Bir Galatasaraylı'nın gözüyle Ankaragücü'nün sayılmayan golü..

Ben fenerbahçeli olsaydım, A.Gücü'nün 90+2'de attığı golün geçerli sayılmış olmasını isterdim. Bunu gerçekten isterdim.

Ankaragücü'nün 90+2'de attığı gol, topun tamamının kale çizgisini geçtiğinin hakemlerce tespit edilememesi üzerine geçerlilik kazanmadı. Daha maçı seyrederken topun kale çizgisini geçtiğini düşünmüştüm, aslında çok çok zor bir pozisyon değildi. Maçtan sonra pozisyonların tekrarını seyrederken; Özer'in sağ ayağının kale çizgisinde olduğunu, sağ elinin neredeyse direğe değdiğini ve sağ kolunun kale direğine 45 derece açı yaparak içeri doğru olduğunu (yani Özer'in kafası 45 derece açıyla bir kol mesafesi kadar içeride), ayrıca sol ayağının da neredeyse yarım metreden biraz fazla içeride olduğunu gördük. E top da Özer'in karnının sol yanında olduğuna göre topun tamamının girdiği açıktı. Maçı beraber seyrettiğimiz fenerbahçeli arkadaşlarımızla bu pozisyonda mutabık kaldık.

Ankaragücü'nün attığı ikinci golü ilk gördüğüm pozisyon, zemin hizasından ve yandandı. Daha ilk baktığımızda Ankaragüçlü Metin'in topa doğru değil de Bilica'ya doğru baktığını ve "kambura yattığını" gördük. Pozisyon fauldü ve Metin'in topla oynamaya niyeti yoktu, sadece Bilica'nın vurmasını engellemeye çalışıyordu.

Şimdi şüphesiz ki elma ile armut bir değildir. Dolayısıyla 49'uncu dakikada verilmeyen "bir faul" ile 90+2'de verilmeyen "bir gol" de aynı değildir. Ve 49'uncu dakikada verilen hatalı bir kararı kalan dakikalarda telafi şansı vardır ama 90+2'de verilmeyen bir golü telafi etmek kolay değildir. Maç içerisinde bir çok hatalı karar verilmesi sürekli karşılaştığımız bir durum, her hata gol olacak diye bir şey yok.

Dedim ya; ben fenerbahçeli olsaydım, A.Gücü'nün 90+2'de attığı golün geçerli sayılmış olmasını isterdim. Bunu gerçekten isterdim.

Bazen takımınız 2-0 veya 3-0 gibi skorla öndeyken hakemin biri çıkar takımınızın lehine aslında hiç de penaltı olmayan ucuz bir penaltı verir ve bir gol daha atarsınız. İçiniz sıkılır, moraliniz bozulur, bir anda sanki maçı hakemin yardımıyla almış pozisyonuna düşersiniz. Ya da FB-A.Gücü maçındaki gibi 2 puan alırsınız ancak sezon boyu temcit pilavı gibi önünüze bu olayı getirir dururlar. Sanki sezon boyunca alınan puanların tamamı bu maçın sayesindedir. Ben fenerbahçeli olsam, bu golün sayılmış olmasını dilerdim.

Ya da, başkanınız çıkar, kötü oynanan ve kaybedilen 3 maçlık bir serinin sonunda (sanki o maçlardan önce lehlerine yapılan hiç bir hata yokmuş gibi, örneğin Manisaspor maçında verilmeyen penaltı ve goller, FB lehine verilen hatalı kararlar) ve kötü oynadıklarına hiç bakmadan, her zamanki (artık kanıksanan) gündem değiştirme operasyonuyla hakemleri, federasyonu, basını resmen "tehdit" eder. Ve hemen arkasından böyle bir hakem hatasıyla 3 puan alırsınız.

Bu konu hep gündeme getirilecek. Ancak bu konunun sürekli gündeme getirilecek olması fenerbahçenin değil Aziz Yıldırım'ın hatasıdır. Aziz Yıldırım'ın geçen hafta yaptığı açıklamaların bir hata olduğunu kabullenmek fenerbahçeliler için iyi bir başlangıç olabilir. Artık galip geldikçe centilmenlik timsali olmak, yenildiğinde ise cazgırlık yapmaktan vazgeçelim. Büyük takımları yenen diğer takımların emeklerine saygı duyalım.

Bana fanatik ya da amigo diyorlar. Hadi benim Galatasaray'ı, futbolcusunu ve yönetimini eleştirdiğim kadar kendi takımınızı eleştirin. Sonra da gelin centilmenlik bayrağını hep beraber yüceltelim ve yükseltelim. Meriç Tunca gibi taşeronların bulunduğu basına, taraftarlara hoş görünmek adına amigoluk yapan yönetimlere rağmen bunu yapalım.

Ben fenerbahçeli olsaydım, A.Gücü'nün 90+2'de attığı golün geçerli sayılmış olmasını isterdim. Bu pozisyonun her takımın başına gelebileceğini düşündüğümden, ben yazılarımda bunu kullanmayacağım. Hakemler satılıktı demeyeceğim, fenerasyon demeyeceğim. Hakemler de hata yapabilir diyeceğim. Hazır yakalamışken yararlanmak gibi bir zihniyet gütmeyeceğim.

Lütfen herkes özeleştirisini yapsın..