Bir Kadının Siyaset Günlüğü

11/12/2011

Bir bloğum olmasına karar verdim sevgili okur, hatta sevgili günlük,

Önce kendimi tanıtayım; ben bir kadınım ufak tefek, eli yüzü düzgün ama sıradan, güçlü görünen, hüzünleri olan, kilosunu, ailesini önemseyen, en önemlisi de siyasetle uğraşan bir kadınım.

Siyasetle uğraşıyorum ancak bu blogda siyaset yapmak yerine kadının siyasetteki yerini tartışmak veya siyasette kadını tartışmayı çok daha uygun buluyorum.

Benim adımı bu bloğu takip eden takipçilerimiz verecek. Bu bloğu yazarken özgür yazmak istiyorum, kendimi kısıtlamaya sokmak istemiyorum. Belki sizler bana bir isim tavsiye edersiniz daha sonra.

Siyaset yıllarca erkek işi olarak algılanmış, kadınlarda birtakım engellerle karşı karşıya bırakılmışlardır. Kadınların yönetim oranı erkeklerden çok daha düşük olmuştur.

Siyasi partilerdeki, parti içi çalışma sistemine baktığımız zaman kadınların karar mekanizmalardaki sayısı az ancak en etkin çalışmayı kadın kolları yapmaktadır. Bizler düzenli çalışır, başarıyı hedefler ve içimizdeki tüm anaçlıkla partimize sahip çıkarız.

Erkek egemen siyasi yapının içinde çeşitlikli engellerle karşılaştıkça çoğu zaman kadın olmanın olumlu taraflarını unutur, erkekleşmeye başlarız. Dilimiz sertleşir, duruşumuz değişir ve hatta birbirimizle çekişmeye gireriz.

Siyasette kadın olmak zordur, direnç ister, güç ister, sabır ister. Peki biz orada siyasette kadının rolüne kendimizi kaptırırken aslında başladığımız mücadeleyi unutuyor muyuz?

Siyaset kendimize özgü davranışlarımızı değiştirmemize mi yol açıyor ?

Erkekler, kadınları siyasette sadece kendi yükselişleri için kullanıyor mu?

Kadınlar sadece kadın kolları ile mi çalışma yapabiliyor?

Kadınlara karar mekanizmalarında neden rol verilmiyor ?

Daha binlerce soruya birlikte cevap verebileceğimizi düşünüyorum sevgili okur.

2011 de kadınlar ofsaytı biliyor, siyasetle, ekonomi konularında uzmanlık sahibi olsa da toplum, medya, internet'de ve birçok blogda kadının adı sadece alışveriş, yemek, çocuk, aşk hayatı başlıklarının yanında geçmekte.

Sevgili okur, ben bu günlüğü okusanız da okumasanız da yazmaya devam edeceğim. Saat gece yarısı 03:30 olmasına rağmen birlikte sizlerin yorumlarıyla siyasette nasıl başarıya ulaşacağımızı bulacağımızı, kendi hatalarımızı net bir şekilde göreceğimizi düşünmekteyim.

Bu blogda asla siyasi parti adı açıklanmayacak veya propagandası yapılmayacaktır.

Yarın günlüğüme siyasete ilk girişimi, ilk günler yaşadığım zorlukları, siyasetin özel hayatıma etkilerini anlatarak, bize verilen seçme ve seçilme hakkı konusunda yapılan araştırmalardan oluşan bir yazı yazacağım.

İyi sabahlar sevgili okur...