Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '17

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Evlat olsa sevilmeyecek dizi, Kanatsız Kuşlar

Evlat olsa sevilmeyecek dizi, Kanatsız Kuşlar
 

Dramın dramın ve entrikanın dibe vurduğu bir dizi ile karşı karşıyayız. Tabi mantık hataları da cabası... İşte Kanatsız Kuşlar 1. Bölüm yazısı!


Genelde en son yazdığım şeyi,  bu sefer başa yazarak başlayalım...

Yani ratinglerle... :)

Kanatsız Kuşlar, total'de 4.54 izlenme oranı ve 13.10 izlenme payı alarak 3. sırada,

AB'de ise 3.18 izlenme oranı ve 10.13 izlenme payı ile 4. sırada yer aldı.

Bugün bir çok site ve yayın organında, Kanatsız Kuşlaren çok izlenen dizi olmayı başardı gibi haberler okuyacaksınız ya da okudunuz.

Öncelikle dün gece Kanatsız Kuşlar dizisinin rakipleri kimler, şöyle bir bakalım;

Cesur ve Güzel, Survivor, Güldür Güldür Show, Çoban Yıldızı ve Vatanım Sensin'in tekrarı.

Güldür Güldür Show ve Survivor, hepimizin bildiği gibi dizi değil.

Ayrıca Survivor, hem AB hem de Total'de birinci oldu.

Vatanım Sensin'in ise,  dün gece tekrarı yayınlandı.

Yani yarışta değil...

atv koliba

Geriye kaldı iki dizi...

Biri Çoban Yıldızı...

Olmasa da olur kıvamda, başladığı gibi gidiyor. Yani Kanatsız Kuşlar geldi de, geriye düştü durumu yok. Zaten diplerde. Fox TV'nin bu diziyle, kış sezonuna devam etme nedenini bile anlamak mümkün değil.  (Total 7. sırada, AB'de 23. sırada)

Ve diğer rakip de, Cesur ve Güzel...

O da Total'de 12, AB'de de 2. sırada yer aldı. Her ne kadar AB'de Kanatsız Kuşlar dizisini geçmiş olsa da, Cesur ve Güzel'in de durumu ortada. O kadar iyi gitseydi, final değil sezon finali yapar, kış sezonuna devam ederdi.

Sözün özü, evet Kanatsız Kuşlar dün gece, "en çok izlenen dizi" olmuş olabilir.

Lakin kelime oyunlarıyla, sanki muhteşem bir başarı elde edilmiş gibi diziye destek atıp, reklamını yapmanın da manası yok.

Kanatsız Kuşlar, sadece rakipsiz bir maçta, bulduğu boşluğa oturdu, o kadar.

koliba film

Gelelim şikayetime...

Rating ölçüm sisteminde denek panelinin, değiştiriliş şekli ile ilgili uzun zamandır konuşuluyor.

Hep de "Fethullah Gülen" tarafından yaptığının altı çizilerek.

Bir görüş, dizilerde kalite düşüşünü sağlayarak, dizilerin yurt dışı satışının önüne geçmeye çalışıldığı,

Diğer bir görüşse, her ne kadar kapanmış olsa da Samanyolu TV gibi, kendi yayın organlarına reklam akışı sağlamak için yapıldığıydı.

Hangisi doğru bilemiyorum ama  panel değişikliği sayesinde televizyonlarda kalitenin yerlere serildiği ortada.

Eski panelde, Kanatsız Kuşlar dizisinin bırakın ilk ona, ilk otuza bile girmesi mümkün değildi.

Demem o ki; değil mi malum olaylardan sonra, memleket temizleniyor ve arıyor,

Birileri de bir zahmet şu panele el atsın.

Artık sıkıldık bu Brezilya çakması pembe dizileri izlemekten.

Gittikçe de çoğalıyorlar.

Bu dizilerin yeni neferlerinden biri de, Kanatsız Kuşlar...

atv yaz dizisi

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; dramın ve entrikanın dibine vurduğu, egzajere edildiği bir diziyle karşı karşıyayız.

