Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir öğretmenin şeriata övgüsüdür!

Bir öğretmenin şeriata övgüsüdür!
 

Kaynak:İnternet


Bir sürü e-mail geliyor; kimi teşekkür ediyor kimi eleştiriyor. Normal!

Kimileri beddua ediyor; ona da alışıyor bünye bir yerde!...

Böyle bir toplum var oldu artık; mesela seni duyarsız ve acımasız bir insan olarak nitelendirip beddua ediyor!

Küfrediyor, falan…

Arap kültürüne toz kondurmayanlar yapıyor; ilginç tabii ki!

Beddua etmek hangi dinde varsa… Ben, bilemiyorum, şahsen! Cahilliğime verin…

******

Şahsa gelen küfürleri, bedduaları, küçümsemeleri geçiyor artık insan bir yerden sonra; ancak bazıları da “Yok artık!” dedirtiyor!

İşte bir örnek! ( Yazının hiçbir yerine dokunmadım, bilerek. Bir tek iki adından birini ve soyadını kendime saklıyorum, bir de yeminli tercüman numarasını…)

“Sistemin  kurbanları ,  dolayısıyla  sizin kurbanlarınız  ... neden  dehşet  düşüyor ve  neyin  anlatıyorsunuz ki ahu vahını  çekiyorsunuz...

Mantığı ve  doğru düşünmeyi  bitiren laik  zihniyetinizle   şüphecilik  ve  şizofrene  yol  açtınız.

Tesettürü  kaldıran   ve müstehcenliği  teşvik eden  sosyal düzenlemelerinizle  aileyi  bitirdiniz .

Kısasa - kısas  şeri    uygulamaları  beğenmeyip  Avrupa' dan yasa  getirip  suçu ve  suçluyu teşvik  edip   hakkeden   hak ettiği  cezayı  vermeyerek  mazlum ,  maktuller öksüzler yetimler  oluşturdunuz .

Bir de  utanmadan yazı yazıyorsunuz .

İlk  Önce  kendinize  bir  bakın  sonra  toplumu düzeltmeye  ve yazı yazmaya kalkışın.

80  Yıldır  yazıyorsunuz   ne oluyor  ya ne  değişti

Ahmet

Fen bilgis öğretmeni

yeminli-tercuman”

******

Bir de “Şekerim” dememle ilgili dalga geçerek yazısına başlamış (Belli ki çok alışıksın böyle laflara diyerek…) ve benimle aynı havayı solumaktan dolayı utanç duyduğunu belirten hanıma bir açıklamam olacak:

Anne ve babam farklı düşüncelerini dile getirecekleri zaman birbirlerine “Ama şekerim…” derlerdi; ardından da eklerlerdi: Böyle diyorsun ama, şekerim, bunun bir de bu tarafı var…

Çocukluğumda, gençliğimde pek de cazip gelmeyen bu hitap (Alışık olduğumdan olabilir), evlenip de küfür ve şiddet ile tanışınca iletişimin en güzel başlangıcı olarak yerini aldı!

Kimler tarafından böyle laflara alışık olduğum düşünülmeden dalga geçen, kendince “ayıbımı” yakalayan   arkadaş: Siz de evinizde deneyin; farklı bir fikir ortaya koyarken “Ama şekerim…” diye lafa başlayın; salık veririm: Kavga, dövüş, hakaret ve nefret olmayan bir ortamınız olur.

******

İnsani değerlerini kaybetmemiş hiçbir insan ölümler karşısında sevinç duyamaz!

İnsani değerleri din, ırk, siyasi olarak ayrıştırıp da duruma göre davrananlaradır tepkiler; ki bazı ölçütleri baz alarak tavır koyanların da ne samimiyetine ne de insanlığına inanırım!

Bu davranışları eleştirmek; eleştirenlerin insani ayıbı değil, durumu bu noktaya getirenlerin ayıbıdır ki; eleştirenleri topa tutmak yerine insan ayrımında bulunanları sorgulamak lazım!

Buna yaklaşmayanların kendi düşüncesi doğrultusunda olmayan herkese hakaret yağdırması, beddualarda bulunması ve ille de “Küçük düşürücü” ifadeler kullanması, ne yazık ki, amacı iyi niyet olan dine vurulan baltalardır!

Namaz kılan, başını secdeye eğen, aç olanın halinden anlamak için oruç tutan; Kurban bayramında aç olanları doyurmak amacıyla kurban kesenlerin; Kuran’a el basanların ölen herkese eşit davranması, her aç olana yardıma koşması, sahip olduğu paraları yoksullarla paylaşması gerekmez mi?

Önce ailende muhtaç olanlara yardım et denilmez mi?

******

Yirmi küsur yaşına gelmiş bir gencin haberi vardı, geçenlerde; doğuştan penisi deri altındaymış!

Makattan işiyormuş, bir böbreği bu yüzden işe yaramaz duruma gelmiş!

Bu yaşa kadar neden müdahale edilmez diye düşünüyor insan, cahillik, şekerim… Parasızlık keza!

Bir devlet böyle bir hastalığı tedavi edemez mi?

İlle de SGK mı gereklidir?

Bana “Ölen insanlara karşı duyarsız!” diyen arkadaşlar; yaşarken ölmeye mahkum bu genç için bir çabanız var mı?

“Bu nasıl sistemdir?” diye itirazınız?

Mesela, ben bunu sorgularım, arkadaş; devlet böyle bir vatandaşa sağlık hizmeti sunamaz mı? İlle de “Para mı alması gerekiyor?”

Bir düşünün be şekerim! Zahmet olmazsa yani…

******

En çok da kadınlardan gelen beddualar, lanetler ve alaylar dikkatimi çekiyor: İstediğin yere istediğin şekilde gidiyor-geliyorsun; cipini de kullanıyorsun, alış-verişe de çıkıyorsun; Cumhuriyetin ve laikliğin her türlü nimetinden faydalanıp da sağlayana bir selam gönderme lütfunda dahi bulunmadan eleştirdikçe eleştiriyorsun!

Ah be kardeşim; o çok özendiğin ortama bir gir! Öyle uzaktan konuşmak kolay, öyle ezber falan…

Araba kullanman yasak olsun, yalnız başına sokağa çıkman, mesela…

Sahip olduğun değerlerle ahkam kesiyorsun ya; valla ben beddua etmeyi sevmem, iyi niyetimle şunu diyebilirim: Şükredin ki Allah bu günlerinizi aratmasın!

 

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..