- Kategori
- Öykü
Bir garip öykü
Tehlikede olduğuma inandığım için kayboldum.
Ya da kaybolduğum için tehlikedeyim.
Ne fark eder şaşkın!
Neticede kayboldum.
Yani tehlikedeyim...
Yüreğini keşfetmeye çıkmıştım.
Gözlerimden, kalbine inen, ahşap bir merdivene rastladım.
Yürürken inlemeleri duyulan, kırk basamaklı bir merdiven.
Koşa koşa giderken ya da çıkarken merdivenleri,
Birden uçurumun kenarında buldum kendimi.
İleri gidemedim, geri de gelemedim,
Kala kaldım, dona kaldım...
Kendimden bayağı uzaktayım.
Zaten kendime ne vakit yakın olabildim ki(?)
Düşmanlarım bile kendimden daha yakın bana!
Dostlarım ise onlardan daha ırak!
Dost kim? düşman kim? ben kimim?
Kayboldum ve tehlikedeyim.
Ya da tehlikedeyim, bu demektir ki, kayboldum...
Yüreğini keşfetmeye çıkmıştım.
Ne olur, avuçlarının içinde sun,
Şu yüreğini,
Kana kana içeyim,
İçeyim de korkularım bitsin,
Hem de tehlike yok olsun...
Kayboldum...
Ara beni...
(ABBA: 11 Ekim 2011, Kaybolmuş Bir Öykü)