Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir ibretlik yaşam öyküsü daha...

Bir ibretlik yaşam öyküsü daha...
 

Hastaneden yeni gelmiştim. Eşim "neden bu kadar durgunsun" diye gözlerini gözlerime diktiğinde ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Sana "kötü bir haberim var" dedim. Elini ağzına götürerek "çabuk söyle ne olur" dedi. Nereden başlayacağımı bilmiyordum. Sadece "Mehtap'ı kaybettik" diyebildim. Buğulu gözlerini benden ayırdı. Öylesine kalakaldı.

Mehtap'ı ilk kez gördüğümde Erdem'le birlikte yatağın birer köşesine oturmuşlar, dertleşiyorlardı. Erdem'le hastaneye birer hafta ara ile girmiştik. O'da ilik nakli oldu ve iyi arkadaş olmuştuk. Taburcu olduktan 3 hafta sonra ateşi yükseldiği için tedbir olarak tekrar yatması gerekti. Koridorda babası ile konuşurken O'da Mehtap'ın odasında yatış işlemlerinin bitmesini bekliyor, bir yandan da arkadaşına destek oluyordu. Mehtap AML( akut myoleid lösemi) hastası idi ve ilik nakli için hazırlık tedavisi görüyordu. Annesi ile de sık sık karşılaşır, selamlaşırdım. Kan merkezinde, servisin bir köşesinde gördüğümde Mehtap'ı sorar selam söylerdim. Ramazan Bayramı'nda bayramlaşmış ve kendisine iyi bakması için söz almıştım. Olmadı...

Mehtap'ın hastalığı doğum yaptıktan sonra belli olmuş, bir kızı olmuş Mehtap'ın. Doğumu çok kanamalı geçtiğinden peşinden yapılan tetkiklerde hastalığı meydana çıkmış. (Asıl hikaye bundan sonra başlıyor) Eşi mi desem, kocası mı desem bilmiyorum ama o görevi yapan kişi hasta karısına boşanma davası açmış. Çocuğu da alarak sırra kadem basmış. Doğumundan 6 ay sonra da yaşamını yitirdi sevgili Mehtap. Kızına doyamadan, öpüp koklamadan, onun yürüdüğünü, konuştuğunu, ilk okula gidişini göremeden, saçlarını tarayıp renkli tokalar takamadan aramızdan göçüp gitti. Babası olacak vicdansız da neler yaptı bilmiyoruz. Kızına annesini nasıl anlatacak? Neler söyleyecek? Hiçbirini bilmiyoruz.

Bayan E.den sonra serviste yatan hastalarla yakın diyalog kurmaktan kaçınmıştım. Aramızdan ayrılmaları bir yana insanın yakın akrabasıymış gibi geliyor. Zoruma gidiyor bazı şeyler, gırtlağım düğümleniyor, konuşamıyorum. Mehtap'da öyle oldu. Ne kadar uzak dursan da zeytin gibi sevecen iki gözden kaçamıyorsun. "Kendine iyi bak Mehtap" , "tamam abi, söz" dün gibi gözümün önünde. Peki neden Mehtap'ın ismini yazıyorum. Çünkü bir gün kızına rastlarsam bu ibretlik öyküyü kendi gözleri ile görsün isterim. İsterim ki bu topraklarda eş olmak, baba olmak, nüfus kütüğü ile alakalı birşey değil. Son nefesini verirken eşinin yanında olmak ve onu toprağa verirken acısını da içinde hissetmek, onun emanetine sahip çıkmaktır. O yüzden Mehtap, o yüzdendir tasam.

Sana da bu kısa ömründen sonra söylenecek çok şeyler var. Ama sözün bittiği yerdeyiz. Yaşarken göremediğin huzuru bulursun inşallah. Mekanın cennet olsun, melek yüzlü kardeşim benim...

 
Toplam blog
: 242
: 1784
Kayıt tarihi
: 24.06.06
 
 

1970 doğumluyum.Karadenizin bir sahil şehrinden, hayatın güler yüzlü tarafına tutunmak için İstan..