Yok öyle bir şey...

Araştırmalar da bunu  kanıtlıyor.

Harvard Üniversitesi’nden antropolog-biyolog Marc Hauser, acı ile kıvranan sıçanları izleyen diğer sıçanların da acı içinde kıvrandıklarını gözlemiştir.

Araştırmasında, bu gözlemi yorumlamak için illa nöro-biyolojiye gerek olmadığının da altını çizmiştir.

Demem o ki; bu çocuklar iyi çocuklar.

Empati de zirveler...

Hava koşullarında içiniz mi bunaldı, kalbiniz kırıldı ve göz yaşları mı döküyorsunuz, hemen kötü hissettiğinizi hissedip yanınıza gelecektir.

Ve onunla kucaklaşmak, büyük ihtimalle kendinizi iyi hissetmenize neden olacaktır.

Küçük bir not; çok patili bir kişi olarak, bu tip durumlarda gelmeyenler de olabiliyor.

Zira içlerinde gamsız olanları da mevcut.

Ya da bana böyle bir iki tane denk gelmiş olabilir.

Olur ya size de denk gelirse, siz onun yanına gidin ve ihtiyacınız olan ilgi, sevgi ve şefkati kendiniz alın.

Bayılacaktır...

5.Depresyon mu, o da ne? 

Pati sahibi olmak demek, kendinizi zihinsel olarak işlevsel kılmak demektir.

Travmatik stres bozukluğu ya da depresyon gibi bazı rahatsızlıklarla başa çıkmaya çalışanların mücadelesinde, evcil hayvanların katkıları gerçekten çok şaşırtıcı.

Bilim dünyası tarafından evcil hayvanların, zihinsel sağlık sorunlarını iyileştirdiği, yüzlerce araştırma tarafından kanıtlandı. 

Bu bulgular, yalnızca bu tip sağlık sorunları olan kişilere umut olmakla da kalmıyor. 

Aynı zamanda, evde evcil hayvan beslemenin ve zaman geçirmenin, endişe ve stresin azalması anlamına geldiğinin de altını çizmek gerek. 

Ayrıca kös kös evde oturup kendi halinize üzüleceğinize, gelecek korkularıyla endişelere gark edeceğinize, bir patinin çişi, kakası, yemeği ve bakımı ile uğraşın.

Emin olun dikkatinizi, kendinizden başka bir canlının sorumluluğuna yönetmek, size çok daha iyi gelecektir.

Bu arada depresyondayım deyip, karne ya da sevgililer gününde eşyamışcasına evcil hayvan alan kendini bilmezler gibi koşup bir tane pati alın demiyorum.

Sakın... 

Aman ha...

Önce o çocuğa bakabilecek misiniz, bir kendinizi ölçün, biçin, tartın.

Bu konuda küçük bir yardım isterseniz, aşağıdaki yazımı okuyabilirsiniz.

www.bibaksana.com.tr/ailenizin-bir-pet-icin-hazir-olduguna-dair-alti-isaret

6.Kendinizi işe yarar hissedersiniz

Bir evcil hayvan evlat edinmeyi düşünüyorsanız, bir hayat kurtarmak sizi çok daha değerli biri yapacaktır.

Ayrıca kendinizi çok daha işe yarar hissedeceksiniz.

Köpek ya da kedi ya da hayvan barınaklarındaki terk edilmiş herhangi bir çocuğu sahiplenerek, bir patiye mutlu ve sağlıklı bir ev vermiş oluyorsunuz.

Zira barınaklar iyi yerler değildir.

Ve hiçbir çocuk orada yaşamayı, inanın bana hak etmiyor.

Ayrıca bir petshoptan para karşılığı, tıpkı bir eşyaymış gibi bir canlıyı satın almak, ancak görgüsüz ve parayla kimliğini ispat etme çabasındaki kişiliklerin davranış biçimidir.

Ve bu insanlar; petshoplardan pati alırken, aynı zamanda çokça evladın gözü para bürümüş insanlar tarafından, kötü koşullarda ülkeye sokulmasına da teşvik ediyorlar. 

Bu esnada çoğu evcil hayvanın öldüğünü ve telef olduğunu da lütfen unutmayın.

O yüzden demem o ki, satın almayın sahiplenin... :)

Satın alanları da, çekinmeden ezikleyin.

Televizyon, sinema, yaşam, patiler, ilişkiler ve sokaktaki hayat üzerine diğer yazılarımı okumak istiyorsanız, http://www.bibaksana.com.tr adresli bloguma uğramayı unutmayın. :)

 
Toplam blog
: 172
: 1971
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

Okur, gezer, izler ve yazar...                 ..