Kadına karşı şiddeti etiketle mi önleyeceğiz?

Malumunuz, aile içi şiddet de dünyada ilk sıraları zorladığımız konuların başındadır. Son araştırmalara göre ülkemizde "her 6 kadından biri" şiddete maruz kalıyor. Kadın ve Aileden sorumlu devlet bakanımız yeni bir kampanya ile bu sorunu engellemeye çalışacaklarını duyurdu. "Ağlayan kadın" figürlü 250.000 etiket bastırıldı. Bunları ceketlerin fiyat etiketinin yanına dikileceği ve bu sayede şiddetin önleneceğini düşünmüşler. Giyim firmalarından da destek gelmiş. Beymen, Altınyıldız, UKİ, iGS, Roman, Hugo Boss, Damat - Tween, Yargıcı ve Koton'un erkek ceketleri, şubat ayından itibaren "Kadına Karşı Şiddete Son" etiketleriyle satışa sunulacak. Acaba bu ceketleri giyen erkekler mi daha çok kadınlara şiddet uyguluyor? Böyle bir veri olduğunu sanmıyorum. Ayrıca bu firmalar, "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Günü" çerçevesinde, 15 - 30 Kasım arasında mağaza vitrinlerine "Kadına Karşı Şiddete Son" logosunun yer aldığı afişleri de asacak. Bu amaçla 500 afiş bastırıldı.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Yıllarca karayollarına "trafik canavarı olmayın" tabelası asılmasına rağmen bunun hiçbir işe yaramadığını, ülkemizde savaşlardan sonra en büyük ölüm sabebinin trafik kazaları olduğunu biliyoruz. Yine en basit örnekle her yerde gördüğümüz "çimlere,çiçeklere basmayınız" , "yere tükürmeyiniz" , "sigara içmek yasaktır!!!" türünden afişlere,ilanlara uymadığımızı, bunlara uymayanlara hiçbir ceza verilmediğini de biliyoruz. Herhangi bir trafik ışığının önünde çok değil yarım saatte kaç kişinin "kırmızı da dur" ihlali yapacağını görebilirsiniz. Öyleyse boşanma, intihar, tecavüz, yaralama, öldürme ile sonuçlanan bu şiddet eylemlerini ceket içine dikilecek bir etiketle mi önleyeceğiz. Kaldı ki bu markaları satın alamayan diğer erkek grubu ne olacak? Eşlerini döven erkekler bu mağaza önlerinden geçtiklerinde asılı olan afişleri gördükten sonra "ya ben karımı çok dövüyorum, ne güzel afiş olmuş, silkelendim, kendime geldim, gidip bir çiçek alayım da karımın gönlünü yapayım, bundan sonra gönlünü hoş tutayım" mı diyecek acaba?

Eğer bu gibi ciddi konulara sabun köpüğü kampanyalarla önleme yoluna gideceksek hiç gitmeyelim. Dünyada var olan teknikler, metodlar ne ise onu uygulayalım. Töreler, berdeller, tacizler, tecavüzler yanıbaşımızda cirit atarken devlet olarak daha kökten çözümler üretmemiz gerekir ve sosyal devlet olma sorumluluğu da bunu gerektirir.