Bir Kadın Düşmanını Takdimimdir

Son yedi yıldır, kadınlara yönelik şiddetin ve cinayetlerin doruk noktasına ulaştığı günümüz Türkiyemizde, kendisini her ortamda iktidarı savunmaya adamış, yandaş medya'nın yıldızı (!) Bay Engin Ardıç' dan söz ediyorum.  

Bu kalemşör (!) , kadınlarımız hakkında, bırakın " Basın - Ahlak " ilkelerini, en basit terbiye kurallarını bile ayaklar altına alan, son derece seviyesiz, son derece çirkin bir üslupla yazılar yazıyor köşesinde. Kendisini liberal olarak takdim eden, sözüm ona demokrat cephede yer alan bu kişinin, yaşım ve yaşadıklarım nedeniyle kafa yapısını, ne denli " Kafatascı " ve ne denli liberalliğin düşmanı bir kişi olduğunu bildiğim halde, ben bile okuduğumda hayretler içinde kalıyorum, tiksiniyorum...  

Kadınlara yaptığı seviyesiz saldırışları sonrası, gazetesi kadınlar tarafından basılan Bay Engin Ardıç, aynı nedenlerle kendisine yumurta atılan, aynı yolun yolcusu, Türbanlı ve Çarşaflı kadınlar hakkında " Seksi Türbanlı " tespiti yapmış, bir zamanlar " Penthuse Yazı İşleri Müdürlüğü " nde bulunmuş, " Plymen " dergisinde yazılar yazmış, " En Büyük Penis " yarışması düzenlemiş Bay Emre Aköz' e arka çıkarak, Üniversiteli kızlar için bakın ne diyor :  

"Solculuk kisvesi altında Faşizme hizmet eden bu devrimci bacıların, bu kara - kuru kızların yaptıkları, kerhaneye düşmek gibi bir şey. Belki daha da kötü. Keşke o kızı tutup öpseydin Emre. Belki o saat liberal kesilirdi."  

Şu köprüaltı üsluba bakarmısınız.. Dünyanın herhangi medeni ve demokrat bir ülkesinde, bu üslupla yazan bir kişiye ilk tepkiyi çalıştığı gazete verir ve onu o an kapıya koyar, olurlarından da özür dilerdi. Aksi halde, Sivil Toplum Kuruluşları kıyameti kopartır, o gazeteyi tarihe gömerlerdi. Aynı Engin Ardıç geçmişdeki bir röportajında da, feminist kadınları, " çirkin, kirli, ter kokan, bakımsız ve pis lezbiyen kadınlar " olarak sunuyor okurlarına.  

Bugün, çalıştığı gazete ile birlikte, bilinen bazı nedenlerle iktidarı her durumda savunmak durumunda olan bu zat, bir zamanlar, örtüsü nedeniyle Parlementoda protesto edilen Merve Kavakçı için, " Merve'nin çıplak ayaklarını görünce kimbilir kaç aksakallı muhterem, gece rüyasında onun çıplak ayaklarını görüp hayalini kurmuş, asılmıştır" diye yazıyordu. Yine şimdilerde Kürt halkının hak ve özgürlüklerini savunmaya kalkan Bay Engin Ardıç, bir zamanlar " Törenize tüküreyim " diye, Kürtleri aşağılayan son derece seviyesiz yazılar yazıyordu.Töre cinayeti ile öldürülen bir kadının arkasından " Kadının kocası özürlü imiş. Çükünden olmadığı kesin. Çünkü kadın, bu adamdan hamileymiş. Biz bu canlılar bizden ayrılmasınlar diye binlerce çocuğumuzu şehit verdik. " diyordu bir yazısında. ( İnsan bile demiyor, " canlı " diyor.)  

63 yaşındayım, Türkiye gibi inişli - çıkışlı ve renkli bir ülkede hep " Farkında Olarak " yaşadım bu güne dek. Darbe çığırtkanlığı yapan, Ordu' ya methiyeler düzen, devir değişince hiç sıkılmadan " Ben darbelere hep karşı oldum " diyebilen, bir zamanlar Sosyal Demokrat nutuklar atıp, devir değişince çıkarlarını düşünerek, Televizyonlarda, Gazetelerde tam karşıt görüşlerle karşımıza çıkan nice insanlara ve siyasetçiye tanıklık ettim bugüne dek. Deneyimlerim bana, bu tip seviyesiz yazılar yazan, üslup fakiri, takiyeci, devrin adamı olan yazarların, kişilerin, ne ülkeye ne de yandaşı oldukları iktidara hiç bir faydalarının olmadığını göstermiştir. Tam tersine, insanlar, bu kişilere duydukları gücenikliği, hatta nefreti, onların savunduklarını sandıkları kurumlara, kuruluşlara, iktidarlara yöneltmiştir.  

Son söz : Şimdilik iktidar olanlar, biliniz ki, şu anda belki hoşunuza giden, ama toplumu son derece rencide eden bu tip kişiler ve seviyesiz yazıları, birgün, nefret patlaması olarak sizlere geri dönecektir. Aynen bir BUMERANG gibi...