Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '12

 
Kategori
İlişkiler
 

Bir insanın sadece ruhuna aşık olmak -1

Bir insanın sadece ruhuna aşık olmak -1
 

Bir insana sadece kendisi olduğu için değer veren insanlar olamaz mı?

Güzel bir ruhu, güzel bir yüreği fark edecek ruhlar da kalmıştır, inci tanesi misali yaşamın mucizevi özel anların da.

Kendisine mesleğinden ve şaşaalı etiketinden dolayı yaklaşıldığını düşünen birine sadece onun ruhuna değer verdiğinizi nasıl anlatabilirsiniz?

Ve davranışlarınızla bunu nasıl ifade edebilirsiniz?

İşte yaşanan gerçek masalımsı bir olayı anlatmak istiyorum.

Köşeyi dönünce hiç hayatınızda devrim yaratacak bakışlara çarptınız mı?

Kızımız, sol köşeyi döndüğünde birden o bakışlara çarpar bir anda, dik ve etkileyici bakışlarla karşılaşır. Adam gözlerini hiç ayırmadan kıza bakar, kız bir an duraksar, sonra birden aklına şu gelir. “Yahu ben eşofmanlı, makyajsız ve salaş bir haldeyim. Bu adam benim neyime bakakaldı ki şimdi” der kendine. Sonra kız, elini başının üzerine koyup yüzünü saklayıp geçer. Adam öyle bir bakmıştır ki; anlatılır gibi değil. Kızımız, onca bakış görmesine rağmen, hayatında öyle bir bakışla hiç karşılaşmamıştır.

Aynı gün aradan bir iki saat sonra, kızımız bankanın önünde beklerken emlâkçıyla da sohbet ediyordu. Tam bu sırada, yine ona bakan adam geçer. Aynı kaldırım da hem de. Adam yine şaşırır ters ters bakar kıza. Kız farkındadır adamın baktığının, adama bakmaz. Sonra tam kız başını çevirip bakacağı an;

Adam, bu konuştuğu da kim der gibi, sorgulayıcı, sert bir tavırla, başını yanındaki arkadaşına doğru çevirir kıza bakmaz.

Bir artistik eda ve çalımla yürür, geçer kızın yanından.

Kız arkasından bakar; “ARTİST İŞTE” der söylenir.

O gün garip tesadüflerin art arda yaşandığı tuhaf bir gündür.

Bir sonraki gün kız evine taşınır. Terasına çıkar manzara muhteşemdir. Masmavi, bütün ihtişamıyla, bir Afrodit misali deniz karşısındadır. Kız denize âşık bir ruhtur. Onun bu aşkı kendisine başka bir aşkı da mı getirecek?

Ve sonunda istediği gibi bir evi olmuştur. Tam bu mutluluk duygusunun, yakamozlarının huşusu içerisinde başını sola doğru çevirir.

Bir de ne görsün! Aynı adam yandaki balkonda oturmuş gazetesini okuyor.

“Yok artık” kelimesi şaşkınlıkla dilinden dökülüverir kızın.

Öylece kalakalır. Kader ona bu kadar sürprizler yaşatmamıştır.

Her gün, balkonundan kuşları öpücük atarak çağırıp, onlara yem verir ve gazetesini okur adam.

Kızımız zaman zaman yemek yemeğe gider, ve burada kedilere yemeğinden verir sever. Yemek yediği yerde adamın evinden görünmektedir.

Bir gün adam yine balkondadır. Kızımız elinde telefon çıkar balkonuna, ev sahibiyle konuşuyor. Adam, karşısında balkonun kenarında durmuş, öylece aşağı bakıyor. Kız şaşırır, nereye bakıyor diye biraz eğilir. Adam; biraz daha dışarıya doğru kafasını çıkarıp, aşağı biraz daha eğilir. Kız, telefon konuşmasına devam ederken anlamaz adamın neden öyle yaptığını. Fakat adam kızın telefon konuşması bitene kadar öylece durur balkonun kenarında. Kızın konuşması bitince içeri girer. Kızda şaşırır, aşağı doğru iyice eğilir bakar. Önce kuşlara yem verdiği için kuşları seyrettiğini düşünür. Fakat baktığında bir de ne görsün! Bir kedi adamın tam balkonun yanında duruyor. Adam meğer kediye bakıyormuş.

Kıza bakmıyorum ayakları yapan bu adam. Kızın yemeğe gittiğinde kedileri beslediğini sevdiğini nereden biliyor?

Sonra!..

Evet devamında da yaşanan şaşırtıcı bir olaylar dizini var...

Gerçek hayatta yaşanmış bir olay.

Bir sonraki yazı dizimde bu yaşananlara devam edeceğim.

 

Siz de buna benzer bir olay yaşadınız mı?

Bu masal gibi olay aşk mıdır? Nedir sizce?

Yoksa sadece bir hayal midir?

 

( DEVAM EDECEK )

 
Toplam blog
: 21
: 605
Kayıt tarihi
: 30.04.12
 
 

Yazar, köşe yazarı, gazeteci  ..