İzlerken fenalıklar bastı.

Tüm günün yorgunluğu ve stresinden sonra, niye insan kendine böyle bir diziyi izleyerek eziyet eder diye düşünmeden edemedim.

Tek bir cevap olabilir, haline şükretmek için ki, bu cevap bile beni ikna edemiyor. :)

Zira kör göze parmağın zirvelerinde dolaşan, yapay bir üsluba sahip bir hikayeden bahsediyoruz.

Açılış sahnemiz, semt pazarı.

Akşam saatleri.

Bizim beş kişilik aile, pazara gelirler ve artıklar arasından kendilerine yiyecek bir şeyler toplamaya çalışırlar.

Olabilir...

Ama o makyajlı suratlarla , yepyeni kıyafetlerle olmaz...

Ertesi gün...

Anne Nefise işe gidecektir.

Dolayısıyla da en küçük çocuğu Aysun'u bakıcıya bırakması gerekir.

Bakıcı kapıyı açar ve yüzünün her mimiğinden nefret kusarak,  "parayı getirmeden bakmam çocuğa" der.

Soru şu; yüzünden kötülük akan bir ifadeyle çocuğun yanında böyle konuşan bir kadına, çocuk teslim edilir mi?

Bakıcı Aysun'u almayınca, Nefise mecbur çocuğu işe götürür ve mutfak tezgahın altındaki dolaba saklar.

Dolabın içinde bir fare kapanı ve kapanın üzerinde de küçük bir peynir vardır.

Aysun peyniri alayım derken, eli kapana sıkıştırır.

Bağırmaya başlar.

Dev kötü patron gelir ve "Allah kahretsin, bu çocuk senin mi, sustur şu çocuğu" diye bas bas bağırır.

Ama kimsenin çocuğun elini kurtarmakla ilgilendiği yoktur.

atv yaz dizisi

Nefise çocuk yüzünden işten atılır. Eve gelince, çocuklarına işten atıldığını ve aylığını alamadığını söyleyemez.

Ortanca kızı Cemre, "et istiyorum et" diye bağırır.

Hangi gariban evinde "et istiyorum et" diye bağrılır bilemedim ama dedim ya abartıdan ilham alan bir dizi Kanatsız Kuşlar.

Neyse...

Nefise acıyla evden çıkar. Bakkala gider ama bakkal veresiye yiyecek vermez.

Kovulduğu iş yerine gider. Maaşını tekrar ister.

Dev kötü patron vermeyince, lokantanın mutfağına girer ve sucuk, kakaolu fındık ezmesi, peynir gibi yiyecekleri poşete doldurup, kaçar.

Gündüz bakkala diye çıktığı eve, gece geri döner.

Bir tane bile aile üyesi "nerede kaldın anne" diye sormaz.

Neden?

Bilen yok...

Ertesi gün...

Nefise sabah neşeyle kalkar ve çalıştığı yerden çaldıklarıyla çocuklarına güzel bir kahvaltı sofrası hazırlar.

Zeynep'in masaya bakarken kurduğu cümleye dikkat "bunlar bizim bakkalda ki ürünlere benzemiyor."

Sanırsın sofrada, havyarla kuş sütü var.

Bir sonraki sahne...

Nefise Zeynep'e ağlayarak sarılır ve "bende babanız gibi hırsızlık yaptım" der.

İşten atıldığını çocuklarına söyleyemeyen anne, konu hırsızlığa gelince pek bir dürüst.

Peki...

atv

Bu arada tahmin edeceğiniz gibi, bir de zengin aile var.

Ve zenginlerle fakirlerin karşılaşmasını bir olay örgüsüne bağlayabilmek için, öncelikle kafa patlatmak ve emek harcamak gerekir.

Zor tabi...

O yüzden de Kanatsız Kuşlar dizisinde mevzu, bodoslama tesadüfe bağlanmış.

Öyle bir iki tesadüften de bahsetmiyorum, tam beş tesadüf söz konusu.

