Rauf Raif Denktaş ve anılarımdaki Yeşil Ada

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurucusu Rauf Raif DENKTAŞ artık aramızda değil. ALLAH(c.c.)’ın bütün kulları gibi O da ‘ölüm’ ile tanışarak dün gece Lefkoşa’da Rahmet-i  Rahman’a  kavuşmuş bulunuyor. 

Büyük Dava Adamı Rauf DENKTAŞ artık anıları, eserleri, konuşmaları ve kitaplaşacak olan makaleleri ile belleklerimizde yaşayacaktır.

Onu sadece Kıbrıslı bir politikacı olarak değil hitabet yetebeği güçlü, zeki bir avukat, bir yazar ve düşünce adamı olarak da biliyoruz. Onun bu özellikleri önümüzdeki gönlerde daha bir duyulmaya, yazılmaya başlanacak. Konuları değerlendirirken örnek olaylar ve anılar yanında hukuk alanındaki bilgilerinden süzülen engin bir yaklaşım tarzı vardı. Sabırlı, güler yüzlü, karşısındakini dinlemesini bilen, hafızası kuvvetli, çoğu zaman da haklı olarak yüksek perdeden konuşan bir kişiliği vardı.

Rahmetli Rauf Raif DENKTAŞ Kıbrıs Adası’nın bir Yunan Adası olması yolundaki Atina siyasetine bayrak açan Rahmetli Dr. Fazıl KÜÇÜK’le yıllarca çalıştı. Rahmetli Başbakan Adnan MENDERES ile Rahmetki Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü ZORLU’nun en büyük siyasi kazanımları olan 1959’da imzalanan Zürih ve Londra Antlaşmaları’ndaki katkıları, özellikle İngiliz Hukukunu bilen bir avukat olarak unutulamaz. Bugün Yunanistan ile Kıbrıs Rum Kesimi yanında Avrupa Birliği için var olduğu söylenen Kıbrıs Cumhuriyeti o bunalımlı yıllarda Türkiye, İngiltere ve Yunanistan'ın garantisi altında kurulmuş olan çok yönlü ortak katılımları düzenleyen bir devlettir.

1963 yılında Maraş’ta Orta Okul’da okurken Yeşil Ada Kıbrıs’ta  Türklerin öldüürldüğünü radyoda dinliyor, gazetelerde okuyorduk. O günler öğrendiğime göre  Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başpiskopos Marakarios Ada'daki Rum çoğunluğun isteklerine göre Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’ın garantisi altında bulunan 1960 Kıbrıs Anayasası’nı değiştirmek ve böylece orada yaşayan soydaşlarımızın bazı haklarını ellerinden almak istiyordu. Bu amaçlarına ulaşmak için bazı Anadolu kökenli Kıbrıslı Türkü öldürdüklerini de duyuyorduk. Böylece 1570’lerden beri bizim olan Kıbrıs Adası Yunan egemenliğine geçirilecek ve bütün Ada Türkleri Osmanlı çağlarında yaşanan savaşlar ve iç isyanlar yüzünden Balkanlar’da yaşanmış olduğu gibi Anadolu’ya sürülecekti.

Maraş’taki Arnavut komşularımızdan öğrendiğimize göre Balkanlar’da da o günlerden elli yıl kadar önce Osmanlılar döneminde Müslüman Arnavutlar ile Müslüman Türkler de ya göçe zorlanmış ya da gece baskınları ile öldürülmüşlerdi. Özellikle bir anne baba ile bir tek kızlarının evlerindeki banyoda alçakça öldürülmeleri  bardağı taşıran son damla olmuştu. Kıbrıs Adası’nda da bu tür olayların yaşanması o küçük yaşımızda bizim bile ağırımıza gidiyordu.

Bu gibi olaylar yüzünden 1963’ün Nisan ayında olsa gerek Maraş’ta büyük bir ‘miting’ düzenlendi. Bütün öğrencilerin sıra sıra yürüdüğü çevreden de halkın alkış tutarak desteklediği bu olayı hiç unutamam. Yürüyüşümüzde : Kıbrıs bizimdir bizim kalacaktır. Yeşil Ada Türktür. Kıbrıs bizimdir, Kıbrıs Türktür Türk kalacaktır, gibi cümleleri  haykırmıştık uygun adımlarla yürürken Uzun Oluk Caddesinde. Bu olayların anısı için Maraş’ta yeni düzenlenen bir meydana Kıbrıs Meydanı adı verildi.

Bir de Onun 1963 ya da 1964'te Yeşil Ada diye bildiğimiz KIBRIS'a Anadolu sahillerinden belki Silifke'den karaya çıktığını hatırlıyorum. O günler bunun büyük bir çılgınlık olduğunu düşünmüştüm. Büyük Dava Adamı Rahmetli DENKTAŞ bu çılgınlıklarını hiç bırakmadı!

Ancak 1993 sonuna doğru gidebildiğim Lefkoşa’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kendisi ile görüşme imkânım olduğu halde ‘Onun zamanını almamak için’ bu isteğimden vazgeçmiştim oradaki yoğun koşuşturmayı görüce...

Burada şunu da açıkça belirteyim ki her ne kadar dış politika okumamış olsam da Rahmetli DENKTAŞ’ın Kıbrıs Sorunu  konusundaki önerilerini ve yorumlarını oldu bitti desteklemişimdir.

Ne mutlu O'na ki KKTC adlı bir devletin kurucu başkanlığını gerçekleştirmiştir.

Onu bizim gibi fanilerkısa sürede unutsa bile ‘tarih bilinci ile dolu olan kişiler ile onların yazacakları siyasi tarih Rahmetli Rauf Raif DENKTAŞ'ı asla unutmayacaktır.

Türk milletinin başı sağ olsun.