Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Mustafa Çifci Aşk Yazarı

http://blog.milliyet.com.tr/mustafacifci

13 Mayıs '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Bir gün sen de ölürsün demiştin

Bir gün sen de ölürsün demiştin
 

İnsan yoksa hiç bir şeyin güzelliği de olmuyor...


Her gün yitip kaybolan bir şeyler var. Bir zamanlar her şeyimiz olan,

şimdi sıradan olan dostlarımız var. Gecenin ortasında avunduğumuz

hayallerimiz var yarın sabahı aydınlatan. Acılarımız var birde unutamadığımız.

Senin de acıların var, benim de. Bir gün dönerim diye çıkılan yolculuklardan

Geri dönmemek var. Gözlerine bakarak  “unutmam” dediğini unutmak var.

Unutulmak var.

Bu gün sen bir garipsin.

Başını kaldır yüzüme bak. Senin yanında olsun yalnızlığım büyümesin. Senin yanında olsun unutayım acılarımı. Eski neşen yok bugün. Hemen gülmüyorsun eskisi gibi. Şaşırmıyorsun ölümlere bile. Bir çocuğun doğması heyecan vermiyor sana bu gün. Sanki acılara alışmış gibisin. Ceplerin hüzün yüklü bugün... Gözlerin uzaklara dalıyor. Durgunsun bugün, konuşmuyor, susuyorsun. Sanki sevdiğini kara trenler alıp götürmüş gibi uzayıp giden yollara bakıyorsun. El sallayan elin hava da asılı kalmış gibi. Bugün sen biraz garipsin.

Başını kaldır, yüzüme bak. Dünya senin gözlerinde güzel biliyor musun? Sevinçler senin bakışlarında gizli. Bir gülse gözlerin, dağılacak hüznün. Bir gülse gözlerin… Bir gülümseme görsem gözlerinde, ben de güleceğim.

Bir gün sen de ölürsün demiştin. Bir gün sen de ölürsün. Bir akşam yalnız kaldığında ölürsün. Bir bayram sabahı dostların aramadığında ölürsün. Uzun zaman kapın çalınmaz olduğunda, mektupların gelmez olduğunda, bir günde sen de ölürsün. Özel günlerinde bir demet çiçek çok görüldüğünde bir gün sen de ölürsün. Can dostlarının yalanlarında ölürsün.  Arkandan vurulduğunda ölürsün.  Kimsesiz kaldığında ölürsün. Bir gün sen de ölürsün.

Her gün kaybolan bir şeyler var. Gün batımlarında maziye gömdüğümüz umutlarımız var. Bir çocuk gibi özenle büyüttüğümüz düşlerimiz var. Boynu bükük kalan özlemlerimiz var. Bir kâğıt parçası gibi buruşturup çöpe attığımız, yaşanıp biten anlarımız var. Ellerimizde tutunamayıp yok olan düşlerimiz var.

Bir gecenin ortasında zamansız çalan bir telefon sesinde irkilip, bir sevdiğimizi kaybettiğimizi duyduğumuzda anda ki çaresizliğimiz… Geleceğe saklanan düşlerin artık hiçbir zaman gerçek olamayacağını anladığımızda ki pişmanlığımız...

Pişman olmak var günü birinde. Zamansız solmak var bebeklerin ölümünde. Yalnızlığa düşmek var

Gecenin karanlığında sevgilinin gözlerinin ışıltısını anımsamak var sabaha karşın. Anılarla yaşamak var. Anılara sığınmak var. Anılara tutunmak var, gecenin kayan yıldızına tutunmak var.

Bir gün sen de ölürsün demiştin. Şimdi yüzüme bak ölmek istemiyorum. Anılarla avunmak değil, güzel anılar bırakmak istiyorum bu gece. Bu gece seninle olmak istiyorum. Bu gece yıldızları istiyorum.

Bu gece seni istiyorum....

 

 
Toplam blog
: 297
: 523
Kayıt tarihi
: 16.04.13
 
 

Yazılarında insanı derinden etkileyen yoğun bir duygusallık, hüzün, karamsarlık ve yalnızlık vard..