1.Zengin adam Muzaffer bıçaklanır. Anne Nefise, o sırada tesadüfen oradan geçer. Ambulansı arar ve Muzaffer'in kurtulmasını sağlar. Muzaffer, o on saniye içinde Nefise'ye aşık olur.

2. Büyük kız Zeynep, sevgilisi Ahmet'in babasının dükkanında işe girer. İşe girdiği gün, Ahmet'in babası, evrak verip çocukları bir şirkete gönderir. Tahmin edin bakalım, gönderdiği şirket kimin? Ne tesadüftür ki, zengin ailenin şirketi. Böylece Zeynep, Muzaffer'in kardeşi Onur ile cam bir vazonun kırılması sayesinde tanışır. Onur, Zeynep'e aşık olur.

3. Zengin ailenin evinde ne tesadüftür ki, Zeynep'in halası Azime hizmetli olarak çalışır.

4. Zeynep, zengin ailenin şirketinde kuzeni ile karşılaşır. Ne tesadüftür ki kuzen o şirkette çalışır ve koca şirkette hemen denk gelirler.

5. Zengin ailenin olduğu sokakta, başka bir ev hizmetli aramaktadır. Hala Azime hemen Nefise'yi arar. "Sana iş buldum, buraya gel, buradan gideriz" der. Nefise gider. Bu sefer de mutfakta cam sürahi kırılır. Ve Nefise ile Muzaffer karşı karşıya kalır.

Not: Senaristlerden birinin cam kırılması ve aşkla ilgili bir travması olabilir, dikkat!

atv

Bu arada zengin adam Muzaffer bıçaklanmıştı ya, arada ufak bir hastane sahnesi var.

Muzaffer "kıyafetlerim nerede diye" sorar.

Cevap "polisler inceleme yapıp, geri getirdi" olur.

Onur, odadaki dolabı açar ve kıyafetleri çıkarır.

O da ne; kıyafetler delil olarak alınmış gibi  tek tek kilitli poşetler içindedir.

Polisin basit bir bıçaklanma olayında, kıyafetleri aldığı nerede görülmüş?

Hadi uydurdunuz ve diyelim ki gerçekten aldılar.

O zaman ne ara incelendi de, hemen poşetlenip geri getirildi.

Yapmayın.

Yok mu bir polis tanıdığınız?

Yoksa da sorsanız yardımcı olurlar.

O ne öyle evcilik oynar gibi...

Ayıp...

atv koliba film

Zengin adam Muzaffer'in bir sevgilisi var. Adı Tuba...

Bu kızımız, Zeynep'in halası hizmetli Azime'yi evden göndermek istiyor.

Şikayet ederken kurduğu cümlelere dikkat; "hem sen çok daha iyilerine layıksın, böyleleri ile itibarın sarsılır."

Bir iyi sıhhatler olsunlar da buraya gelsin.

Bu arada Muzaffer bıçaklandı ya, bıçaklanmadan önce adamlara arabaları için "bu plakanın hali ne böyle, çamur içinde, görünmüyor, niye böyle" diye dayılandı.

Sonra da zaten aynı adamlar onu bıçakladı.

Tekrar hastane sahnesine dönelim.

Onur gelir ve "plaka sahte" der.

Olayda Muzaffer dışında başka kişi yok.

E hani plaka çamurluydu.

Sonra bizim anne Nefise geçinemiyor ya, hala Azime'den yardım ister.

Hala da eve bir çift getirir.

Niyetleri parayla ufak kız Aysun'u evlat edinmek.

Cümleye dikkat; "hukuki süreçler uzun sürüyor biliyorsunuz, bu süreçte çocuğun bizimle kalmasını istiyoruz."

Pardon ama hukuki süreç derken ne kast ediyorsunuz?

Devlete gidip ben çocuğu şuna evlatlık veriyorum deyince, devlet kabul mü ediyor?

Bu mudur yani?

