Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Bir insan ömrünü kendine vermeli

Bir insan ömrünü kendine vermeli
 

Ben seni çok sevdim, sende beni çok sev diyorsun galiba;
Sevgiye azıcık saygın olsaydı demezdin bunları.
Ya benimsin ya kara toprağın değişik biçimi bence.
Beni çok sev diye, seni çok sevdim denir mi? 


Ben seninle her şeyimi paylaşıyorum, sende benimle her şeyini paylaş diyorsun anladığım kadarıyla;
-Paylaşıyorum sandığın, istediğin, hatta zorladığın şeyleri hiç istemedim ki senden...
Onların hepsi alınmış şeyler…
Hatta onlarla olunca olmasını beklediğin duyguların ve sevmelerin bile…
Ezberlenmiş şeyler…
Senden olan bir şey değil ki onlar...
Koltuğumda, steril bir yaşam istemedim ki ben hiç, önüme konsun beklediklerim…
Hep sokaklar çekici geldi bana...
Sokak dediğimin ne olduğunu en iyi sen biliyorsun;
İmbikten geçirilmiş kendi zevklerimiz…
Mutlu olduğumuz kendi yanımız…
Islanmak, üşümek, ağız dolusu sövebilmek…
Kavga edebilmek, sevdalanıvermek, kendini azgın nehrin akışına bırakıvermek…
Mutlu olacağımızı sandığın sanrıların peşinde koşuşturmaların bitirdi bizi…
Sokaklarsa sana, düşman…
Benimle her şeyini paylaş diye, her şeyimi paylaştım denir mi hiç? 

Sana ömrümü verdim, sende bana ömrünü ver diyorsun;
Ömür dediğin şeylerini hiç istemedim ki...
Onlar oradan buradan toplanmış şeyler...
Onları alsam bile elinden, en yakın çöp sepetine atacağımı sende biliyorsun...
Ömür diye verdiklerini elimde taşımaya utanırım ben…
Benim ömür dediklerimi sevmeyi bırak, ne olduklarının farkına bile varmadın.
Bak şimdi de maliyet hesaplarına başladın:
Ben şu kadar verdim ömrümden, sen şu kadar veriyorsun,
Verdiğimin karşılığı bu değil ki diyorsun…
Oysa üretim durdu bizde...
Ortak bir şey üretmek, kendini üretmek, tu kaka oldu ikimizin arasında...
Üretebilseydik ortak bir şeyler o bizi bağlardı birbirimize…
Oysa herkes gibi avcı olduk biz; Üretilmişlerin avcısı…
İnsana ait olan üretilmiş şeyler peşine düştün özellikle sen…
Bunun adına; Tüketicilik diyorlar…
Aralarındaki tek fark ne kadar tükettikleri…
Ortak yanları ise birbirlerini de tüketmek…
Bana ömrünü ver, sana verdiğim ömür karşılığı denir mi? 

Sen tanıdığım kişi değilsin, değiştin diyorsun;
İnsanın doğası, kaderi değişim!
Ancak lanet olası değişkenler, hep olumsuza mı gider?
Değişim oysa düğünü bayramı olamaz mı insanın?
Ben değişmedim, sende değişme denir mi? 

Bak gayet iyi biliyorum;
Bu yazdıklarımın aynısını sende bana söyleyebilirsin…
Söylediğin an ben sen, sende ben oluruz…
Hatta sen ben olur, ben de karşında;
Kardeşin, anan-baban, sevgilin, evladın, hocan, öğrencin oluruz.
Ben senin için yaşadım, sende benim için yaşa denir mi hiç? 

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..