Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

18 Mayıs '14

 
Kategori
Siyaset
 

Bir gün anlayacaksınız (Siyasetin girdiği adliyeden adalet kaçar)

BİR GÜN ANLAYACAKSINIZ…

“Edepsizlik” konusunu yazamaya bile tenezzül etmiyorum, bazılarında olmayan edep ve haya için bu terim az bile kalır…

Kaç gündür televizyonların büyük bir kısmında “Soma katliamı” ile ilgili haberler yayınlar ve konuşmalar var…

Bir kısmında ise “yıkama yağlama var” kimi; iktidarı ve Başbakanı…

***

Danıştay Gününde Başbakan ile Türkiye Barolar Başkanı Metin Feyzioğlu arasında geçen kısacık ve anlamsız “edepsiz” diyaloğunu okudunuz izlediniz.

Bir kısmı çıktı çok uzun konuştu dedi, daha az konuşmalıydı dedi,, onu dedi bunu dedi, cenahlarının kanallarında ve iş hayatında ise Feyzioğlu’nu karalama kampanyası Recep Tayyip Erdoğan’ı yağlama kampanyası vardı.

Kaç gündür şaşkınlıkla ve ibretle izliyorum…

***

Şimdi şurası çok açık; Baro Başkanı bundan sonra Türkiye’nin neresine giderse gitsin hangi toplantıya katılırsa katılsın “alkışlarla” ve “sevgi tezahürleriyle” karşılanacak…

Ve bir hukuk adamına bir kişilikli nitelikli adama yakışanı yapacak; Danıştay gününde kürsüden yaptığı konuşmanın “metnini” önümüze koyacak…

Ki uzun kısa konuşmaktan daha çok doğru mu söylemiş yanlış mı söylemi görmemiz için…

***

Bendeniz de erinmedim, bazıları gibi “uzun yazı” demeden okudum ve anında da o konuşmanın metinini Barolar Birliği sitesinden aynen indirdim.

İki gündür de onu inceliyordum…

Kendime göre birkaç önemli saydığım ve gerçek çok önemsediğim paragrafların altını çizdim ve işte burada paylaşmak için aynen aldım…

Eğer sıkılmaz ya da uzun demezseniz (?) işte o bölümler. Hiçbir katkı ya da değişiklik yapılmamıştır, haberiniz olsun…

Yani bazılarının ardına saklandığı montaj ve dublaj değil…

***

-Demokrasi, kuşkusuz seçim sandığından ibaret değildir, fakat seçmenin seçimler yoluyla iktidarın değişmeyeceğini düşünmeye sevk edilmesi, demokrasiye büyük zarar verir. Bu arada en büyük zararı da muhalefet partileri görür.

***

-Hukuk devletinin tanımlayıcı unsuru olan hukuki güvenlik ilkesi, etkin bir idari yargı denetimi olmaksızın hayata geçirilemez…

***

-Unutmayalım ki adaletin tecelli ettiği mahkemeler, hepimizin son sığınağıdır, umut kapılarımızdır.

Bu kapıların kapanması, ihtiyaç halinde kolay kolay açılmaması ya da çok geç açılması, hukuk güvenliğini derinden sarsar…

***

-Demokrasilerde siyasi partiler, iktidara, yargı tarafından denetlenmeyi peşinen kabul ederek talip olurlar…

-Barolar ve Türkiye Barolar Birliği, meslek odaları değildir; devletin üç erkinden biri olan yargı erkinin içinde kurucu unsur olan avukatların örgütlü gücüdür…

***

Hukuk devletinde, idare, mahkeme kararlarına, bu kararların içeriğinden memnuniyet duymasa da uymak zorundadır…

Çünkü sandık yoluyla iktidarı değiştiremeyeceğini düşünen seçmenler, yılgınlığa düşerler ve en önemli yurttaşlık haklarından olan seçme haklarını kullanmaktan vazgeçebilirler.”

***

 -Siyasetin girdiği mahkemeden adalet kaçar. Adaletsiz demokrasi olmaz…

*** 

Bire kere Baro Başkanının aldığı aile terbiyesini ve nezaketini konuşmasının hemen her satırında görmeniz mümkün.

Gerçek hukuk adamlığının yanı sıra aileden gelen bayrağı aynen devir aldığını da görebilirsiniz.

Edeple yetişirken “edepsiz” olarak suçlanması ve “yandaşlar” tarafından da aynı şekilde topa tutulması bence büyük haksızlıktır.

Muhteşem dinimiz için en doğru en gerçekçi en yalın bilgileri veren Yaşar Nuri Öztürk hocamızı yediler, birçok aydını yazarı askeri sindirdiler.

Gelin isterseniz çok uzatmadan bu doğru dürüst ilkeli kişilikli “hukuk adamına” sahip çıkmayı deneyelim olmaz mı?

Belki de son kez!

***

Demokrasiye haklarımıza ve özgürlüklerimize sahip olmak ancak “yargıya” ve bağımsız tarafsız hukuk adamlarına sahip çıkmakla olabilir.

Bu bağlamda da devlet adamlarının objektif ve sorumlu davranması önemlidir. Aksi halde toplum gerilir kutuplaşmaya ve ayrışmaya başlar.

Her şeyden önemlisi ve acısı da bu tür devlet adamları “anayasal kurumları” yok saymaya başlarlar…

***

Dedim ya birileri yaşadığımı acıya sürüklendiğimiz travmalara bile bakmadan Başbakana şirin görünmek yağ çekmek adına “iğrenç” konuşmalar yapıyor,

Terbiye sınırlarını zorlayan suçlamaları yöneltiyorlar Metin Feyzioğlu’na. Aslında ona değil “yargıya” hukuk sistemimizin tümüne yapıyorlar bunu…

Ne acı ve gariptir ki; bu konuyu gündemde tutmaya çalışan olayların üzerine bir fazlasını koyan Başbakan bilerek ve ısrar saldırıyor acımasızca…

***

Neyse; konuşma metninden aldığım ve yukarıda yazdığım;

“Unutmayalım ki adaletin tecelli ettiği, mahkemeler, hepimizin son sığınağıdır, umut kapılarımızdır”

Sözünü bu ülkede yaşayan herkese hatırlatarak diyorum ki

Ne demek istediğimizi de nereye gittiğiniz ide; “Bir gün anlayacaksınız”

Mutlaka!

Umarım çok geç olmaz, çünkü düşen boynu bükülen beli bir daha düzeltemezseniz, düzeltseniz bile inanın bir tarafı “yamuk “kalır…

Gerisi size kalmış…

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..