Çıldırdınız herhalde, böyle bir hukuki süreç yok?

atv koliba film

Zengin kardeş Onur, bölüm boyunca devamlı etrafa "arabamı hazırlatın" deyip durdu.

Hayır anlamıyorum ki, araba garaja çekilirken lastikleri ayakkabı gibi çıkarılıyor mu?

Ya da direksiyon sökülüyor da, ihtiyaç olduğunda geri mi takılıyor?

O yüzden mi, ikide bir arabamı hazırlayın deyip durdu çocuk?

Anlamadım ki?

Bir sonraki sahne...

Onur eve gider ve arabayı çalışanına teslim eder.

"Arabamın içini bir güzel temizleyin" der.

Tabi burada senaristlerin asıl amacı, Zeynep'in düşen kolyesini buldurmak.:)

Yahu, zaten evdeki çalışanların görevi budur. Siz söylemezsiniz de, zaten temizlerler. Bu durum, evdeki hizmetliye, yatağı topla demek gibi bir şey.

koliba film

Muzaffer'in nişanlısı Tuba'nın sakladığı bir oğlu vardır. Azime bu durumu öğrenir.

Tuba'nın kendisini de işten attırmayı planladığını biliyor ya,  alır çocuğu eve getirir.

O sırada Muzaffer ve Tuba yemek yer.

Azime, Muzaffer'e "Tuba Hanımın çocuğu" der.

Sonra...

Diyaloga dikkat!

"Hadi yavrum koş, anneciğim diyerek."

Bu arada fakir tarafta Nefise'nin oğlu Emre, bir iddia sonucu motor yarışına girer ve bir çocuğa çarpar.

Sonunda da nezarete atılır.

Haber alan Nefise ve Zeynep, karakola gider.

Karakolda, anne durup dururken, bir önceki gün iş yerinden yiyecekleri çaldığı için tutuklanır.

Hayırdır, karakola her gidenin GBT'sine mi bakıyorlar?

Sanırım yazar arkadaşların yolu karakola hiç düşmemiş.

Ne deyim, Allah düşürmesin.

atv

Bu arada Nefise iş buldu diye, halanın çalıştığı eve gitmişti ya,

Mutfak sahnesi...

Azime iş görüşmesi yapacakları eve gitmek üzere Nefise'ye "hadi geç kalmayalım" der.

Mutfak masasından çantasını alırken, üzerindeki cam sürahi düşer ve kırılır.

Nefise, "ben temizlerim" der.

Azime'nin diyaloglara dikkat!

"Tamam tamam, topla sen buraları. Biraz da toz al. Elin değişmişken camları da sil."

Hani geç kalıyorlardı iş görüşmesine...

Acaba bizimle kafa buluyor olabilirler mi?

Son not olarak yüzlerce kez yapılan klişeye selam çakan bölüm bilgisini verir ve bu konuyu kapatırım.

Zengin adam Muzaffer, çocuğu olduğu için nişanlısı Tuba ile ayrılınca, nişanlısının reklam yüzü olduğu anlaşmayı da iptal eder.

Bu nedenle yeni reklam yüzü arayışına girer.

Tahmin edin bakalım, yeni reklam yüzü kim olacak? :)

koliba film

Kanatsız Kuşlar Künye

Yayıncı Kanal: Atv

Yapım Şirketi: Koliba Film - Ata Türkoğlu

Yönetmen: Kemal Uzun

Senaryo: Hakan Haksun, Eda Karakoç, Pervin Bozan, Elif Başaran, Burak Kumdakçı

Oyuncular: Melis Tüzüngüç, Ümit İbrahim Kantarcılar, Ahmet Varlı, Deniz Bolışık, Fatih Al, Servet Pandur, Seda Türkmen

Televizyon, sinema, yaşam ve sokaktaki hayat üzerine diğer yazılarımı okumak istiyorsanız, http://www.bibaksana.com.tr adresli bloguma uğramayı unutmayın. :)

 
Toplam blog
: 172
: 1971
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

Okur, gezer, izler ve yazar...                 ..