Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Bir haber 30.000 kez okunmuş ise ne yaparsınız?

Bir haber 30.000 kez okunmuş ise ne yaparsınız?
 

Giriş

Bu sabah yine erkenden haberlere baktım. Her kafadan bir ses, tabir yerindeyse! Olumlu, olumsuz nice haber yanında kendinden menkul suya sabuna dokunmayan yorumlar yine çoğunlukta. Kimi haber yorumlar ile ekonomi ve hukuk konulu eleştiriler ise ‘statüko’ için pek de iyi belirtiler değil. Çeşitli hukuk açmazları ile değişik ekonomi senaryoları ile yüz yüzeyiz çok eskilerden beri olduğu gibi.

En çok okunan haber hangisidir?

Pek az da olsa bazı gazetelerde haberler ile yorumların kaç kez okunduğunu gösteren sayıları görünce okuyucuların ilgilerini de öğrenmiş oluyorum. Bu açıdan en baba haber ve yorum konusu bence dar gelirlilerin ceplerini ilgilendiren başlıklar. İçerikleri ise artık bin bir yoruma muhtaç. Bu konuda da okuyucular artık eski uysallıklarını bıraktılar. Söz konusu olan vatandaşın geçim derdi olunca kimsenin ‘teknik takip’, ‘oydaşlık’, ‘yandaşlık’, ‘utanma’ ya da ‘dolaştırarak yazmak’ gibi bir derdi olmuyor. Her şey ortada çünkü. Bugün ‘en çok okunan haber’ (30. 627) kez okunmuş bulunan çalışanlar ile emeklilere yapılabilecek zam konulu bir haber efendim. Aşağıda bu konunun ayrıntılarını bulacaksınız.

Her şey herkesin umurundadır

Orhan Veli’nin Cımbızlı Şiir’inde söylemiş olduğu gibi bugün artık hiç kimse, hiç kimseye:
Ne atom bombası

Ne Londra Konferansı

Bir elinde cımbız,

Bir elinde ayna;

Umurunda mı dünya, demiyor.

Herkes ya da her birimiz çağımızın gereği olarak her şeyle ilgileniyoruz. Çünkü o kadar çok haber, duyum ve karşılanamayan istekler ile doluyuz ki ister istemez ‘ne olmuş’, ‘neden olmuş’ ya da ‘şimdi ne olacak’ diye araştırıp duruyoruz. Bu konuda en başta haber kanalları ile bilgisayarlardaki haber ve yorum kaynakları emrimize âmade değil mi efendim? Şimid gelelim en çok okunan bir ekonomi ya da ‘milyonların cebini de ilgilendiren’ haber konusuna ve onunla ilgili yorumlara.

Çalışanlar ile emekliler de ‘kıyak bir zam’ beklentisine kapılmışlardı

Bilindiği gibi geçen ay ortaya çıkan ‘milletvekili maaşlarına zam’ yapılması kararı emeklileri de büyük bir beklenti içerisine soktu. Her yıl olduğu gibi enflasyon sonuçlarına göre altı ayda bir toplam en çok %5  zam alabilen çalışanlar ile emekliler dünyanın ilk 17.ülkesi olmak bakımından daha fazla zam beklemeye koyuldular. Oysa bu kapı aralanmadı.

Emeklilerin yarı yarıya düşmüş olan maaşları nasıl düzeltilebilir?

Yine de özellikle maaşları en az yarı yarıya düşmüş olan emekliler ile yakınları kendilerine de yapılabilecek ‘kıyak bir zam’ bekliyor Hükümet’ten.  Çünkü dünya özellikle maddi bakımdan bir ‘geçim’ dünyasıdır. Sağlık ve beceri durumları ne olursa olsun emeklilerin çalışmasını yasaklamış olan bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız. Bu konunun irdelenmesi bile ‘abesle işgal’ etmektir artık. Çünkü 2003 Bütçesi ile birlikte bu konu kapatılmış duurmda. Buna rağmen kimi emeklilerin şöyle ya da böyle çalışıyor olmaları ne emsal teşkil edebilir ne de özellikle eğitim öğretimde onlardan yararlanılması gibi bir yola başvurulur.  Bu duurmda soralım: Bütün müktesep haklarından yoksun bırakılan emeklilerin yarı yarıya düşmüş olan maaşları nasıl düzeltilebilir?

Çalışanlar da emekliler de bir ‘umut’ diyerek bekleşiyor

Bu yüzden yıllardan beri uygulanageldiği gibi benim böyle bir ‘zam’ beklentim yok. Çünkü 2012 Bütçesi bütün girdisi çıktısı, gelir gider dengeleri bakımından bağlanmış durumda. Haberin başlığınıda bulunan ‘yolda!’ kelimesini görünce ben de okudum ister istemez. Haber baştan sona ‘olsa-bulsa’ üzerine kurulmuş. Az da olsa ‘bütçe açığını göz önüne alarak ya da bazı çok kurgulu olasa da olur türünden kimi yatırımlardan vazgeçilerek az da olsa emekliler için ‘küçüçük bir zam’ çıkabilir. Anlaşılan adaşım Sayın Faruk Çelik bu konuda büyük oynuyor çok geç de olsa. Emekliler ile yakınları ve özellikle onların alış veriş yaptıkları esnaf ‘bir umut’ diyerek bekleşiyor. Bakalım ne çıkacak!

‘En çok okunan haber’ bazı teşekkürler yanında bazı tepkileri de içinde barındırıyor

Saat (6)’da yayına verilen söz konusu haber şu ana kadar (30. 627) kere okunmuş bulunuyor. Bu ayrıntı şu biçimde yazılmış sanak ortamda:  19 Ocak 2012 06:20 - 7 Yorum - 30,627 Okunma

Haberin başlığı ile peşinden gelen ilk cümle şu: Memur ve emekliye zamlı maaş yolda. Memur ve memur emeklilerinin maaşını düzenleyecek Toplu Sözleşme Yasa Tasarısı Meclis'e sevk edildi.

Haberin içeriği bakımından nasıl bir ‘olsa – bulsa’ ya da ‘bir umut’ bağlamında yer aldığını yukarıda kendimce yorumlamaya çalıştım.

Bugün karşılaştığım ‘en çok okunan haber’ olma ününü yakalamış olan bu haber için yapılan yorumlardan bir kaçını sizlerle paylaşmak istiyorum ki olayın özü de bu yorumlarda ortaya çıkıyor. Buyurun birlikte okuyalım:

Haberin içeriğini okuyunca gelişmeleri ‘garip’ olarak niteleyen Cihad Bey diyor ki:

‘Kendilerine gelince bir gece de çıkan yasalar söz konusu iken nedense memurlara gelince aylarca gecikme yaşanıyor. Ne diyelim bir de öbür taraf var, hesabımızı alırız.’

Mehtap Hanımise belli ki ‘demir tavında dövülür’ diye düşündüğünden beliren zam ışığı için:

‘Acele edin!’diye sesleniyor yetkililere.

Serkan Beyise oldukça iki hastası yüzünden yazdığı ‘Canımız çıktı hangi yol, bitmedi mi bu yol’ başlıklı yorumunda bir anlamda açmış ağzını yummuş gözünü:

‘Ya tam 16 ay 3 ayda böyle gider 19 ay 2 tane hastam var. Vallahi buna da şükür ama ev kiralarını veremez duruma geldik. Hep söylüyorum Hükümetimiz asgari ve alt tabakadaki memur emekli işsiz asgari çalışanları biraz koruması lazım. Yoksa 1 sene sonra çok tehlikeli şeyler olabilir Allah rızası için bıraz bunlara destek çıkın zamda. Alt tabaka maaşıyla 3 binlira alana aynı oranda zam yapmayın. Yoksa dengesizlikler insanları dengesiz hale getirecek. Biraz daha duyarlı olalım. 100 tl zamma zam yaptık demeyin.

Bu yeni gelişme karşısında Bay Ademoğlu da ‘Belediye çalışanları sizi unutmadı, unutmayacak’ başlıklı yorumunda yapılan iyilikleri unutmadığını ancak ‘hataların’ da telâfi edilmesini istiyor:

Hala umut pompalamaya devam ediyorlar; özür dileyip hatalarını bir an önce telafi etmiyorlar ya. Belediye çalışanları, il özel idare çalışanları, öğretmenler, acliller ve diğer söz verdikleriniz sizi hiç unutmayacak!

Her şey gönlünüzce olsun efendim.

 

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..